14.Bölüm

93 14 21
                                    

Hatırlatma:
-Ne!? (Hyomin)

- N'oldu? (Woohyun)

- B-ben gidiyorum. Yine saçmalamaya başladın. (Hyomin)

Hyomin çok utanmıştı. Normal şartlar altında ordan gitmez ve Woohyun'a sarılırdı ama utandığı zaman domates gibi kızarıyordu. Bu nedenle Woohyun onun bu halini görürse onu sevmez diye düşünerek ordan gitti. Woohyun, Hyomin'in de onu sevdiğinden emindi. Bu yüzden o gittikten sonra yüzüne bir tebessüm yerleşti. Kafeden çıktı ve yürümeye başladı. Yürürken yanına Saeron geldi.

-Okula kaydımı yaptırmaya gittim ve Sungyeol oppa'yı gördüm. Sizin okulda mı? (Saeron)

-Oppa? Onu nerden tanıyosun? (Woohyun)

-Cidden bilmiyo musun? (Saeron)

-Bilmem mi gerekiyo? (Woohyun)

-Evet! Nasıl bilmezsin? O benim tanıdığım en yakışıklı, en düzgün erkek, o benim oppam. (Saeron)

-Sungyeol mu? (Woohyun)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

-Sungyeol mu? (Woohyun)

-Ne gülüyosun? Cidden onun kim olduğunu bilmiyor musun? (Saeron)

-Kim olabilir? Bizim sınıfın ineği işte. (Woohyun)

-Ya! Laflarına dikkat et! O korenin en yakışıklı oppası! (Saeron)

-Lütfen oppa deyip durma, midemi bulandırıyosun. (Woohyun)

-Sen ne anlarsın yakışıklı erkekten? Sadece kıskanıyosun. Sende olmayan karizma, kas ve seksilik onda var. O yüzden sus! (Saeron)

-Peki, sustum. Benim gitmem gereken bi yer var. Sen eve git. Ben bugün gelmeyeceğim. (Woohyun)

-Niye? (Saeron)

-Arkadaşımda kalıcam. Sen eve git. Dışarda dolaşma. (Woohyun)

-Tamam, gidiyorum. (Saeron)

Woohyun, Hyomin'in evine gitmeye başladı. Eve geldiğinde bahçede Sunggyu vardı, ona görünmeden eve girdi. Hyomin'in odasına çıktı. İçeri girdi, Hyomin odada değildi ama balkonun kapısı açıktı. Fotoğraflara bakmaya başladı. Tam o sırada içeri Hyomin girdi. Üzerinde bornoz vardı. Woohyun kapı sesini duyar duymaz dolaba girdi. Hyomin onu görmedi. Hyomin giysi almak için dolarını açtı ve o anlık korkuyla çığlık attı.

-Ne işin var senin burda?! (Hyomin)

-Banyoda mıydın? (Woohyun)

-Evet. Hadi çık burdan. Sunggyu gelir şimdi! (Hyomin)

Woohyun tam çıkarken Sunggyu içeri girdi.

-Kim bağırdı? (Sunggyu)

-Bağırmak mı? Bizden gelmedi. (Hyomin)

-Tamam. (Sunggyu)

Sunggyu tam gidecekken durdu ve onlara döndü.

-Siz yine n'apıyosunuz böyle? (Sunggyu)

-Hiç. (Hyomin)

-Senin üstünde bornoz var ve Woohyun yine burda. (Sunggyu)

-Ne demeye çalışıyorsun?! (Hyomin)

-İnsanın aklına başka bişey gelmiyo. (Sunggyu)

-Ya! Ben senin kardeşinim. Bana sürekli böyle suçlar atmayı bırak artık! (Hyomin)

-Keyfimden atmıyorum herhalde. Elimde kanıtlar var. (Sunggyu)

-Ne kanıtı? Tesadüf! (Hyomin)

-Tesadüf olsa bile neden her geldiğimde Woohyun ve sen değişik pozisyonlarda oluyorsunuz? (Sunggyu)

-Değişik pozisyon? Abartma! Birkaç kere üstüne düştüm, ona attığım yastık sana geldi, şimdi de üstümde bornoz varken o yanımda diye sevgili mi olduk? (Hyomin)

-Sevgili? (Woohyun)

-Sen karışma! (Hyomin)

-Yemek yerken ve basketbol oynarken de çok belli ettiniz. Saklamanızı gerektiren bişey yok. Söyleyin gitsin. (Sunggyu)

-Ama.. öyle bişey yok! Ne söyleyelim? Woohyun-ah! Sen de bişey desene. (Hyomin)

-Ben ne diyim? Siz ne güzel anlaşıyosunuz. (Woohyun)

-Ya! Bişey söyle! (Hyomin)

-Ben konuşursam iyi konuşurum ama. (Woohyun)

-Tamam. (Hyomin)

-Peki, şimdi şöyle biz aslında çıkmıyoduk. (Woohyun)

-Evet! Doğru. (Hyomin)

-Eee? (Sunggyu)

-Sonra başımızdan bir sürü olay geçti. (Woohyun)

-Evet. Kesinlikle doğru söylüyor. (Hyomin)

-Aradan zaman geçti ve biz aşık olduk. (Woohyun)

-Evet!... bekle. Ne? (Hyomin)

-Doğruları söylüyorum. Gerçekler bunlar. (Woohyun)

-Çıkıyorsunuz yani. (Sunggyu)

-Artık çıkıyoruz. Değil mi? (Woohyun)

Hyomin, şaşkın bir şekilde Woohyun'a bakıyordu. Woohyun, Hyomin'e yaklaşmaya başladı. Hyomin olduğu yerde şaşkın bir şekilde Woohyun'a bakıyordu. Woohyun yavaşça Hyomin'in dudaklarına yaklaştı ve dudakları birbirine değiyordu. Sunggyu hemen aralarına girdi.

-Ya! O benim kardeşim. En azından benim önümde yapmayın. Ayrıca Hyomin, sen de üstüne birşeyler giy. Sonra ne yapıyorsanız yapın. Ben gidiyorum. (Sunggyu)

Sunggyu gitti ve Hyomin hâlâ şaşkın bi şekilde Woohyun'a bakıyordu. Odada sessizlik hakimdi. Sessizliği Hyomin bozdu.

-Şimdi.. sen ve ben.. sevgili mi olduk? (Hyomin)

Woohyun gülümsedi.

-Çok mu sevindin? (Woohyun)

-Yani. Ama öyle direkt söylenir mi? (Hyomin)

-Uzatmanın bi anlamı yok. (Woohyun)

-Olduk mu şimdi? (Hyomin)

-Sen çok mu sevindin? Seni daha önce hiç böyle görmedim. (Woohyun)

-Tabii ki sevinicem aptal. Sonuçta sevdiğim çocuk tarafından öpüldüm. (Hyomin)

-Çok sevindiysen tekrar öpebilirim. (Woohyun)

-Aptal. (Hyomin)

Woohyun Hyomin'e yaklaştı ve elini beline doladı.

-Nasıl hissettiriyo? (Woohyun)

Hyomin, öylece Woohyun'a bakmaktan sıkılıp Woohyun'ın dudaklarına masum bir öpücük kondurdu.

AŞKLA KALWhere stories live. Discover now