spotify:miyaovdinliyor
Çeviri: Benbeniyerim
Instagram: miyaov
Kapıyı açamadı.
kalbi göğsünde gürültüyle atıyordu; bir mil ötedeki birinin duyacağından emindi . boğazı kurumuş, parmakları titrek ve ayağı zemine vurmaya devam ediyordu.
hayır, pek de gergin değildi.
buna hazır mıyım?
sadece seth'di.
bilirsiniz.
eski erkek arkadaşı.
büyütülecek bir şey yok.
bunu yapabilirdi.
derin nefes al, mj. derin nefes.
ve titreyen bir el ile, kapı koluna uzandı ve açtı.
onu bir dalga gibi çarptı.
tıpkı sethî lacrosse maçında ve antrenmanlarında gördüğünde hissettiği gibi. koridorda yanından geçtiğinde hissettiği gibi, birbirlerine tek kelime etmeden. kolunun altında bir kızla gördüğünde hissettiği gibi ya da arkadaşlarıyla güldüğündeki gibi.
acıttı.
cehennem gibi.
ve onu karşısında dururken gördüğünde hissettiği buydu, tüm o ihtişamıyla, iri kahve gözleri ve yumuşak çikolata kahvesi saçlarıyla. lacrosse forması ve kot pantolonuyla.
kahretsin. mükemmel olmak zorundaydı.
"selam"
Bu kelimeyi söyleme şekli ayaklarını yerden kesiyordu. acınasıydı; ondan duyduğu bir basit kelime onu nasıl bu kadar aciz kılabilirdi. nefes alırken bile yapabilirdi bunu ve mj'in yine midesi bulanabilirdi.
acıası.
"....selam."
ensesini kaşıdı ve ona garip bir şekilde gülümsedi
siktir
"uyuyamadın mı?"
"hayır. sen?"
"dün geceden beri etrafta arabayla geziniyorum. burada durdum. neden bilmiyorum."
kız başını salladı, ne dese bilmiyordu. boğazını temizledikten sonra evini işaret etti.
"... içeri girmek ister misin?"
"ım, hayır. böyle iyiyim."
"peki."
"evet."
"kız kardeşin seni arıyor."
"biliyorum."
sessizlik.
"ne var biliyor musun, bu berbat bir fikirdi. gitsem iyi-"
"nasıl hissettirdiğini biliyor musun?"
durduramadan sözler ağzından çıkıverdi. seth ona baktı ve iki kaşını da havaya kaldırdı.
"ne?"
başladığı şeyi bitirse iyi olurdu
"elbette bilmiyorsun. bok gibi hissettiriyor. en çok sevdiğin ve seni de sevdiğini düşündüğün kişinin bir anda gitmesi. sonra onu her gün okulda görmen, sanki hiçbir şey olmamış gibi. sanki seni etkilediği kadar onu hiç etkilememiş gibi. bok gibi hissettiriyor, seth. cehennem gibi hissettiriyor"
"... şimdiki zaman?"
"ne?"
" 'en çok sevdiğin kişi' dedin. şimdiki zamanda?"
" tabiki şimdiki zaman kullandım, salak"
"ve bir şeyde yanılıyordun."
"hayır, ben her zaman haklıyım."
"bu kez değil. nasıl hissettirdiğini ben de biliyorum. seni ne zaman görsem bok gibi hissediyorum. çünkü ne zaman hissetsem, sana tekrar tekrar aşık oluyorum."
"arkasında durmadığın sürece sözlerin bir bok ifade etmiyor"
"ben de hiçbir zaman bırakmadım, mj. ben de şimdiki zamandayım."
"bu saçmalığın daniskası. sen seth gilligansın. lacrosse takım kaptanı. her zaman kolunun altında bir kız olan."
"hiçbiri bir sen değildi. kanıtlamamı ister misin? neden ayrıldığımızdan beri kimsenin sana teklif etmediğini düşündün mü hiç?"
"sen...sen..."
"ve morarmış gözüm? takım arkadaşlarımdan biriyle kavgadan dolayıydı. senin giderin olduğunu düşünüyordu. çenesini kırdım."
"bu bir şey ifade etmiyor! 2 sene önce beni neden iki arada bir derede bıraktın? ve ne oldu da şimdi beni geri istiyorsun? sebebi neydi?
"Bir tanem... asla seni geri istemekten vazgeçmedim."
"bundan emin misin?"
"neden bana inanmıyorsun?"
"çünkü artık sana güvenmiyorum"
"söylediğim her şeyden pişmanım. yaptığım her şeyden pişmanım. özellikle gitmene izin vermemden."
"dil dökerek beni ikna edemezsin. bu sefer olmaz.""
"bana inanman için ne yapmalıyım?"
"neden normal bir insan gibi konuşmuyorsun?"
"çünkü asla o şansı bana vermedin."
"... ya git ya da seni zorla gönderirim."
"peki, kanıt mı istiyorsun? al sana kanıt."
seth gilligan bir adım öne gelip aklını başından aldı
onu öptü. onu böyle eriyip bitirmesi seth'in çenesini kırma isteği uyandırdı çünkü söz konusu seth'e geldiğinde aciz olan hep kendisi oluyordu.
ama şimdilik, bir öpücük yeterliydi.
YOU ARE READING
Bana Örümcek Adam Diyebilirsin. (TÜRKÇE)
Short Story" Adını söylemeyeceksen, ne demeliyim ki sana?" "Örümcek adam diyebilirsin."
