Can Simidiniz

307 8 3
                                    

Dünyanın Gidişi Hariç, Her Türlü

Akıntıya Karşı Durabilirsiniz.

Japon Atasözü

Bir lokantaya gittiğinizde garson genellikle şu soruyu sorar: Ne arzu ederdiniz? Mönüye bakarsınız ve sevdiğiniz yemeği söylersiniz. Mönü dışında başka bir seçeneğiniz yoktur. Açık büfe servislerde de durum aynıdır. Masanın üzerindeki yemeklerle yetinmek zorundasınızdır.

Eğer bir lokantadaysanız ve elinizdeki mönüde istediğiniz yemekler yoksa yapacağınız üç şey vardır: size sunulanlarla yetinmek, başka bir lokantaya gitmek ya da mutfağa girip istediğiniz yemeği yapmak.

Mönüde sevdiğiniz yemekler yoksa ve siz herhangi bir yemeği seçip yediyseniz, diğer ihtimaller üzerinde konuşmaya fazlaca gerek yok. Ama mutfağa girip istediğiniz yemeği yapmaya başladığınızda, sizi bazı zorluklar bekleyebilir. Mutfakta uygun malzemeler bulunmayabilir. Ya da görevliler mutfağa girmenize izin vermeyebilirler. İstediğiniz yemeği yapmanızı engelleyecek bütün aksilikler başınıza gelebilir. Eğer birkaç aksilikten sonra vazgeçip mönüye razı olmak isterseniz, mutfaktan çıkıp tekrar masanıza dönmeniz yeterlidir. Eğer bunu yaparsanız, diğer ihtimalleri de düşünmeye gerek yoktur.

Belki de mönüdekiler sizi tatmin etmedi ve siz de başka bir lokantaya gitmeye karar verdiniz. Gittiğiniz ilk lokantada da aradığınızı bulamadınız. Sonra bir diğerine gittiniz, yine olmadı. Yine yapacağınız birkaç şey vardır: Gittiğiniz herhangi bir lokantadan içeri girmek ve bir şeyler yemek. Eğer, bunu da yaparsanız, diğer ihtimalleri söylemeye gerek yok.

Bu kitap diğer ihtimallerle ilgilidir.

Yaşam hiçbir zaman, "Ne arzu ederdiniz?" diye sormaz bize. Yaşam bir açık büfedir. Her şey ortadadır. İstediğiniz her şeyden, istediğiniz kadar alabilirsiniz. Yaşam çok büyük bir açık büfedir. Milyarlarca masanın yan yana sıralandığı dev bir açık büfe lokanta hayal edin. Her masada milyonlarca yemek, içecek ve dahası...

Yaşam bir şölendir. Yaşayan herkes bu şölene davetlidir. Eğer yaşıyorsanız, siz de bu şölendesiniz demektir. Ama bazıları masanın çok uzağında kaldığı için bunu fark etmeyebilirler. Oysaki herkesin kendisine ait özel bir masası vardır. Üzerinde en sevdiği yiyeceklerin bulunduğu bir masa...

Bazı insanlar kendi masalarını bulamadıkları için bu şölenin çekilmez bir işkence olduğunu düşünebilirler. Oysaki bu şölende herkesin kendisine ait bir masası ve etrafında dostları, arkadaşları vardır.

Bu şölen alanı neredeyse tüm yeryüzü kadardır, belki de daha fazla. Herkes şölen alanına farklı kapılardan girer ve gördüğü ilk masanın kendisine ait olduğunu düşünür. Oysaki yaşamda karşımıza çıkan ilk masa genellikle bize ait değildir. Çoğumuz yılarca o masanın etrafında dolanıp dururuz. Bizden çok daha zengin masalarda bulunanları görüp, isyan ederiz. Yaşamın adil olmadığını düşünürüz, kendi masamızın varlığından bile habersiz...

Dünya var olduğundan beri her birimize farklı farklı masalar ve üzerinde yiyecekler sunuluyor. Bazıları bunu kabullenip yetiniyor, bazıları ise yetinmeyip yeni yollar ve yeni masalar keşfediyorlar.

Yaşam adil değildir, eğer adil olmadığına inanırsanız. Buna inanmaya devam ederseniz de asla adil olmayacaktır.

Eğer bir yoldaysanız ve yol sizi istediğiniz yere götürmüyorsa, yanlış yoldasınız demektir. Yolunuzu değiştirmelisiniz. Eğer yanlış olduğunu bildiğiniz yolda ilerlemeye devam ederseniz, geri dönüşünüz çok daha zor olacaktır. Belki de geri dönemeyeceksiniz. Yaşam bir yoldur ve hepimiz bir şekilde bu yolda yürüyoruz. Eğer herhangi bir yolda yürüyorsanız, herhangi bir yere gidersiniz. Ama istediğiniz yolda yürüyorsanız, istediğiniz yere gidersiniz. Yaşam göründüğü kadar zor ya da karmaşık değildir. Yaşam size verilenleri aramak için çıktığınız bir yolculuktur.

Bir Yudum Hayat NLP (Raflarda)Where stories live. Discover now