*07:56* Justin: Seni seviyorum bebeğim Justin: Ayrıca günaydın güzelim
Gönderdiği mesajları tek tek okurken gülümsemem tüm suratıma yayılmıştı.
Onun, bana yazdığı tek bir cümle bile kalbimi hızlandırıyordu.
Klavye kısmına tıklayıp, cevap yazmaya başladım.
Avery: Günaydın Justin ve sorun değil Avery: Sadece içimden gelmişti ve yazmıştım
Mesajı yolladıktan sonra uyuşuklukla yataktan kalktım ve banyoya ilerledim.
Yüzümü yıkayıp, makyaj yapmadan sadece yüzüme nemlendirici sürdüm. Ve banyodaki diğer işlerimi halledip oradan çıktım.
Dolabıma ilerleyip, üzerime kareli bir gömlek, altıma kot pantolon ve siyah bir bot seçip,giydim. Saçlarımı da doğal haliyle salık bıraktım.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Bugün üstümde inanılmaz bir evham vardı, yataktan tüm gün hiç çıkmasam bile olurdu. Ancak okula gitmem gerektiğini biliyordum.
Evet, çalışmamın yanı sıra bir de okulum vardı. Fakat iş yerimi arayıp sürekli bir şeyler bahane ediyor ve uzun zamandır oraya uğramıyordum. Yakın zamanda bir uğrasam fena olmazdı. Hala bir işim varsa tabii.
Telefonumu ve çantamı alıp aşağı indim ve onları koltuğa bırakıp, mutfağa geçtim. Dediğim gibi üzerimde inanılmaz bir evham vardı ve bunun getirdiği üşengeçlikle kahvaltı falan hazırlayamayacaktım.
Dolaptan bir kase ve kaşık çıkarıp, mısır gevreğini kaseye doldurdum ardından buzdolabından da süt aldım ve kaseye onuda ekledim. Fakat, neden bunu böyle ayrıntılı anlattım bilmiyorum. Alt tarafı kaseye mısır gevreği koydum. Herneyse.
Hazırladığım mısır gevreğini alıp salona geçtim ve koltuğa yayıldım. Telefonu da elime aldım.
Bir yandan gevreği yiyip, bir yandan telefonu kurcalamayı düşünüyordum.
Telefonumun ekranı siyahlaştı ve ekranda Justin'in fotoğrafı gözüküp, zil sesim çalmaya başladı. Bu evhamlı kızı kurtaracak tek kişi arıyordu.