1.7

355 66 7
                                    

"Şunu yapmayı kes." dedim yanında yürümeye devam ederken. 

  Hızla elimi çekip, yüzümü buruşturdum. Bana doğru şapşalca gülümseyip, elimi tekrardan tuttu. 

"Gelmemi sen istedin, elini tutmama izin ver." dedi sesini kısarak kız taklidi yaparken. Kafasına elimin tersiyle geçirdikten sonra, gereğinden fazla ışıklarla süslenmiş dükkana girdim.

"Şunlara bir baaak." dedi yanımdaki ışıklara bakmaya devam ederken. 

"Yah, içeri geçelim." dedim onu sürüklerken.

"Ama şunlara bir baksana. Dahyun sen ne-"

Cümlesini bölüp, elinden tuttum. Onu içeriye sürüklerken gerçekten tuhaf hissediyordum çünkü arkamda tuhaf sesler çıkarıyordu.

" Aman Tanrım, elimi tutuyorsun." dedi kollarımızı sallarken. Sanırım çok çok fazla mutluydu çünkü her kelimesinden sonra kahkaha atıyordu. 

Ona surat asıp, en sevdiğim şarkılardan birini açtım. O havalı televizyonları olan karaoke cafelerden birine gelmiştik, her ne kadar ben doğru düzgün şarkı söyleyemesem de. 

* * * 

"Sesinin güzel olduğunu neden daha önce söylemedin?" diye sordum ağzımda pipetle oynarken. Hava soğuk olmasına rağmen biz hala dışarıda dolaşıyorduk, yarın tatil olmasaydı kesinlikle şu anda evde ve uyuyor olurdum.

"Hiç sormadın ki." dedi içeceği ile uğraşırken. Kafamı sallayıp, karşıdaki bankları işaret ettim. Biraz daha ilerledikten sonra oraya oturduk.

"Dahyun, eğer ki, bak eğer ki diyorum. Sana kötü bir şey yapsaydım, nasıl tepki verirdin?" diye sordu bana doğru dönerken. Bu ani ve salakça soruyu neden sorduğunu merak ederken cevapladım.

"Yine ne yaptın?" 

Yüzündeki gülümseme daha çok yayılırken bana doğru yaklaştı.

"Hey, sen ne ya-"

Tamam, onu dövebilir veya itebilirdim.

Ama beni öpmesine izin vermiştim.




i'll be waiting →dahyunWhere stories live. Discover now