Ep 1

269 12 0
                                    

Gözlerimi yavaşça aralayarak tavana baktım. Dün gece İzel beni aramış ve sabah erkenden onlara gelmemizi istemişti.

Kafamı sola çevirerek yanımda uyuyan Alaz'a baktım. Bir müddet sessizce onu izledikten sonra komidinin üzerinde duran saate çevirdim kafamı. Daha dokuza yirmi vardı.

Elimle gözlerimi ovuşturduktan sonra doğruldum ve Alaz'ı nazikçe dürttüm. Uykusu çok ağır değildi. Bu nedenle de hemen gözlerini açarak bana döndü.

"Günaydın hayatım."

Gülümseyerek karşılık verdim. Yorganı üzerimden atar atmaz dolaba yöneldim ve giyecek bir şeyler seçtikten sonra yeniden Alaz'ın yanına gittim.

Gözleri açık olmasına rağmen hâlâ yatakta uzanıyordu. Onu kaldırmak için açıklama yapmak zorunda kaldım.

"İzel'ler bizi kahvaltıya bekliyorlar. Hadi sende hazırlan da çıkalım."

Alaz sırt üstü uzanarak tavana bakmaya devam etti. Bende üzerimi değiştirip banyoya koştum.

Bir yandan da kendine gelebilmesi için bağırıyordum. O da bağırışlarıma karşılık olarak yataktan çıktı ve dolaba yöneldi.

Kendi tarzına uygun giyeceklerini seçtikten sonra banyo kapısına yaklaşarak içeri doğru seslendi.
"Almir'i de mi götüreceğiz?"

Sorusunu zihnimde tartıp, en doğru kararı alarak Alaz'a yanıt verdim.
"Onu anneme bıraksak daha iyi olur. Hem uzun zamandır da gitmiyor."

Banyodan çıktıktan sonra yatağa yöneldim ve toparlamaya başladım.

Annemin yoğun ısrarı üzerine Aysu Abla bizim evimize yerleşmişti ancak ona çok fazla iş yaptırmıyorduk.

Yatağı toparladıktan sonra üzerini değiştirmiş Alaz'a bir göz attım. Eskisinden daha yakışıklı ve daha olgun gözüküyordu.

Bu da ona bir kez daha aşık olmamı sağladı. Dolabın aynasından saçlarını tarayarak geriye yatırdıktan sonra bana döndü.

"Arda ve Çağrı'ya bir çözüm bulmamız lazım. Almir yanımızdayken akıllarına ne geliyorsa söylüyorlar."

Bu konuda haklı olduğunu bildiğimden sesimi çıkartmadan onay verdim.

Almir daha dört yaşındaydı ve çevresinden ne duyuyorsa onu kapıyordu.

Bizde Arda ve Çağrı'dan duyduğu kelimeleri kullanmasını hiç ama hiç istemiyorduk. Alaz düşüncelerimi sesli bir şekilde dile getirdi.

"Tamam bizimkiler birbirleriyle şakasına atışıyorlar ancak çocuk bunu anlayamayabilir."

"Sadece Almir'in yanında dikkat etmelerini söylememiz yeterli. Aslında şöyle bir düşünecek olursak, hayatımıza da renk katıyorlar."

Alaz önce kaşlarını çattı ve ardından da gözlerini devirerek yanıtladı beni.
"Bu kadar renk fazla. Gökkuşağına döndük mübarek."

İkimizde gülerek odadan çıktığımız sırada Aysu Abla'da zorlanarak merdivenlerden çıkıyordu. Koşarak yanına gittim ve koluna girerek çıkmasına yardımcı oldum.

"Günaydın sultanların sultanı."
Aysu Abla'da yorgunlukla yanıtladı beni.
"Günaydın çocuklar, günaydın."

Alaz da bana yardımcı olarak Aysu Abla'nın koluna girdi. Evdeki sessizliği fark edince sormadan edemedim.

"Almir daha uyanmadı mı?"
Aysu Abla eliyle Almir'in odasını işaret ederek yürümeye devam etti.

"Bende uyandırmaya gidiyordum tam."
Onun arkasından bakarken ne kadar yaşlandığını fark ettim.

ALTACARIL 2Where stories live. Discover now