2 MİLYON ÖZEL BÖLÜM

9.5K 330 95
                                    

AÇIKLAMAYI BURAYA EKLİYORUM ÇÜNKÜ SİZE KOSKOCAMAN BİR TEŞEKKÜR ETMEK İSTİYORUM. İYİKİ VARSINIZ♥ UMARIM BU BÖLÜM HOŞUNUZA GİDER ÇÜNKÜ FARKLI BİR ANLATIMI OLDU. YORUMLARINIZI BEKLİYORUM HEPSİ BENİM İÇİN DEĞERLİ.

Sevgili Günlük,

Yirmi üç yıllık ömrümde hiç bir zaman düzenli günlük tutamamış biri olarak aslında bu yazma işine hiç girişmemem gerekirdi biliyorum. Ama geçen gün Çağrıyla otururken ne kadar çok şey atlattığımızı fark ettik. Ben kaçırılmıştım,intihar etmeye kalkışmıştım, bir abim olduğunu öğrenmiştim, Çağrı az kalsın başka biriyle evleniyordu...Sonuç olarak bu yaşadıklarımızı unutmadan yazıya dökmeye karar verdik. O çoktan yirmi sayfa kadar yazdı ama bana okutmuyor beyfendi. Neyse ben daha ilk sayfamı yazdığımdan biraz acele etmeliyim sanırım. Arada konudan saparsam kusuruma bakma hormonlar sağolsun dikkat dağınıklığı yapıyor.

Hayatımın dönüm noktası Ankara'ya taşınmamız oldu galiba. Lisenin  ilk yılları benim için pek parlak geçmemişti doğrusu. Daha sonrası ise belki normal bir insanın yaşayamayacağı pek çok olayla devam etmişti. Galiba en önemli olaysa Çağrı'yla tanışmam oldu diyebilirim. Şu anda onsuz hayatımın nasıl olabileceğini sorduklarında cevap veremiyorum. Sanırım buna hayat denmezdi. İlk tanışmamız yerinden fırlamış bir kaldırım taşı sayesinde olmuştu. Her zamanki sakarlığımın ilk defa bir işe yaradığını düşündüğümü çok net anımsıyorum. Sanırım on yedisinde bir insanın yaşayabileceğinden fazla olaylı yıllar geçirdiğimi kabul etmeliyim. Evet evet yaprak dökümü aksiyonunu yaşadım bildiğin. Ama sanırım düşününce bu olaylar olmasa Antalya'daki gibi hayalet yaşamı sürmeye devam ederdim. 

Sakar bir insanım ben. Düz yolda birlikte yürüdüğümüzü hayal et. Beş saniye sonra yanına baktığında beni göremezsin. Hafifçe başını aşağı indir. Evet sanırım beni gördün. Ama aynı zamanda şanslıyımda. Çünkü düştüğümde beni kaldıracak insanlar var yanımda, öncelikle Çağrı, Özgür, Buğra, Evren, Deniz... Ha tabii en önemlisi canımın içi Esma Sultan ve dünyalar tatlısı babam. Bilirsin çok fazla şikayet ederim Esma Sultan'ın dırdırlarından, ama şu son aylarda o olmayınca kendimi ne kadar güçsüz hissettiğimi fark ettim. Tabii senin haberin yok. Çağrı'yla kaçıp gittiğimiz günden sonra yüzüme bakmadı desem yeridir. Tamam bende farkındayım doğru değildi yaptığımız. Ama ben mi dedim Çağrı'ya peşimden koş diye. Ben kuzu kuzu çekip gidecek, depresyonuma girecektim. Ama o peşimden gelip bana yine dünyadaki tek varlığı benmişim gibi bakınca dayanamadım işte. Bir kez daha çekip gidemedim. Ha pişman mıyım diye sorarsan tabii ki hayır. İlk bir iki ay çok zorlu geçti diyebilirim. Tamamen tek başımızaydık. Annemler suratımıza dahi bakmıyordu. Zaten Gül Teyze'yle aramız hiçbir zaman iyi olmamıştı. O yüzden bizde abimlere sığındık diyebilirim. Bu sırada deli gibi iş arayışına girdik tabii. Her şey iyiydi hoştu ama benim sevgili yeğenim dünyaya gelince kapının yolu göründü. Tabii ki abimle Deniz sorun olmadığını söylese de evde minnak bir bebek yeterince karmaşaya yol açıyorken fazladan iki kişi onların elini ayağına dolaştıracaktı. Biz kendimizi sokaklara vurup elimizdeki bir miktar parayla her gün başka bir motelde kalırken, teyzem Esma Sultan'ın sözünden çıkıp tuttu elimizden. Bir süre sonra teyzemlerin sayesinde çalışıp bir şeyler kazanmaya başlamış, minik bir daireye taşınmıştık. Kendi ayaklarımız üzerinde durabilme görevimiz az biraz yardımla başarıya ulaştıktan sonra sıra ailelerin gönüllerini almadaydı. Sana şu kadarını söyleyeyim şu ülkede iş bulmak Esma Sultan'ın gönlünü almaktan daha kolay bir şey.

İkinci görevimiz bir yılın ardından hala başarıya ulaşamamışken, İzmir'de normal bir hayat sürüyorduk. İşe gidip geliyor, televizyonun kumandası için yastık savaşı yapıyorduk ( ve hala  yemekleri Çağrı'ya yıkmaya çalışıyorum kabul), haftada bir abimlere uğrayıp dünya tatlısı yeğenim Güneş'i sevip, arada da teyzemlere uğruyorduk. Buğra'yla Evren hala en uçlarda ilişkilerini sürdürüyordu, bazı günler ellerinde bir konser biletiyle kapıda beliriyor, kimi zaman gecenin bir yarısı biz sizi çok özledik diyerek apartmanı ayağa kaldırıyorlardı. Hayatın görüp görebileceğin en şapşal; ama açık ara en tatlı çift onlardır sanırım. Şimdilerde hayatın tadını çıkarıp bir kaç sene içinde gerçekleşecek düğünlerini planlıyorlar. Onlara özenmiyordum desem yeridir. Az önce de bahsettim ya Esma Sultan olmayınca yanımda kendimi çok güçsüz hissediyorum. Bir elin parmağını geçmeyecek kadar kişinin şahitlik ettiği küçük nikahımızda onun olmayışı eksik hissettirmişti bana. Belki en mutlu olmam gereken günde oturup saatlerce ağlamıştım. Onun hayatımdaki yerine öylesine alışmışımki yokluğunu hiç düşünmemişim. O yüzden Evren ve Buğra'nın etrafında pervane olan ailelerine imrenerek bakıyordum. Bu sırada nikah provası yapan tek çift Buğra'lar değildi. Ankara'daki bir kaç arkadaştan duyduğumuz kadarıyla Gece ve Kayra birlikteydi. Uzun zamandır onları görmemiştim ama anlaşılan o küçük tatilimiz onları bir araya getirmişti. Ankara'daki haberler bununla da kısıtlı değildi; Simge minik bir butik açmış ve bayağı popüler olmuştu ( Popülerlik kızın DNA'sında var ), Can ise ondan hiç beklenmedik şekilde playboy olma yolunda ilerliyordu. Umut bizim eve gelebilmek için ortalığı ayağa kaldırıyordu, Begüm her gün Çağrı'ların evine gidip ağlıyordu, Demir'den pek haber yoktu ama sonunda mutlu olduğu bir işteymiş diye duydum.

 Şu kadarcık yazıda konudan konuya atladığım için benden nefret ediyor olabilirsin. Ama şu sıralar beynim biraz farklı çalışıyor galiba. Karnımdaki miniği düşünmeden edemiyorum. Çağrı'ya kalsa işe giderken herhangi bir yerde düşüp çocuğa zarar vereceğim için beni evdeki kanepeye bağlayacak, belki de haklıdır sonuçta dediğim gibi düz yolda yürüyemeyen bir insanım. Şimdilik sakarlığımın tutmaması için dua ediyorum. Bu arada miniğimiz yanında uğuruyla geldi diyebilirim. Esma Sultan gardını indirip bizi ziyarete geldi. İlk başta kendine hakim olmaya çalışsada daha sonra dayanamayıp göz yaşlarını bırakıverdi. Bende bu sıralar ağlamaya yer aradığımdan tutamadım tabii kendimi. 

Şimdi mi? Tam şu anda herkes el ele vermiş evdeki eşyaları kolilere yerleştiriyor. Malum bebiş gelince minik evimize sığamayacağız. Hamile olmanın en güzel yanı şu anda herkes koşuştururken benim minik koltuğumuzda oturup limonatamı yudumluyor olmam. Normalde Esma Sultan taşınma işlerinde canıma okurdu ama bugün ben yerimden kalkmayayım diye uğraşıyor. Bende şişmeye başlamış olan karnıma bakıp göz kırpıyorum ve fısıldıyorum '' Teşekkürler annecim ''

---

NOT: KİTAP KAPAĞI TASARLAYABİLECEK ARKADAŞLAR BANA MESAJ ATABİLİR Mİ? 

Okuldaki Yeni Kız ~Düzenlemede~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin