Adal

61 8 5
                                    

Yukarıdaki video kitabın tanıtım videosudur. İzleyebilirsiniz (:

Bu hikâyenin başlangıcı olmamalıydı aşk sözleri, sonuda olmamalıydı. Kısacası, bu onun hikayesiydi.

Gözlerini kırpıştırarak açtı Adal. Uyanma vakti gelmişti. Yavaşça yatağında oturur pozisyona geldi ve sakallarını sıvazlamaya başladı. Gece kaçta eve gelmişti, uyumuştu hiç bir fikri yoktu. Ayağa kalkıp levaboya doğru ilerledi. Giysilerini çıkarıp soğuk bir duş aldıktan sonra odasından çıkıp mutfağa indi. Karnı gerçekten acıkmıştı. Telefonunun zil sesini duyduğunda kimin aradığına bakmadan kulağına götürdü.

"Ne var!? " Karşıdan Sancağın sesi geldiğinde Adal yüzünü buruşturdu.

"Oo Adal? Sinirlisin sanırım? " Sancağın alaylı sesi kulaklarına geldiğinde sinirle dişlerini sıktı.

"Ne istiyorsun? Lafın uzatılmasını sevmem. "

"Biliyorum, seni iyi tanırım. Neyse. Akşamki işi soracaktım. " Akşamki iş... Adal hayatta ki tek yaptığı şeyi bu adamla geliştirmişti. Ne kadar sevmese de, saygı duyuyordu. Tabi, genelde ona küfür ettiği de olurdu ama.. Neyse, konu bu değildi.

"Evet, evet. O iş tamam. Adam pert oldu. " Karşıdan Sancağın kıkırtısı geldi.

"Ah, biliyordum dostum. Senin elinden kurtulacak herif daha anasının karnından doğmadı." Adal övülmeyi sevmezdi. O sadece işini yapıyordu.

"Bir sonraki iş ne zaman? "

"Dört gün sonra." Adal telefonu Sancağın yüzüne kapattı. Hoşçakal, güle güle gibi veda sözcükleri saçmaydı. Genellikle yüzlerine kapatırdı.

Tek eliyle gece karası saçlarını geriye doğru attı. Zaten tek katlı olan evinde kendine göre ayarladığı dövüş odasına gitti. Yemek işi sonraya kalabilirdi. Zaten sancak yüzünden tüm iştahı kaçmıştı.

Yavaşça kum torbasına ilerledi ve çıplak elleriyle yumruklamaya başladı. Sert yumrukları hızla çarparken, kum torbası ileri geri haraket ediyordu. Öfkesini çıkarırcasına vuruyordu. Ancak neye öfkelendiği hakkında bir fikri yoktu. O hep öfkeliydi. Bütün hisleri yok olmuş, sadece öfkesi kalmıştı.

Sahi? O neden böyleydi? Neden aşık olamamıştı hiç? İlk defa bir kızı öperken kalbi neden son hız atmamıştı? O farklıydı çünkü. Saçma insanların saçma sevgileri ona göre değildi. Her insan birbirini bırakıp giderdi.

Düşüncelerinin arasından çıkıp odasına yürümeye başladı. Kulaklığını alıp spor giysilerini giydi. Biraz koşuya çıkmak iyi bir fikir olabilir di. Anahtarlarını da alıp apartmanın asansörüne bindi. Dışarıya adımını attığında temiz havayı içine çekti. Kulaklıklarını takıp yavaşça koşmaya başladı. Koşuyu düzenli olarak yapmasa da haftada iki üç kere yapardı. Temposunu hızlandıran Adal etrafındaki insanlara bakmaya başladı. Kimisi oturuyor, kimisi sevgilisiyle koşuyor kimi de yüzüyor du.

Adal insanları seyre dalmışken bir anda küçük bir beden ona çarptı. Küçük kız yalpalayıp düşerken Adal onu tutma girişiminde bulunmadı. Ne olacaktı ki? O, kızı tutacaktı ve bir klişe daha gerçekleşecekti. Kız Adala uzun uzun bakacaktı, sonra da birbirlerine aşık olacaklardı. Değil mi? Zaten neden kızı tutsun du ki? Sonucta ona çarpan oydu.

Kız yavaşça düştüğü yerden kalktı ve dik dik karşısındaki uzun boylu adama baktı. Siyah gözleri ifadesiz ve boş bakıyordu.

"Biraz daha dikkatli olabilir misiniz!? Sizin yüzünüzden düştüm. "

Adal kızın yüzüne duygusuz bir şekilde bakıp yanından geçerek koşmaya devam etti. Ne yani? Ona cevap vermesini mi bekliyordu? Özür mü dileyecekti birde? O özür dilemeyi yıllar önce bırakmıştı. Haklı veya haksız.

Adal koşmaya devam etti. Sokaklara çocuklar dolmaya başlamıştı. Sevinçle oyuncaklarıyla oynuyorlardı. Temposunu yavaşca düşürdü. Kendi çocukluğu da böyle oyuncaklarla geçseydi keşke. Çocukken onlar kadar aptal olabilseydi.. Kafasını iki yana salladı Adal. Düşünmek istemediğinde hep böyle yapardı.

Anılar unutulmuyordu ki. Böyle hastalıklı bir insan olmak istemezdi. Her insan beyaz doğardı, zamanla gelirdi siyah noktalar değil mi? Ama hiç simsiyah olmazdı. Hep gri kalırdı. Ta ki, ölene kadar. Hiç kimse psikopat doğmazdı. Bunu yapan insanlardı. O garip varlıklar.

Sevdiğini soyleyip yarı yolda bırakanlar. Güvendirip arkandan bıçaklayanlar. Sanki kendileri çok normalmiş gibi, Adal'a uzaylı gibi bakıyorlardı. Sanki her an adam öldüren bir seri katilmiş gibi. Evet, acımasız bir insandı, yasa dışı işler yapıyordu ama bir insanı biri istedi diye veya söyledi diye öldürmezdi. En azından dürüstlüğe önem verirdi.

Yasa dışı işler yapıyordu çünkü ordaki insanlar ona bir seri katilmiş gibi bakmıyorlardı. Herkes işini yapıyordu. Ah, kimi kandırıyordu ki? Hepsi kana susamış köpeklerdi. Sancak Adala bunun için değer veriyordu. Herkesten ayrı tutuyordu. Çünkü Adalın ne olduğunu biliyordu.

Adal insanları piyon gibi görüyordu ve planlar yapıyordu. Tek amacı kazanmaktı. Ne olursa olsun istediği her şeyde kazanması lazımdı. Bunun için hiç dövüş kaybetmiyordu belki de. O bir seri katil değildi ama gözlerini taşıyordu.

Biliyorum biraz kısa oldu ilk bölüm olduğu için. Üzgünüm. Lütfen düşüncelerinizi bildirin (:


G. P.Where stories live. Discover now