45. Bölüm Final 2. Part

5.1K 178 46
                                    

"hazır değilim" dedi Merih karşısında oturan Selim' e. "bu gün sen öyle sancısı var dediğinde bir an ne bok yedin oğlum sen dedim kendi kendime" diyerek devam etti Merih. Doldurduğu viski bardaklarından birini Selim' e uzatıp oturdu.

"içmek istediğine emin misin?" dedi Selim. Merih elindeki bardağa bakıp başını salladı "buna o kadar ihtiyacım var. Uyuşmak bir kaç dakika uyuşmaya ihtiyacım var" dedi ve bardağı hızla başına dikti. İçki boğazından akarken yarattığı yakıcı his yüzünü buruşturdu. Boş bardağı deri koltuğun kolçağına koyup "doktora kadar idare eder bu beni" diyerek gülümsedi.

"canını sıkan ne?" diye sordu Selim.

"evde doğurmak gibi saçma bir fikre kapıldı birden ve deli gibi inat etmeye başladı" dedi Merih.

"onu anlamaya çalış, hastaneleri sevmiyor diye biliyordum ben. Şu başını çarptığı gün uyandığında neredeyse hastaneden kaçıyordu" diyerek durum hakkında görüşünü bildirdi.

"sevmese de onun ve bebek için doğru olan şey bu" diyerek fikrini diretti.

"senin hatan burada. Benim doğrum bu diyor kuyruğundan tutup devam ediyorsun. Onun iyiliği için bu sefer seçimi ona bırak. Anne olan o. Biz erkekler babalık hissi ile doğmuyoruz ama onlar bu gen ile var oluyorlar. Gece ve Mavi' i nasıl benimsediği sen biliyorsun. Bu sefer ipleri ona bırak" dedi Selim. Meri söyledikleri üzerine gülmeye başladı.

"ipler en başından beri onun elinde. İp filan gördüğüm yok benim" dedi. Selimde onunla birlikte gülmüştü. Merih Selim' in gidişinin ardından masasına oturup kendini işlerine vermeye başladı. Doktor randevusunun saati yaklaştığında genç adam ceketini alarak odasından çıktı ve Yağmur' un odasına gitti. Kapıyı vurmaya gerek duymadan açıp içeri girdi. Yağmur bıraktığı yerde kanepede otururken buldu. Genç kadın ayaklarını önündeki sehpanın üzerine uzatmış kitap okuyordu.

"daha iyi misin?" diye sordu yanına doğru yürürken. Yağmur kitapta kaldığı yere ayracını sıkıştırıp kapadı. "beni değil seni sormalı. Yüzünün rengi atmıştı" diye sordu Yağmur alayla.

"sadece panik yaptım. Bu normal değil mi?" dedi bütün alıngan ve gücenmiş bir tavırla.

"normaldir herhalde" derken kalkmasına yardım etmesi için elini uzattı Yağmur. Merih elini tutup kalkmasına yardım etti. Sehpanın üzerinden telefonunu aldı. Gözleri çıplak ayaklarına kaydı. "ayakkabıların nerede" diye sordu.

"kapının yanında " dedi Yağmur. Genç adam önce çantasını ardından ayakkabılarını alıp geri döndü. Yağmur ayaklarını giymesi için yere bırakmasını beklerken Merih çantasını uzatıp önünde eğildi ve "uzat bakalım ayağını" dedi. Göbeği artık ayaklarını görebilmesine engel olacak kadar büyümüştü. Yağmur önce sağ ayağını uzattı. Merih ayakkabıyı ayağını geçirdikten sonra diğer ayağını uzattı. "dobiş külkedisi" diyerek güldü Yağmur. Dizine dondurduğu öpücüğün ardından kalkarken ikinci öpücüğü karnına bıraktı.

"sevgili külkedisi hazırlar ise yola çıkmalıyız. Randevumuza geç kalmayalım" dedi ve elini tuttu.

"gidebiliriz" dedi Yağmur. Birlikte asansöre yürürken Yağmur' un aklına Riyad gitmek istediğini söylediği o gün gelmişti. Başını omzuna yasladı ve yürümeye devam etti Yağmur. Asansöre bindiklerinde genç kadın "beni ilk kez asansörde öpmüştün" dedi.

"hayır seni ilk kez kütüphane öpmüştüm" dedi Merih ve ardından gözlerine bakarak "yapmaktan en zevk aldığım şey seni öpmek. Ne yapayım durduramıyorum kendimi. Mesela şimdi. Nereden aklıma düşürdün ki" dedi Asansörün durdurmak için düğmeye bastı. "öpene kadar da rahat edemeyeceğim" dedi genç adam. Elini Yağmur' un beline koyup dudaklarına eğildi. Öpüşüne karşılık verdi Yağmur. Asansörün alarmı çalana çalması Merih' in dudaklarını ayırmak gibi bir niyeti yoktu. Geri çekildi ve lobi düğmesine bastı. Eli dudağının üzerinde gezinirken "acıdı" diyerek gülümsedi. Yağmur bakışlarını yere çevirmişti. "şöyle yapma utanıyorum" diyerek koluna vurdu.

Extra Large/ TAVLA BENİ (Düzenleniyor)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon