-6-

44K 1.7K 43
                                    


KEYİFLİ OKUMALAR

Düzenlendi**

⭐️⭐️⭐️⭐️


"Bilmek yanmakmış büsbütün."

Cahit Sıtkı Tarancı


Devam etmek istediğim hayatım bütün sessizliğiyle sürerken bakışlarımı diktiğim tavan buna eşlik ediyordu. Seçimim sonucu bir şekilde kader beni hiçbir zaman aynı ortama gelemeyeceğim bir adamla tanıştırmıştı. Seçimim diyorum çünkü o iş başvurusuydu hayatımı değiştirmiş olan. Ne zaman başvurduğumu dahi hatırlamadığım o iş başvurusu. Belki o işe gitmeseydim her şey çok daha farklı olacaktı ya da daha kötüsüyle karşı karşıya gelecektim ya da hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam edecektim.

Bilmiyorum.

İç sesim histerik bir kahkaha attığında daha kötü ne olabilir diye soruyordu. Vurulmaktan daha kötü ne ile karşılaşabilirdim o da tartışılacak hatta üzerine saatlerce düşünülebilecek başka bir konuydu. Uyku düzenim altüst olmuş gecenin kaçıydı hiçbir fikrim yoktu. Çünkü Umut'un yanaklarımın kızarması hakkında söyledikleri kesinlikle var olan uykumu ve vücut fonksiyonlarımın bozulmasına yeterli olmuştu. Ciddi anlamda ondan utandığımı ya da başka şeyler düşünmemesini isterken durum daha kötü bir hale gelmiş gibi hissediyordum. Tamam inkar edilemeyecek kadar çekici ve karizmatik bir adam olabilirdi. Fakat benim için bundan fazlası olmamalıydı. Olamazdı. O benim başına bela ve fazlalıktan başka bir şey olmadığımı düşünürken onun hakkında bu şekilde düşünmek hem yanlış hem de aptallıktan başka anlam ifade etmezdi. Üstelik onun kaba ve bir o kadar gizem dolu  davranışları vardı ki atlamak istemediğim sertliği ve kırıcılığı da beni ondan uzaklaştırmak için yeterli sebeplerdi.

Üzerimdeki yorganı yavaşça ittiğimde yattığım yerden dikkatle doğruldum. Başucumda duran suya doğru uzanacakken gördüğüm şey karşısında inlemeden edemedim. Bu su her zaman doluyken yataktan çıkmak istemediğimi anladığı için kendi kendini imha mı etmişti? Kendi kendime sorduğum soru gözlerimi devirmeme sebep olduğunda bacaklarımı yataktan sarkıttım. Her neyse gidip doldurmaktan başka çarem yoktu. Şu saatten sonra karşılaşacağım kimsede olmayacağına göre gidip alabilirdim.

Bardağı almayı es geçip yatağın ucundan tutunarak ayağa kalktım. Kapıyı büyük bir titizlikle açtığımda yeteri kadar sessiz değilmiş gibi olan bu ev daha da sessizliğe bürünmüştü. Merdivenleri minik adımlarla inerken sonu gelmeyecekmiş gibi gittikçe uzuyordu. Ah tek istediğim bir bardak su içmekti! Düşmemek için tırabzana tutunurken attığım son basamak ile derin bir nefes koyuverdim. Devasa yemek odası ve salonu içine alan merdiven bitimiden gözlerimi alamadım. Buradan geçtiğim gibi doğrudan mutfak karşıma çıkıyordu. Sessiz adımlarımı koca salonda atarken boydan boya cam olan duvara baktım. Ay ışığının tamamı içeriyi aydınlatırken ağaçların yansıması ve rüzgar eşliğinde sallanan yaprakları birbirini tamamlıyordu.

Sonunda mutfaktan içeriye giriş yaptığımda tıpkı salon gibi gecenin ışık kaynağı içeriyi olabildiğince aydınlatıyordu. Gözlerim ile etrafı taradığımda mutfak tezgahının üzerinde duran suyu almak için oraya yöneldim ve bardağa doldurduğum suyu tek dikişte boğazımdan aşağıya kayıp gitmesine izin verdim.

-Ne dolaşıyorsun bu saatte?

Duyduğum ses korkuyla irkilmeme sebep olduğunda elimdeki bardak gürültüyle yere düştü. Aynı anda boğazıma kaçan su nefesimi kestiğinde ardı ardına öksürmeye başladım. Bütün mutfağı aydınlatan ışık bir anda gözlerimi acıtacak derecede onun tarafından açıldığında hala öksürüyordum. Bu adamın niyeti kesinlikle benim ölümüme sebep olmaktı!

MAVİ GİRDAP Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin