HAYAT

794 177 111
                                    

POLAT ÜNSAL

Hayalleri,yaşayış tarzı her zaman diğer insanlardan daha üstündü.

Kendine bahşettiği yıkılmaz bir öz güveni vardı.Fazla konuşmaz, konuşmak yerine boş durmaksızın çalışırdı.

Onca verdiği emek kısa bir süre önce yok olmuştu.Şirketteki hissedarlığı,yeri hızla yağan yağmur misali yere inmişti. Fakat bu onu pes ettirmemişti. Aksine hırslandırmış, kibirlendirmiş ,yüreğine intikam duygusunu aşılamıştı.

24 yaşında olmasına rağmen yaşından daha olgun bir kişiliği vardı. Kendini geliştirmeyi her daim kendine şart koşmuştu.

Şimdi ise en sevdiği şairin bir şiirini sanki karşısında biri varmışcasına her duyguyu,hissi katarak okuyordu.

Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya
çıldırasıya...
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kadın erkeğe dedi ki:
-Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
Ve ben artık
biliyorum:
Toprağın -
yüzü güneşli bir ana gibi -
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
değil!
Sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak..
Sen
yürümelisin,
beni bırakarak...
Kadın sustu.
SARILDILAR
Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...
AYRILDILAR... -Bir ayrılış Hikayesi-

Kulaklarını dolduran gür bir alkış sesi ile kafasını kitaptan kaldırıp karşısında ona büyülenmiş gözlerle bakan eşine gözlerini çevirdi.

Hiç bir zaman gülümsemesi yüzünden eksik olmayan adam tabi kide eşinin bu yaptığına gülümsemişti.

"Yemeğin hazır olduğunu haber etmeye gelmiştim fakat gördüğüm manzarayı kaçırmak istemedim."

"Bilseydim bize yakışır bir şiir okurdum." Genç adamın kastettiği aşk şiiriydi. Ayrılık şiiri değilde,tutku ve bütünlük şiiriydi.

2 sene önce zoraki evlendirildiği eşini günler geçtikçe sevmeye başlıyordu. Eşi Asya Hanım ise bu durumdan asla şikayetçi değildi. Aksine eşininde,onun sevdiği gibi kendisini sevmesini istiyordu.

Evlilikle başlayan bütünlükleri yavaş fakat emin adımlarla aşka dönüşüyordu.

Asıl mesleği Edebiyat öğretmenliği olan adam atanamayınca babasının da hissedar olduğu bir şirkette en alt seviyeden işe başlamıştı. Hızla en üst seviyeye ulaşsa da ne yazık ki bu pek uzun sürmemişti.

Yine aynı hızla başladığı mertebeye düşmüştü.

Yemek tüm sessizliğiyle devam ederken eşi aklından geçeni heyecanla karşısında duran sevdiği adama söyledi.

"Yarın bana sürpriz yapacağını duydum."

Adam çatalını tabağının kenarına bırakıp,tekrar tabağının kenarında duran peçeteyi eline alarak ağzını sildi. Sandalyesinde dahada dikleşerek eşiyle direk göz teması kurdu. Kadının gözlerinde heyecanla karışık beklenti vardı.

Adam tek kaşını kaldırarak ilk biraz düşünüp yarın yapılacak her hangi bir işinin olmadığını hatırlayarak bu işe şimdiden olumlu bakmaya başlamıştı.

İMKANSIZ #WATTYS2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin