Part 1: Burnt

116 10 62
                                    

                   

Her zamanki gibi hızlı hızlı kampüsün koridorlarından geçiyordum.

Çoğunlukla tanımadığım simalarla karşılaşsam da elbette fizik bölümünün önünden geçerken Alfred'i almalıydım.

Nihayet fizik bölümüne gelmiştim ama ortada Alfred falan yoktu.

Alfred benim harika müthiş ve Cambridge Üniversitesi'nin dâhisi kabul edilen en iyi ve ev arkadaşımdır. Çoğunlukla çatlaktır ama yine de iyi çocuktur. Temiz yüreklidir böyle, tabii dünyayı ele geçirmek konusundaki planlarını saymazsak. Bir karadelik yapacakmış ve tüm dünyayı onunla tehdit edecekmiş. Onu da uranyumla kontrol edecekmiş.

Yani anlayacağınız üzere çatlak bir dahi. Hem de bayağı çatlak...

Dediğim gibi, fizik bölümünün girişindeydim ama ortalıkta Alfred falan yoktu.

Etrafa biraz bakındım. Koridordan bana doğru koştuğunu tahmin ettiğim bir kız geliyordu.

"Ah, merhaba. Rosemary değil mi?" dedi nefes nefese.

"Evet?"

"Alfred," dedi ve bir kere daha nefes aldı. "Alfred kimya bölümü başkanından izin alıp laboratuvara gitmiş ve-"

"Ve şu an revirde değil mi? Tanrı'm Alfred!"

Koşa koşa ikimiz beraber revire gittik. Kapıyı ciddi anlamda hızlı açmış olmalıyım ki görevli "Yavaş!" dedi.

"Alfred ne yaptın sen!"

"Sadece, ben sadece uranyum arıyordum ve sonra uranyumu bulduğumu sandım ama uranyum değilmiş ondan sonra ben, bilmiyorum..."

"Rusçan yoksa beni çağırabilirdin! Neyse, sonra hallederiz. Sen şimdi iyi misin diyeceğim de pek iyi gözükmüyorsun..."

"Sadece eli yanmış Tanrı'ya şükür ki, kaçmayı başarmış. Bu arada ben Ashley." dedi yanımdaki kız.

"Ben de Rosemary. Tanıştığımıza sevindim. İstersen Irene de diyebilirsin." dedim gülümseyerek.

"Peki," dedi. "Irene."

"Elim sürüngen kabuğu gibi oldu! Hani şu, kabuk değiştirme-"

"Alfred hemen sesini kes çünkü kusmak üzereyim." dediğimde kıkırdadı ve Ashley'nin sürüngenlere çok meraklı olduğunu söyledi.

"Aslında sürüngenler biraz ilginç hayvanlar ama yine de Anaconda favorim." dedim ben de.

"Neden Anaconda?"

"Bana Antik Mısır'ı hatırlatıyor. Benim de özel ilgi alanım Antik Mısır ve Tanrıları." dedim.

O esnada sağlık görevlisi Alfred'in elini sarmayı bitirmişti.

"Tanıştığımıza sevindim." dedim gülümseyerek Ashley'ye ve o da aynı şekilde "Ben de." dedi.

Sonra Alfred ona kahve içmeyi teklif etti. Evet, bir tanecik arabama bir Alfred yetmiyordu ve üstüne bir de Ashley taşıyacaktım.

Bu kadar bencil olma.

Ama arabam!

Ama araban. Haklısın ne diyebilirim?

Park alanına indik ve ben Alfred'e kapıyı açmak zorunda kaldım.

Sol eli yaralanmıştı ve o ısrarla sağ elini kullanmayı reddediyordu. Sağ el kendini daha az zeki hissettiriyormuş.

O zaman dünyanın %90'ı geri zekâlı olmalı değil mi Alfred?

Arkadaşlıklarımı gözden geçirmeliyim.

Mamacita (girlxgirl)Where stories live. Discover now