İsimsiz

20 2 0
                                    

"Miraç Karan 'ın ilk iş günü. Ilk iş günü dememe bakmayın. Acemi falan değil yani. Sadece kendi şirketi dışında gerçekten kendi emekleri ile geldiği şirketteki ilk iş günü.

Nasıl hissedeceğini bilmiyordu sanki her günü aynı bugün gibi hayata yeniden başlıyordu. Evet bu gün onun için yeni bir başlangıçtı. Bunun nedeni hayatındaki fazlalıkları atmasıydı. Gereksiz kişileri.Neyse.

Sabah alarmının 7:45 de çalmasıyla uyandı. Kaçta yatmış olursa olsun erken kalmak ona hiç zor gelmezdi. Yatağından çıktıktan sonra yatak odasının içindeki ebeveyn banyosuna giderek elini yüzünü yıkadı. Ve odasına komadinin üstündeki su dolu bardağından bir uydum alarak giysi odasına yöneldi. Lacivert ve siyah takım elbisesin arasında kararsız kalınca ev arkadaşı Görkem e seslenerek yanına gelmesini istedi.

"Efendim"
"Sence hangisi ikisinin arasında karasız kaldım." diyerek siyah ve lacivert takımları işaret etti.
"Klasik karan seçimini yaparak lacivert takımını öneririm."
"Onu seçeceğini düşünmüştüm." Diyerek Miraç siyah takıma yöneldi. Takımı eline alarak giyinmeye başlarken Görkemin somurtarak odadan çıktığını gördü. Takımın en son yeleğinide giyerek odadan çıkıp mutfağa inmek için merdivenlere yöneldi.

Mutfakta her zaman ki manzara vardı. Elinde krep tavası ile Görkem.Evde bir kız olmasına rağmen hep mutfak ve temizlik işine Görkem bakardı. Miraç, takımının ceketini sandalyenin sırtına asarak kahvaltı masasına oturdu ve Görkemi izlemeye başladı. Elindeki krep tavasından son pişmiş krepi alarak masaya yöneldi Görkem. Ve Miraç önüne oturdu.
Miraç, Görkemin kahvaltıya başlamasına sinirlenerek;
"Ne zamandır masa tam değilken kahvaltıya başlıyoruz?" Diyerek Eyşan'ın her zaman oturduğu ama bugün boş olan sandalyesini işaret etti.
"He sana haber vermedi sabah erken çıktı o, acilden çağırmışlar" diye açıklamasını yaptı ve kahvaltıya geri döndü. Görkem in açıklaması ile Miraç ta kahvaltıya başladı. Iki adam kahvaltılarına bitirerek sitenin otoparkına yöneldiler.

Vedalaşarak son model arabalarına bindiler. 15 Temmuz şehitler köprüsüne gelince trafiğe takıldı Miraç. Her zamanki gibi aklına geldi yine o iki kişi. O kişilerinin birinin istiyerek birini hiç istemesede hayatından çıkarmıştı bu adam. Istemesede hayatından çıkardığı kişi;Abisi.

Şuan sahip olduğu herşey ona aitti. Ondan kalmıştı. Abisi tahmin etmişti kendisinin ölümünden sonra Miraç ın kendisini hiçliğe vuracağını. Ve tedbirini almıştı. Abisi biliyordu öleceğini ama bildiğini hiç Miraça söylemedi söyleyemedi. Üzemezdi kardeşini çünkü hastalığının hiçbir tedavisi yoktu. Miraç vazgeçmek istemezdi abisinden. Zaten istemedi de. Miraç ın canına yakan tek şey abisi son bir yıldır hiç görmemesiydi göstememişlerdi.

Hep görmek istedi ama hep engel oldular. Abisi onu öyle hatırlamasını ve hastalığını öğrenmesini istemezdi. Son 6 ay aklı başında değil ki di zaten bebek gibiydi adam. Bu hastalık böyleydi alzheimer. Tedavisi yoktu ve hastalığa yakalanan kişinin anılarını yakınları kısacası herşeyini unutturuyordu. Aklınıza ne gelirse. Beyin damarlarını tıkıyordu ve sonrası zaten bilinen son. Miraçın abisinin son ayları çok kötüydü zaten yatalak olmuştu. Ve eşini bile unutmuştu adam. Eşine " sen kimsin, neden Burdasın ,senin kocan yok mu?" Gibi sorular soruyordu. Herkese böyleydi ya. Arkadan gelen korna sesiyle düşüncelerinden sıyrılarak FOXE şirketine sürmeye başladı. Şirketin önüne gelince..."

"Cristiana kızım hadi Georgia seni bekliyor hergün aynı şey hadi kızım!!"
"Tamam geliyorum anne"
Siyah deri kaplı defterimi alarak çantamı omzuna attım ve aşağıya indim. Georgia kapıda arabasının içinde yine ve yine beni bekliyordu. Üzülüyorum bu çocuğa her gün en az 15 dakika beni bekliyor kursta ona yaptıklarım da cabası.
"Nerdesin sen yine ya hikayeni yazıyordun yine dimi bıkmadın şu gereksiz şeyden"
"Hey kendine gel ona gereksiz diyemezsin"
"Zaten bir hobin var niye bir daha hobi ediniyorsun bunu zor beceriyorsun zaten"
"Yine modundasın Georgia hobi değil bu benim için öylesine yaptığım birşey çok abartma ve ayrıyetten piano çalmakta senden iyi olduğum için beni çekemiyorsun"
"Tabiki ne demezsin"

Biz atışırken yani bana göre sohbet ederken kurs yerine varmıştık bile. Iki yıldır Georgia piona hocalığı yapıyor ve annemin aklına girerek beni de yanına öğrenci olarak aldı. Üç aydır bu kursta öğrencilik yapıyorum anlıyacağınız. Ve Georgia nın "gereksiz" dediği hikayemi yazıyorum. Babamdan tek hatıra belki bana yazarlık kimliği.

Babam koreli annem Brezilya lı. Ne kadar alakasız iki ülke dimi. İşte babamın okul için sao paulo ya(Brezilya'nın bir şehri) giderek üniversiteye başlaması ile annemle aynı okulda okuması tanışmalarına sebep olmuş. Sonra evlenmişler babam brezilya dil ve edebiyatını okuyormuş. Kısacası yazarmış. Kitaplarını okuyordu çocukken bana. Bende lise yıllarında okuyordum kitaplarını. Gariplik babamın kitapları olduğunu bilmiyordum. Babam ismini kullanmıyordu mahlas (takma ad) kullanıyordu. Tesadüfen öğrenmiştim amcam ağzından kaçırmıştı.

Bende yazmaya çalışıyorum işte. Babamdan ne kadar kaldıysa bana. Neyse. Yazıcam hep yazıcam. Ilaki birinin hayatını değiştircem yazdıklarımla. Babamın benim hayatımı değiştirdiği gibi.

Ben bilinmezliğe güvenmeyi seçiyorum. Sıra sizde siz hangi yoldasınız.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 25, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kıyamet BakışlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin