BÖLÜM ·2·

143 15 1
                                    

"Jonghyun kim ha?"

"Hepinize Jonghyun kimmiş göstereceğim.."

Jonghyun elindeki silahı en arkadan giden adamın bacaģına doğrulttup iki el ateş açtı ve adam acı içinde yere yıģıldı. Diģerleri silahlarını çıkarıp Jongin'in yanına koştular

"İyimisin dostum ?" Xiu, yerde kıvranan adama sordu

"Ah.. dostum hemen hastaneye gidiyoruz." Xiu Jongin'i sırtına alıp arabaya koştu. Jongin'i arka tarafa yerleştirip direksiyona geçip son hız hastaneye sürdü.

Diğerleri şaşkınca etrafa bakınıyordu ancak hiç kimse görülmüyordu ki bu alışık oldukları bir durumdu. Arkadan gelen erkek sesi ile hepsi silahlarını sesin geldiģi tarafa doğrulttu.

"Evet yeni bir "bad boy"um çocuklar." Jonghyun kahkaha atarak karşısındaki adamlara yaklaşıyordu.

"Ben Kim Jonghyun, memnun oldum."

"Patronunuz elimde. Onu seviyorsunuz deģil mi?" Jonghyun sırıttı ve devam etti.

"Kasanızdaki paralar karşılıģında patronunuza kavuşursunuz, ancak paraları vermez iseniz tek patronunuz değil arkadaşlarınız da ölür."

"Arkadaşlarınız derken ?" Suho tek kaşını kaldırıp sordu.

"Baekhyun, Sehun ve Lay. Doğru söyledim değil mi." Jonghyun büyük bir kahkaha attı.

"Peki kabul. Adamları ve patronu bırak." Luhan bir adım öne çıktı ki Suho onu durdurdu.

"Ne yapıyorsun Luhan ! Paraları veremeyiz."

"Suho hyung, lütfen." Luhan adamın yanına yaklaşıp anahtarı verdi.

"Bu kasanın anahtarı, ikinci kat soldaki beyaz kapı." Jonghyun karşısındaki adamın yanağını sıkacaktı ki Luhan ondan önce davranıp elini indirdi.

"Ah.. saol ufaklık." Dedi Jonghyun ve hızlıca gökdelene girdi.

"Ona deponun anahtarını verdim. Koşun peşinden gidip sıkıştıracağız." Luhan yine zekasını kullanmıştı, her zaman abilerini şaşırtmayı başarırdı.

"Aferim Luhan, iyi iş çıkardın." Suho gülüp diğerlerinin peşinden koştu. Luhan'da adamın doğru söyleyip söylemediğini anlamak için Sehun'u aradı ancak cevap vermedi. Baekhyun ve Lay'da aynı şekilde cevap vermedi.

"Lanet herif ! Doğru söylüyormuş." Luhan sinirli bir şekilde ikinci kata çıkıp abilerinin yanına gitti. Adamı sandalyeye bağlamışlardı. Luhan Suho hyunguna yaklaştı,

"Hyung Lay, Sehun ve Baekhyun telefona cevap vermedi."

"Pekala, Bakalım bu bad boy acıya ne kadar dayanıyor." Suho adamın karşısında durdu.

"Patron ve adamlar nerede ?" Jonghyun ses çıkarmadı ve Suho ikinci kez sordu,

"Tekrar soruyorum neredeler?" Yeniden ses çıkmayınca Suho adamın yakasına yapıştı.

"Cevap ver yoksa canın yanacak!" Jonghyun güldü ve Suho giderek sinirlenmeye başladı.

"Size söyleyeceģimi mi sandınız ?" Jonghyun tekrar güldüğünde Suho, yumruğunu suratına geçirdi.

"Sana söyle dedim." Jonghyun şarkı mırıldanmaya başladığında, Suho'nun içindeki canavar uyanmaya başlıyordu.

"Bana bıçağı getirin." Jonghyun korktuģunu belli etmeden bıçağı getiren adama baktı.

"Ne yani bir tarafımı kesiceksin ve ben söyleyeceğim, ha ?" Jonghyun içinden küfür ederken dışından kahkaha atıyordu. Suho Jonghyun'un yanağına bıçağı dayayıp güldü, sıra ondaydı.

"Evet seni delik deşik edeceģim." Jonghyun yutkunup yanağındaki soğuk bıçağa baktı.

"S-söylemeyeceğim." Jonghyun kekelediği için kendine bir ton küfür etti.

"Sen bilirsin." Suho bıçak ile adamın yanağına çizikler atmaya başladı. Jonghyun acı içinde gülmeye devam ediyordu.

"SÖYLE!" Suho baģırıp tekrar derin bir kesik attı. Jonghyun yanan canını umursamadan kahkaha attı.

"Hayır." Suho tam bıçağı saplayacaktı ki kapı gürültülü bir şekilde açıldı, depodaki herkes arkasına dönüp baktığında gördükleri kişi ile küçük dillerini yuttular...

No Name Story | JongTaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin