BÖLÜM ·3·

143 13 14
                                    

"SÖYLE!" Suho baģırıp tekrar derin bir kesik attı. Jonghyun yanan canını umursamadan kahkaha attı.

"Hayır." Suho tam bıçağı saplayacaktı ki kapı gürültülü bir şekilde açıldı, depodaki herkes arkasına dönüp baktığında gördükleri kişi ile küçük dillerini yuttular...

Taemin ağzının içinde yuvarladığı lolipopu bir kenara atıp karşısında ona korkuyla bakan adamlara baktı, komik görünüyorlardı. Taemin güldü,

"Sanırım önemli bir anda geldim." Elinde bıçak olan kişiye yaklaşıp bıçağı kendi eline aldı.

"Kim Jongin'i kim yaraladı ?" Taemin işaret parmağının üzerinde gezdirdiği bıçağa bakarak sordu.

"İ-işte bu adam." Taemin sandalyeye bağlı olan adama baktı,

"Çözün onu lütfen." Adamlar hızlıca sandalyedeki ipleri çözdüler, Jonghyun ayağa kalkıp karşısındaki adama yaklaştı.

"Ben yaraladım, güzellik." Taemin duyduğu kelime ile gözlerini açabildiği kadar açtı.

"N-ne dedin sen ?!" Taemin dişlerinin arasından soluyordu.

"Güzellik dedim." Jonghyun bir anda gelen özgüvene şaştı kaldı. Taemin elindeki bıçağı yere fırlatıp adamın yakasına yapışıp duvar ile arasına aldı.

"Bu Jongin'i yaraladığın için." Taemin adamın karnına ard arda yumruk attı.

"Bu ise bana güzellik dediğin için." Jonghyun alt tarafında hissettiģi acı ile yere yığıldı.

"A-ah.. Lanet olsun !" Jonghyun acı ile yerde kıvranıyordu.

"Sakın bir daha karşıma çıkma yoksa olcaklardan ben sorumlu olmam." Taemin koşar adımlarla depodan çıkmıştı.

Suho yerde yatan baygın adama baktı içinde birşeyler uçuşuyordu adeta.

"Saçmalama Suho." Suho kendi kendine konuşurken Luhan yanına geldi.

"Hyung, biri patronu ve adamları bulmuş geliyorlar."

"Ne ? Kim bulmuş ?"

"Bilmiyorum. A-ah bu arada napacağız bunu ?" Suho yerde baygın yatan adama baktı tekrardan.

"Onunla ben ilgilenirim. " Luhan başıyla onaylayıp uzaklaşmıştı. Suho adamı sırtına yerleştirip gökdelenden çıktı.

"Suho acımayı kes." Suho adamı bir kenara bırakıp tekrar baktı yüzüne daha doğrusu kanlı yüzüne.

"A-ah.. Dostum neyim var benim ?" Suho elinin tersini alnına koydu

"Ateşimde yok ki." Suho düşünürken yerdeki adam gözlerini açtı ve Suho'ya baktı.

"Y-yardım et." Jonghyun tekrar kapatmıştı gözlerini, Suho ne yapacağını bilemez şaşkın şaşkın bakar adama.

"Ben kimseye yardım etmem."

"G-gerçekten pişmanım l-lütfen." Jonghyun konuşurken ağzının kenarındaki kesikler açılıp kapanıyordu. Suho bunu görünce daha fazla dayanamayarak aldı sırtına adamı, taksi durdurup bindirdi.

"Senden bir isteğim olacak bu adamı hastaneye kadar bırakıver." Suho silahını taksiciye doğrulttup konuştu.

"T-tabi bırakırım." Suho gülümseyip taksiciye parayı verdi. Taksi uzaklaşırken arkasından bakakaldı, Jonghyun arka camdan orta parmağını kaldırmış sırıtıyordu.

XXX

Taemin kardeşinin başında oturuyordu, onun bir saç teline zarar gelse bütün Dünyası dururdu. Bugün Jongin'in yaralandığını duyar duymaz hastaneye koşmuştu, etrafta fazlasıyla polis vardı ancak yakalanmadan gidebilmişti kardeşinin yanına. Şans eseri birinci kurşun sol bacağını sıyırıp geçmiş ancak ikinci kurşun sağ bacaģına isabet etmiş, kemikleri hasar görmüştü.

Taemin karşısındaki gence baktı uzunca. Kardeşini yaralı birşekilde bırakmamış getirmişti hastaneye. Yaklaştı gence, elini koydu yavaşca omzuna,

"Um.. Jongin'i orada bırakmadığın ve hastaneye getirdiğin için teşekkürler." Xiu, Taemin'in ilk defa bu yönünü görüyordu Aish.. Zaten ilk defa görüyordu Taemin'i.

"Rica ederim. Bu bizim görevimiz yani.. Bu başkasina da olsa yine aynı şeyi yapardım."

"Bu yaptığını karşılıksız bırakmak istemiyorum. " Xiu elindeki bu fırsatı kaçırmak istemiyordu.

"Aslında.. Patronum Chanyeol seninle iş yapmak istiyordu." Taemin gülümsedi,

"Nasıl bir iş?"

"Bizim çökeltmek istediğimiz bir çete var ancak gücümüz yetmiyor anlayacağın sen bize yardım edebilirsin."

"Eğlenceli olacak gibi duruyor. . Adın neydi ?"

"Xiumin, Yani bize yardım edeceksin ?"

"Evet edeceğim Xiumin. Bu telefon numaram beni ne zaman aramak istersen arayabilirsin." Taemin bir kağıt parçasına telefon numarasını yazıp gence verdi.

"Teşekkürler. Görüşmek üzere." Taemin gence sarıldı,

"Görüşmek üzere Xiumin." Xiumin gülümseyip hastaneden çıktı. Zıplayarak arabasına bindi patronuna bu güzel haberi vermek için can atıyordu.

XXX

"Sen ciddimisin Xiumin!" Chanyeol sevinç içinde bağırmış ve Xiumin'e kocaman sarılmıştı.

"Evet patron ciddiyim."

"Peki nerede gördün ? Nasıl kabul etti ?"

"A-ah.." Xiumin bir yalan bulmaya çalışıyordu

"Herneyse, hepinize yemek ısmarlıyorum çocuklar." Herkes içinden sevinç çığlıkları atarken sadece biri mutsuzdu.

"Hey, Suho ne bekliyorsun hadi gelsene." Arkadan bağırdığında Chen kendine geldi Suho.

"A-ah.. Tamam geliyorum."

Uhum.. Sizden minnacık birşey isteyeceğim. Acaba yorum yapabilir misiniz ? ^-^ 

No Name Story | JongTaeWhere stories live. Discover now