SEN TATLI VE GÜZEL BİR YALANSIN

5.2K 471 24
                                    

Abdullah Bey namazdan çıktıklarında Mirza'nın hâlâ düşünceli olduğunu görerek

"Mirza oğlum bedenin yanımda ama sen nerdesin? Bizim oğlanın kendini toparlaması gerek" düşüncesiyle Mirza'ya seslendi, duymayınca koluna dokunarak

-Mirza oğlum

-Efendim abi

-Oğlum öğleden sonra işe gelme sen. Yol yorgunusun hem annenlerde merak etmişti seni izinlisin.

-Abi işler?

-Evlat bugün izinlisin dedim sözümü ikiletme. Hadi Allah'a emanet ol. Yarın geç kalma.

-Tamam abi geç kalmam inşallah. Sende Allah'a emanet ol. Yengeme selamlar.

-Söylerim evladım. Sende söyle... dedi ve ayrıldılar.

Mirza evlerinin önüne geldiğinde

"O kadar binalar yaptık ama şu müstakil iki katlı bahçeli evin verdiği huzuru o binalarda hiç hissedemedim. Evim evim güzel evim. Annem nasıl karşılayacak acaba beni. Hâlâ sitemli midir acaba bana"... diye düşünerek içeri girdi...

Önce arabasına dokunarak hasret giderdi

-Kızım ben geldim. Sana binmenin keyfini ne uçakta nede taksilerde bulamıyorum. Annelerin sultanıyla özlemimi gidereyim seninle de gidereceğim. diyerek eve girecekken annesinin yaptığı sarma kokusu burnuna gelince, derin bir nefes alıp

-Annelerin sultanı döktürmüş yine mis gibi sarma kokusu bahçeye kadar gelmiş... dedi...

Annesine sürpriz yapmak için içeriyle kendi anahtarıyla kapıyı açarak girdi. Sessiz olup annesine sürpriz yapacaktı ki Gül ile karşılaştı. Ona sus işareti yapıp

"Annem nerde" diye sessizce sordu. Mutfağı işaret edince o yöne doğru ilerledi.

Annesi Aliye Hanım bir yandan çorba karıştırıyor bir yandan ilahi mırıldanıyordu, eşi ile birlikte Kutsal Beldelere gitmeyi çok istiyorlar, yalnız kurada isimleri çıkmayınca özlemleri kat kat katlanıyordu..

Mirza arkasından "anamm" diyerek sarılıp yanağından öpünce, annesi kalbini tutarak oğluna doğru döndü korkarak

-Bir gün kalpten gidersem görürsün sıpa... diyerek o da oğluna sarıldı.

Onların hâline gülen Gül'de yanlarına gidip tatlı kıskançlık yaparak

-Vallahi ana-oğulu kıskandım. Açın bakayım aranızı bende gireyim bana da sarılın... dedi.

-Gel gel büyük cadı kıskanma... diyerek onu da ortalarına alıp sarıldılar... Tâ ki çorbanın sesini duyuncaya kadar

Aliye Hanım "Hii çorba taştı" diyerek alelacele yemekle ilgilenirken evlatlarının gülmesiyle onlara tatlı sitem ederek

-Bu çocuklar insanda akıl bırakır mı? Çorbada gider ocakta batar tabi. Kaç yaşına geldiler hâlâ çocuktan farksızlar.

Ocağı silip çorbanın altını kapatınca onun bir şey söylemesine fırsat vermeden oğlu yanağından bir makas alarak

-Hani Aliye sultan 90 yaşına gelsekte biz senin küçük kuzularındık

Gülde devam ederek

-Bir ocağın batmasından dolayı küçük kuzuların şimdi koca adam mı oldu?

Aliye Hanım çocuklarına laf yetiştiremeyeceğini bildiğinden onları tatlı kızgınlıkla mutfaktan kovdu,

EY YÂR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now