~ Giriş ~

5.2K 369 102
                                    

                              ADAL

Taktığı kulaklıklarla dinlediği son ses müzik kardeşinin ısrarlarını duymaması için yeterli gelmiyordu.

Kulaklığın sağ kısmını çıkarıp derin bir nefes aldı.

" Tamam dersem susacak mısın? "

Kız kardeşi Minel, tam önüne dizlerinin üzerine çöktü.

" Evet. Lütfen, lütfen yalvarırım. Bu klübe girebilmemi sağlayacak tek kişi sensin "

" Düşünmem gerek " dedi bıkkınlıkla, " Ne zamandı şu lanet olası konser ? "

                             ÇAĞIN

" 9 Ekim Pazar günü saat 20.00 'da İzmir'de, 11 Ekim Salı günü saat 21.00'da Ankara'da ve son olarak 15 Ekim 20.00'da İstanbul'da konserin var " 

Attığı büyük adımlara rağmen Çağın'a yetişemiyordu. O her daim yanındakinin iki adım önünde giderdi. Emre konser tarihleri için karıştırdığı dosyalardan birini yere düşürdüğünde eğilip onu yerden aldı ve devam etti. Şimdi Çağın'ın neredeyse beş adım arkasındaydı.

" Ve Türkiye sınırları içerisinde, konserlerin bittiğinde dünya turun başlıyor. " Hızlı konuştuğu için nefesi kesilmişti. Biraz nefeslendikten sonra devam etti. " Yoğun bir yıl seni bekliyor. "

" Cansu'dan ne haber? " dedi Çağın sessizliğini bozarak. " Ona dikkat et, sorun çıkarsın istemiyorum "

                           ADAL

" 2 gün sonra, 11 Ekim'de " dedi Minel, sonrasında dikleşip ellerini çenesinin hemen altında birleştirdi.

" Abla yalvarırım, Çağın Erez'den bahsediyoruz. Yıllardır onu görmeyi beklediğimi biliyorsun, onu deli gibi seviyorum. Tam üç yıl sonra şehrime konser vermeye geldiğini ve benim geldiği klüpte yaş sınırı olduğu için konserine gidememe ihtimalini  düşünebiliyor musun? Çıldırırım. Ama eğer sende yanımda gelirsen o klübe girebilirim "

Cevabı " Tamam. " oldu. İşaret parmağını ona tutarak devam etti   " Ama bu benden istediğin son iyilik olacak "

***

Konser alanındaki fan'ları hayretle izliyordu. Hepsi, çıkıp Çağın Erez'e laf etse onu öldürebilecek kapasiteye sahipti. Konsere daha yarım saat olmasına rağmen klübün önü dolup taşmış, yol trafiğe kapatılmıştı. Kimileri pankart sallıyor, kimileri ise tezahürat yapıyordu. Tekrardan saatini kontrol etti. Bir an önce bitip gitmesini istiyordu.

Yarım saat sonra herkes tek tek içeri alınmaya başlamıştı. Adal, en son girmeyi tercih etti. Çağın Erez'in sahneye çıkmasıyla birlikte çığlıklar yükseldi. Ellerini kulaklarına bastırdı. Anlam veremeyen gözlerle onlara baktı.  " Bu kadar hayran olacak ne vardı " diye geçirdi içinden.

Şarkı başladığında çığlıkların yerini şarkıya edilen eşlikler aldı. Herkes bir ağızdan şarkıya eşlik ediyordu. Dönüp Minel'e baktı. Kardeşini mutlu görmek onuda mutlu etmişti. Baş ağrılarını yok sayıp konsere odaklanmaya çalıştı. " Burada olmaz " diye geçirdi içinden. " Herkesin içinde olmaz "

Ona iki asırmış gibi gelsede, konser için ayrılan 2 saatlik sürenin sonuna gelmişlerdi. Minel'in yüzünde kocaman bir gülümseme vardı, ona dışarıda kendisini beklemesini söyleyerek lavabo'ya gitmek için izin istedi. Kendisine gelmek için yüzünü yıkayacaktı ama git gide daha da kötüleşiyordu. Sendelemeye başlayınca lavaboya giden yolda duvarlardan destek alarak yürümeye başladı. En son hatırladığı şey ise köşeyi döndüğünde, aniden karşısına çıkan, kendinden yaklaşık iki karış uzun olan adamın göğsüne çarpdığıydı.

                            ÇAĞIN

Oldukça yorgundu. Ses tellerinde ki acıyı konser boyunca söylediği on üç  şarkıya borçluydu. Odasına geçip kendini koltuğa attı. Bi müddet dinlendikten sonra konser için giydiği kıyafetleri çıkarıp günlük kıyafetlerini giydi. Tişörtünü giyerken Emre kapıyı hızlı bir biçimde tıklamaya başlamıştı, tişörtünü de üstüne geçirdikten sonra gidip kapıyı açtı.

" Gidelim. " dedi sakince. Daha bir adım atmışken Emre onu durdurdu.

" Buradan gidemezsin. Cansu dışarıda seni bekliyor. Ve magazincilerde... Eğer birlikte çıkarsanız magazincilere malzeme vermiş olursunuz. "

Derin bir iç çekti. " Ne yapacağız? "

" Arka kapı " dedi " Arka kapıdan çıkabiliriz. " işaret parmağıyla aynı anda arka kapının yönünü gösteriyordu. " Lavaboların hemen yanında, orada kimse yoktur.  "

" Tamam " deyip o yöne doğru koşar adımlarla ilerlemeye başladı. Yorgundu ve eski sevgilisi ile uğraşmak istemiyordu. Bu yüzden dahada hızlandırdı adımlarını. Ta ki köşeyi dönüp küçük bir bedenle çarpışana kadar.

Adal çarpmanın etkisiyle bayılıp yere yığılmıştı.

" Bu kız kim? " diye sordu Çağın şaşkınlıkla.

" Bilmiyorum. Ama çıkmamız gerek, magazinciler içeri girdiler ve bu yöne doğru ilerliyorlar. " kafasını uzatmış köşeden içeri giren magazincileri izliyordu Emre.

" N-nasıl? Kız? Kızı ne yapacağız? "

" Eğer şimdi çıkmazsak yarın gazate manşetleriyle ne yapacağını düşünmen gerekebilir. Acele et, çıkalım. "

Vakti yoktu ama kızı orada da bırakamazdı. Karar vermesi için sadece üç saniyesi vardı.

" Sen git " dedi Çağın. " Git ve arabayı hazırla. "

Emre koşarak arka kapıdan dışarı çıktı. Çağın ise eğilerek Adal'ı kucağına aldı. Tam o sırada magazinciler bulunduları konuma geldi.

Kucağında tanımadığı bir kız ve etrafında patlayan onlarca flaş... Aynı anda bir çok flaş patlıyor, muhabirler önüne geçip soru sormaya çalışıyordu. Soruların çoğunluğu kucağındaki kız hakkındaydı. Ne yapacağını bilemeyerek aralarından koşarak uzaklaştı ve kendisini bekleyen arabaya ulaştı. Emre arka kapıyı açarak kızı bindirmesine yardımcı oldu. Sonrasında ise Emre şoför koltuğuna Çağın ise kızın yanına bindi ve oradan uzaklaştılar. 

Heyecanlı geçen bir kaç dakikanın ardından sessizliği Emre bozdu.

" Kızı neden getirdin? Delirdin mi ? "

" Orada bırakamazdım " dedi sakince.

" Magazincilere malzeme vermeyelim derken yeni malzeme çıkardın. Tebrik edilesi açıkçası. "

" Buradan sağa dön, benim eve gideceğiz "

Emre arabayı durdurup arkasını döndü. İşaret parmağıyla önce kızı sonra Çağın'ı gösterdi.

" Gideceğiz? İkimizden bahsediyorsun değil mi? Sen ve ben? "

" Hayır " dedi sakinliğini koruyarak. " Sen evine gidiyorsun, kız ve ben "

Emre küçük çaplı bi kahkaha attı. " Delirmişsin sen "

Yaklaşık on dakikalık bir yolculuğun ardından Çağın'ın evine vardılar. Emre kapıyı açarken, Çağın kızı kucağına alarak içeri girdi. Üst kata çıkıp kendi odasına yöneldi ve kızı kendi yatağına yatırıp üzerini örttü.

" Gidebilirsin " dedi Emre'ye. " Her şey için teşekkürler "

                          ~ SON ~

Merhabalar ❤ İlk hikayem oluşundan kaynaklı olsa gerek üzerimde tatlı bir heyecan var :) Kurgusuna kesinlikle güvendiğim bir hikaye oldu ❤ girişimizi beğendiniz mi bilmiyorum ama ilerleyen bölümlerde oldukça şaşıracaksınız :)

Son olarak eğer beğendiyseniz beğenmeyi ve görüş bildiren kısa bir yorum bırakmayı lütfen unutmayın ❤ 

Teşekkürler ❤

Yıldız Çarpması Donde viven las historias. Descúbrelo ahora