39.Bölüm*

2.1K 123 4
                                    

-Unexpected Message-


''O bana ait!! Anladınız mı beni?! Ona yapılan en ufak bir hatada hepinizi öldürürüm!''

Jongin'in sözlerinin ardından Yixing hiç olmadığı kadar şaşkın gözlerle onu izliyordu. Bu sözlerin, onun duymasını beklediği sözler olduğu söylenemezdi. Meraklı bir şekilde Jongin'e bakınmaya sürdürdü.

Jongin ise bir kere daha Yixing'in dudaklarına göz attı ve gülümseyip görüş açısını Yixing'e çevirdi ardından da, Yixing'in alnına bir öpücük kondurdu. Yixing yutkundu ve gözlerini yere dikti. Utandığının belli olmamasını umuyordu ama tabii ki, Jongin bunu fark etmişti.

Jongin kalabalığa bir kere daha bakındı. Herkes ona bir açıklama beklermişcesine bakıyordu. Jongin, son olarak da Yixing'in bedenini kendine çekti ve kolunu onun omzuna dayadı. Ardından, gülümsemesinden ödün vermeden konuştu.

''O benim sevgilim...Yani onunla göz göze gelmeye bile cür'et edemezsiniz. Onun kılına zarar geldiğini duyarsam bunun bedeli hiç ummadığınız kadar ağır olur''

Jongin bir kere daha Yixing'in tepkisini ölçmeden hızla balkondan çıktı. Yixing hala onun omzunun altındayken birkaç adım yürüdüler daha sonra da, Jongin kolunu Yixing'in omzundan çekti ve bu sefer Yixing'le kendi parmaklarını kenetleyip, onun elini sıkıca kavradı.

Yixing'in kalbi deli gibi atıyordu ama şuan endişeleneceği tek konu bu da değildi. Jongin onu birkaç metre uzaklıkta ki bir kapının önüne getirdi ve bir süre ahşap kapıya bakmakla zaman geçirdiler. Daha sonra da Jongin eliyle kapıyı açtı ve gülümseyerek Yixing'i içeri geçirdi ardından da konuştu.

''Pekala, burası bizi odamız...İlk defa odama benden başka biri geliyor, bu biraz garip. Ah dağınıklık için özür dilerim!''

Yixing yutkundu ve her tarafı kağıtlarla ve çeşitli notlarla kaplanmış duvara bakınırken konuşmaya devam etti. 

''S-sorun değil...Ama tüm bunlar ne?''

''Ah, bunlara...aldırma''

''P-peki''

Jongin kendini gülümsemeye zorladı ve hala meraklı gözlerle duvarı inceleyen çocuğun arkasından kollarını sıkıca birleştirdi. Yixing nefesini tuttu ve olayın şokunu biran önce üzerinden atmaya çalıştı.

Bu pozisyon, daha önce fark etmese de akıl almaz derece de korkunçtu. Neden filmlerde bu kadar kolay bir şeymiş gibi gösteriyorlardı ki? Aklına bir sürü düşünce aynı anda hakim oluyordu.

'Nefes almalı mıyım?!'

'Ah, nefes almam çok kötü olur!'

'Bu kadar gergin olmam normal mi?!'

'Dokunduğu her yer...titriyor!'

'Tanrım, lütfen bu halimi fark etmesin...!'

Jongin ise onun bu sevimli yüz ifadelerini hayranlıkla izliyordu. Karşısında ki çocuğa günden güne daha da ilgi duymaya başlıyordu ve bu onun isteğinin doğrultusunda gerçekleşmese de, bundan oldukça memnundu.

Kısa bir süreyi böyle geçirmelerinin ardından Jongin kendini Yixing'in vücudundan yavaşça ayırdı ve başını saçlarına gömüp, konuşmaya başladı.

''İlk dersin birazdan başlayacak...geç kalmasan iyi olur''

Yixing ise hafifçe başını salladı ve karşılık verdi.

''Peki...O zaman...ben gidiyorum''

''Seninle gelmemi ister misin?''

''Gerek yok..''

''Pekala, umarım çok yorgun düşmezsin bebeğim. İyi çalışmalar''

Yixing başını salladı ve koşarak odadan ayrıldı. Jongin ise onun bu tavrına bir kere daha gülümsedi ve maillerini kontrol etmek için laptopuna yöneldi. Tahmin ettiği gibi, Kris mesaj atmıştı. 

''UGVrYWxhLCBDaGFueWVvbCBidWf8biBnZXJla2VuaSB5YXBhY2FrLiBBbWEgbmVkZW4gb251IGt1bGxhbzF5b3JzdW4gdmUgbmVyZWRlbiB0YW5peW9yc3VuIG9udT8=''

''QmVuaW0gbGlkZXJpIG9sZHVnH3VtIOdldGVuaW4gZHVzbWFuIOdldGVzaW5pbiBsaWRlcmksIG9udW4gc2V2ZGkfZ2kga2lzaXlpIPZsZPxybWV5ZSDnYWwxc2l5b3JkdS4gQmVuZGUgb251IGt1cnRhcm1hbmluIHlvbHVudW4gYnUgb2xkdR9ndW51IHP2eWxlZGltLg==''

''QW5sYWRpbS4gTyB6YW1hbiBidSBnZWNlIGJhc2xpeW9ydXogZGVnaWwgbWk/''

''RXZldCBidSBnZWNlLCBoZXJzZXkgYmFzbGl5b3IuLi4=''

''Q2hhbnllb2wnbGEga29udXNhY2FrIG1pc2luPw==''

''S29udXNtYWxpeWltLCBoZXJzZXlpIHNvbiBrZXoga29udHJvbCBldG1lbSBnZXJlaw==''

''QW5sYWUxbS4gUGVraSBkb3N0dW0gc2VuaSBvbGF5ZGFuIGhhYmVyZGFyIGVkZXJpbS4=''

''VGVzZWtrdXJsZXIgZG9zdHVtIQ=='' (Şifre:2)

Konuşmalarının sonunda, Jongin altta yazan bir isime daha tıkladı ve konşmayı başlattı.

''SGVyc2V5IGhhemlyIG1pPw==''

''RXZldCwgYnVndW4gYmFzbGl5b3J1bQ==''

''MHlpIHNhbnNsYXIuLi4='' (Şifre:3)

Sonunda konuşmalarını bitirdiğine, kendini yatağa attı ve beyaz tavanı izlemeye başladı. Oldukça sıradan bir tavandı ama şuan tüm dikkatini oraya toplayabilirdi. Gözlerini kapattı ve gülümsedi. Yixing'i şimdiden çok özlemişti ve onu beklerken zamanın hiç olmadığı kadar yavaş akacağını biliyordu. Bu düşüncelerde kaybolmuşken Yixing gelene kadar biraz dinlenmeye karar verdi ve kendini uykunun sıcak kollarına bıraktı.


* * *
Yixing odanın kapısını açtı ve bedenini içeri sürükledi. Daha ilk gün olmasına karşın oldukça yorulmuştu. Jongin'in, Jason'ın ona sadece sözel bilgileri öğreteceğini söylediğini hatırladı ve iç çekti.

Sözel bilgiler derken, gerçekten sözel bilgilerden bahsettiğini düşünmüştü ama Jason ona anlattığı her hareketin en az 10 defa da tekrarını yaptırmıştı ve bu yeni hareketler hiç de kolay sayılmazdı.

Yorgunluktan yere kendini atmışken, gözüne yatakta boylu boyuna uzanan Jongin ilişti ve gülümseyerek onun yanına gitmeye karar verdi. Bacakları ağrıyordu ama Jongin'e yaklaştıkça bunu umursamamaya başladı.

Kısa bir mesafeyi uzun sayılabilecek bir sürede geçtikten sonra kendini yatağa attı ve başını ellerinin arasına alıp gülümsemesinden ödün vermeden Jongin'i izlemeye başladı.

Gerçekten şimdiye kadar gördüğü tüm erkeklerden daha yakışıklıydı. Esmer ve pürüzsüz teni tüm yüz hatlarını ortaya çıkarıyordu. Dudakları kalındı ve orantılıydı. Bir insan uyurken iyi gözükemezdi bu doğanın kanunlarına aykırıydı ama o, uyurken gerçekten çok iyi gözüküyordu.

Gülümsemesini sürdürürek Jongin'in yanağını sağ eliyle hafifçe okşamaya başladı ama onu durduran bir el oldu. Jongin gözlerini açmıştı ve ona bakarak gülümsüyordu. Yixing daha neler olduğunu kavrayamadan, Jongin onu yatağa yatırdı ve üzerine çıktı. Bir anda pozisyonları tamamen değişmişti.

Jongin, tek eliyle Yixing'in ellerini yatağın üzerinde kenetleyip onun boynuna küçük öpücükler kondurmaya başladı. Yixing'in nefesi kesilmişti ve gözlerini sıkıca yummuştu. Jongin bu sefer boşta kalan elini Yixing'in üyesine götürdü ve pantolonunun üzerinden yavaşça okşamaya başladı.

Devam etmeye hazırlanırken, Yixing'in titrediğini fark etti ve duraksadı. Başını kaldırıp yukarı baktığında ise Yixing'in gözünden birkaç yaşın yatağı ıslattığını gördü ve hemen kendini ondan uzaklaştırdı. 

Yixing, Jongin'in onu bıraktığını fark etti ve merakla gözlerini araladı. Jongin ise Yixing'i yatakta doğrultup onun alnına bir öpücük kondurdu ve ardından da eliyle göz yaşlarını silip konuştu.

''Üzgünüm bebeğim...Sen ne zaman hazır olursan, o zaman devam edebiliriz''

Yixing gözyaşlarını durduramadı ve burnunu çekip kısık bir sesle karşılık verdi.

''Jongin-ah...B-ben bunu yapamam, ne şimdi ne de başka bir zaman...''

Jongin ise gülümsedi ve yeniden konuştu.

''Sorun değil, sadece her zaman yanımda ol yeter.''

Yixing, duyduklarının doğru olup olmadığından emin olmayarak buğulanmış gözlerle Jongin'e baktı ve kendisine gülümseyerek bakan Jongin'le karşı karşıya geldi. 

Jongin son bir kere daha Yixing'in alnını öptü ve yataktan doğrulup, hemen yanda ki banyoya doğru hareket ederken konuştu.

''Ben duş alacağım, Kris Luhan'ın seninle konuşmaya ihtiyacı olduğunu söyledi.''

Duyduklarının ardından Yixing iç çekti ve gözlerinde ki kalan yaşları da elleriyle temizledikten sonra Jongin'in laptopunu eline aldı. Luhan'la konuşamazdı, onun sesini duymaya hazır değildi. Mail hesabını açtı ve tam Luhan'a mesaj atacakken bir başka mesaj dikkatini çekti ve merakla devamını okumak için tıkladı.

[Seni İzliyorum Lay!]

Benim büyük bir hayranım olduğunu biliyorum, seninle tanışmak harika olur Lay, belki de arkadaştan fazlası olabiliriz. İlgini çekerse bana mesaj at, sana hakkımda hiç bilmediğin şeyler söyleyebilirim kkk^^

-Kai

After The SunriseWhere stories live. Discover now