ÇASÇ 30. İNTİKAM MAÇI

21.2K 2.1K 671
                                    

♥♥ÇARŞAMBA GÜNÜ ÇASÇ GÜNÜ♥♥

📆📆📆

Hayatta, garip ve ilginç şeyler olabilirdi. Bu normaldi, her zaman her şey yolunda da gitmeyebilirdi. Ayrıca sürprizlerle doluydu hayat. Her an değişik bir şeyler olabilirdi. Olurdu yani, dünya hali, insanlık hali...

Ne saçmalıyorum ben?

Ne saçmaladığımı soranlara verecek bir cevabım yoktu. Çünkü boş düşünmek dışında herhangi bir düşünme faaliyeti gerçekleştiremiyordum. Beni bu hale kimin soktuğunu soracak olursanız bunun için sayacağım isim çoktu ama önce beni kandıranlardan başlamalıydım değil mi?

Misal abim, misal, annem, misal babam. Üçlü koalisyon yapıp beni dışlayan sevgili, biricik ailem.

Damattan habersiz, damatın evinde kız istemek hangi tarihte görülmüş?

Eğer böyle bir soruyla karşılaşacak olursanız ben size cevabı vereyim ki siz de sizden sonrakilere öğretin.

Yıl; iki bin yirmi üç. Olayın geçtiği yer; Demir ailesinin pek sevgili misafir odası. Olaya dahil olanlar; Demir ve Alemisoğlu aileleri. Olayın mazlumları; Fatih ve Beyza.

Yani umarım Beyza da bilmiyordur. Bu şok anını tek başıma hatırlamak istemiyorum.

Bu konuşmanın büyük ihtimal bir yerini kaçırmış olmalıydım. Ne bileyim, aklım dağılmış olmalıydı o an da ve ben de bu gerçek olmayan olayı şuan gerçek zannediyordum. Aslen kız istemek diye bir şey yoktu. Beyza'yı falan istememiştik. Ben hayalimde canlandırdığım şeyi söylüyordum.

O zaman niye herkesin gözü benim üstümde? Neden benden bir hareket bekliyorlar?

"Fatih, kalkıp, müstakbel babanın elini öpsene." Abimin yan taraftan uyarı dokunuşu ve fısıltısıyla ona döndüm. Müstakbel baba? Tamam, Kadir amcanın ikinci babam olmasını istiyordum ama bu akşam değil. Öyle bir plan yapmadık biz çünkü. Yapsak, haberim olurdu. Ayrıca Ankara'ya giderdik.

Hepsi hayal bunların, hepsi.

Bu akşamı biraz geriye saracak olursak ki sabahtan başlamalıyım, annem misafirlerin geleceğini söylemişti. Aklıma misafir deyince ilk gelen isim Beyza olmuştu ve bunu da anneme sormuştum. Annem de beni onaylayınca sabah, mutlu ve mesut olarak dükkanıma gitmiştim. Severek yaptığım işi bu sefer büyük bi' aşkla yapmıştım. Mehmet ve Bünyamin de bendeki değişimi farkedince normal olarak sormuşlardı. Beyzaların geleceğini söylediğimde "Eee, sizin evde mi isteyeceksiniz kızı?" dedi Bünyamin. Bilinçaltımın şuan ki oyunu hep Bünyamin yüzündendi yani.

Devam edecek olursam, ben dükkanı kapatıp -ki çok nadir dükkanı ben kapatırım- eve gelmiştim. Evde farklı bir hava sezmiştim ama Beyza'nın düşüncesi zihnimde dolaşırken buna pek odaklanamamıştım. Odama gidip hazırlanmıştım. Tabi, giydiklerimden dolayı annemden azar işitmiştim ama ben spor ve rahat giyinen bir insandım. Yapacak başka bir şey yoktu.

Misafirler geldikten sonra her şey normaldi. Aynı muhabbetler, yemeler içmeler... Her şey normal bir akşam seyrinde gidiyordu. Şu ana dek...

Yıl, iki bin yirmi üç. Sevdiğim kızın ve benim haberim olmadan damat evinde kız isteniyordu.

Hayalse, uyanmak istemiyordum ama gerçekse de şoktan çıkabileceğimi düşünmüyordum.

"Fatih, kalksana! Herkesin gözü senin üstünde!" Abim, bir kez daha beni eliyle ve sesiyle uyardığında, kafamı iki yana sallayarak kendime gelmeye çalıştım. Gözlerimi açıp, etrafa bir kez daha göz gezdirdiğimde herkesin bakışları hala üstümdeydi. Yani, her şey gerçekti. Yani, Beyza'yı bana istemiştik ve Kadir Amca da vermişti. Yani...

Çıkmaz Ayın Son Çarşambası (İslami Yaşantılar serisi/3)Where stories live. Discover now