twelve

1.5K 143 165
                                    

Hehheheheh

İyi okumalar ;)

Harry alarmın sesiyle irkilerek uyandı. Telefona ulaşıp alarmı kapattığı sırada gözü tarihe kaydı. Yanlış görmüş olmak için neler yapmazdı Harry. Bugün pazarsa neden alarm çalıyordu ki! Ağzından kaçan küfürlere engel olamayıp, kötü bir sabah başlangıcı, diye düşündü. Telefonu komidine geri bıraktı ve kafasını yastığa bırakırken of'ladı. Yatakta bir kıpırtı hissedince uyku sersemi gözlerini yanına çevirdi. Ah, Louis'yi nasıl olur da unuturdu? Kaç hafta olmuştu, hala birinin yanında uyanmış olmaya alışamamıştı. Eh, senelerdir yalnızdı sonuçta. Gerçi, kendine hareketlerini kısıtlayacak kadar sıkı sarılmış olmasına rağmen Louis'yi nasıl fark etmemişti, anlamamıştı. Kafasını iyice çevirip hafifçe eğdi ve üstten üstten Louis'nin kirpiklerine baktı.

Sanırım onunla öpüşmüşlerdi. Ama Harry bir öpüşmenin nasıl bu kadar baştan çıkarıcı olabileceğini anlamıyordu. İlk defa öpüşmekten mi, Louis ile öpüşmekten mi yoksa Louis'nin yaptığı bir kandırmacadan mı olup olmadığı hakkında çok düşünmüştü. Fakat hala bir sonuca varamamıştı. Üstelik Louis'ye kendisine öpebileceğine dair izin vermişti. Buna gerek olduğunu düşünmüyordu, çünkü Louis öpmese Harry onu kesin öperdi. Onunla öpüşmek.. Omuzlarındaki bütün yüklerin kalkması, içinde hissettiği bütün olumsuz düşüncelerin ve hislerin ortadan kalkması gibiydi. Ve Harry'nin buna çok ihtiyacı vardı.

Harry, Louis'nin olduğu taraftaki kolunu yavaşça hareket ettirdi. Onu uyandırmamaya dikkat ederek sırtına doladı. Diğer elini kaldırıp yumuşak tellere ulaştı ve parmaklarını aralarına sokarak yine yavaşça geriye doğru taradı.

"Oyuncak bir ayıdansa, oyucak bir kirpi olmak sana daha çok yakışırdı."

Ciddi suratıyla, yeni uyanmışlığın verdiği boğuk sesiyle, Louis'nin havalanmış saçlarına bakarken kendi kendine mırıldandı ve elini kafasının arkasından boynuna indirdi. Elini ayırmadan işaret ve orta parmağı dışındaki parmaklarını kıvırarak kapattı. Birleşik iki parmağını yukarı çıkarttı ve bir süre Louis'nin çenesinin altını sevdi. Louis hafif kıpırtılarla Harry'e daha da sırnaştı. Parmaklarını yine hareket ettirdi ve bu sefer de çene kemiğinde gezdirdi. Parmakları çene hizasında ilerleyip kulağının önünden geçti ve elmacık kemiğine ulaştı. Bir süre de orada oyalanıp yanağına sürtündü ve alt dudağının altında durdu. Harry'nin kendi çapında oynadığı "Hedefine Ulaş Oyunu"'nda son duraktaydı. Parmakları sinir bozucu bir yavaşlıkta pembemsi dudakların çevresinde dönüp durdu. Orta parmağı sınırı aşıp alt dudağının üstüne çıktı. Harry sırtını yataktan ayırıp Louis'nin üzerine eğildi ve bir anlık hızla Louis'nin dudaklarını kendi dudakları içine çekti.

Ve Harry hedefe ulaşarak oyunu kazandı.

Harry onu öpmeye devam etmeye karar verdiği sırada yüzünde bir el hissetti ve kafası geriye doğru itildi. Louis dudaklarında hissettiği ıslak sıcaklığa bir açıklık getirmek için eliyle dudakları kendinden uzaklaştırarak eş zamanlı olarak da gözlerini sonuna kadar açarak yataktan hızla doğruldu. Eli hala Harry'nin suratındayken etrafına baktı. Harry'nin odasında ve onun yatağındaydı. Olması gerektiği gibi. Diğer elini kaldırıp dudaklarında gezdirdi. Evet, sıcak ve ıslaktı. Tıpkı öpülünce olacağı gibi. Yaşanan olayın gerçekliğiyle ilgili bir sıkıntı olmadığına göre ana karaktere odaklanabilirdi. İttirdiği surattan elini çekip surata iyice odaklandı. Şekilli kaşlar çatık, yeşilin cezbedici tonu ise baygın bir şekilde kendisine bakıyordu, kıvrımlı dolgun dudaklar ise nemliydi. Evet, bu Harry'di ve kendisini o öpmüştü.

Aman Tanrım.

"Harry?" Kaşlarını endişeyle kaldırdı ve Harry'ye yaklaştı. "Sen iyisin, değil mi?"

oh, let me be your teddy bearWhere stories live. Discover now