''İyi olduğuna emin misin?''
''Endişelenme.'' Youngbae uçakta yanında oturan Yejin'e doğru eğilip söyledi.
Kız gözlerini biraz uzaklarında oturan çiftten diğerine yöneltti.
''Ya onlar?''
''Endişelenme.'' adam gülümsedi.
''Ama Seungri iyi görünmüyordu.''
''Sen iyi olur muydun?''
''Büyük ihtimalle sinir krizi geçiriyor olurdum, endişelenmemin nedeni de bu.Sakin görünüyor.'' Gözlerini tekrar Seungri'ye çevirdiğinde sarışının Jiyong'un ceketiyle uyuyan kızının üstünü örttüğünü gördü. ''Fazla sakin.''
*****
''Bu da kim?'' Seunghyun kaşlarını çatıp sordu ve onlara doğru yaklaştı.
''Sen misin?''
''Ji--hadi gidelim.'' Sarışın adama arkasını dönüp yürümek üzereyken adam kolunu yakaladı.
''Sensin değil mi--''
''Hey--elini çek.'' Jiyong sabit bir tonda söyleyince adam ona baktı ama elini çekmeye fırsat bulamadan Seungri kolunu hızla çekti.
''Baba!'' Yan odadan bir oğlan çıkıp ama doğru çok yavaş bir biçimde yürüyünce Seungri kaşlarını çattı.
''Hey---beni içeride biraz bekle-- hemen geleceğim, tamam mı?'' Adam panikle oğlana söylediğinde Seungri çocukla göz göze geldi, çok bitkin görünüyordu ve gözlerinin altı tamamen çökmüştü.
''Peki.'' başıyla onaylayıp odasına geri döndüğünde Daesung ve Yejin de onlara doğru yaklaşmıştı.Jiyong hızla babasının ne yaptığını anlamayan Mina'yı kucağına aldı.
''Hadi--''
''Lütfen--- Seunghyun! Biraz konuşalım!''
''Seunghyun mu dedi o?'' Seunghyun adama doğru yürümeye başladığında Seungri hızla onu tuttu.
''Hyung--dur--''
''Senin gerçek adını bilen kimse yok ki---'' Seunghyun bir süre duraksadı. ''Bu o mu?''
''Lütfen-- Gidebilir miyiz?''
''Hayır! Lütfen dur!'' Adam tekrar Seungri'nin kolunu yakalayınca Seunghyun onu geriye doğru sert bir şekilde itti.
''Hyung! Burası bir hastane!'' Daesung adamın kollarını yakaladı.
Seungri saçlarını karıştırıp derin bir nefes aldı ve karşısında duran adama baktı.Aslında Yejin o kısımdan sonra neler olduğundan emin değildi çünkü Youngbae hızla Jiyong'un kucağındaki kızı alıp Yejin'i de çıkışa doğru sürüklemişti.Bahçedeki banklardan birine oturduklarında Yejin Daesung'un Seunghyun'u çekiştirerek dışarı getirdiğini gördü.
''Hyung! Onlar halletmeli!''
''O adamla halledilecek hiçbir şey yok!''
''Beni dinle---hey! Lütfen, hyung!''
Seunghyun küfredip kendini karşıdaki banka attıktan sonra elleriyle yüzünü avuçladı.
''O şerefsizin burada ne işi var?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
That Blonde.
Fanfiction''Ben korkunç biriyim.'' fısıldadı. ''Değilsin..'' ''Öyleyim.'' Çocuğun yüzünü ellerinin arasına aldı. ''Bunu sende biliyorsun- Neden hala buradasın?'' ''Öyle olsan bile.. farketmez.Bunu sen istemedin hyung..Seni biliyorum ve...sadece senin hakkında...