1. Bölüm

12 1 0
                                    

Tam da ihtiyacım olan bir zamanda kulaklığımı nasılda evde unutmuştum bir türlü anlam veremiyorum. Caddedeki arabaların çıkardığı kuru motor ve korna sesleri insanların bitmek bilmeyen konuşmaları ve alışverişleri..
Belki de kendimi iyi hissetmediğim için böyle bir ruh hali içindeyim.
Aslında öyle depresif soğuk kızlardan değilimdir çoğunlukla hayat dolu ve her fırsatta eğlenmeyi bilen bir insanımdır. Ama bazen insanları anlamakta güçlük çekiyorum, onlar seni kırmaktan çekinmiyorlar, her fırsatta yaptıklarını hatırlatıyorlar hep bir karşılık bekliyorlar.
Sanırım sıkıldım bu türlü çıkar ilişkilerinden. Ne diyordum he evet kulaklığım. Başlıcam böyle işe. Minibüs durağına doğru ilerlerken aklımdan sabah annemle yaptığım konuşmayı tekrarlıyordum. 'Sen aklı başında bir kızsın kendine çok da iyi bakabilirsin bunu biliyorum sadece tedbir olarak begüm ablan seninle kalıcak zaten onu tanırsın varlığıyla yokluğu belli değildir. Tüm ev sana kaldı sadece güvenimi boşa çıkarma.' Sürekli bunu düşünüyordum. Ailem İzmir'e babannemde kalmaya gitmişlerdi. Ben neden mi buradayım ? Geçmem gereken 2 tane sınavım varda ondan. Ders çalışmayı sevmeyen bir insan olduğum için sonuç olarak ceremesini ben çekiyordum. Birde hayatımı mahvetmeye çalışan insanların olmasıda cabası. İnsan hiçbirşey yapmak istemiyor çoğu zaman.

Sonunda durağa geldiğimde telefonumun titrediğini hissettim arayana baktığımda iç geçirdim. O arıyordu. Biraz bekledikten sonra telefonu açtım
"Efendim Emre ?"
"Nasılsın Bebeğim?" Sıradan konuşmaları.
"İyiyim Emre ne oldu ?"
"Güzelim aramam için birşey mi olması lazım üzüyorsun bak beni"
Ay götüm
"Emre minibüse binicem ne söyleyeceksen söyle uğraşamam senle"
"Aman kızım iki çift laf ettirmiyorsun her neyse akşam sizdeyim onu haber vermek için aramıştım" akşam bizdemi nasıl yani bu çocuk benim sinirlerimi daha ne kadar hoplatabilir acaba merak ediyorum
"Emre bak kendini nasıl görüyorsun bilmiyorum ama evime gelebilecek bi yakınlıkta olduğumuzu sanmıyorum " tamam bir ilişkimiz olabilirdi ama kendimi ona yakın hissetmiyordum " Ya kızım amma uzattın be sende iyi gelmiyorum ama sonra görüşeceğezz" ağzını yaya yaya konuşuyo bide kalıcak elimde. Telefonu suratına kapattıktan sonra minibüse binip kafamı cama yasladım.
Yarım saatlik bir yolculuktan sonra sonunda evimin orada inmiştim. Aslında kahve alsam iyi olurdu markete yürümeye başladım. İstediklerimi aldıktan sonra eve doğru yürümeye başladım. Yolda giderken yanımdan 2 tane siyah bmw jet hızıyla geçti aslında merak etmiştim. Buralarda pek görmezdik çünkü bu türden arabalar. Evin bahçesine girdiğimde bir ses duyduğumu sandım ve arkamı döndüm ama kimse yoktu yine kendi kendime şüphe duymuşumdur diyerek şarkı mırıldana mırıldana içeri girerken biri kolumdan tuttu arkamı dönmeme izin vermeden beni binanın içine diğer eli ensemde zorla soktu. Arkamı dönmeme izin vermiyordu ve hayvan gibi gücü vardı. "Napıyosun bırak beni , kimsin sen hey kime diyorum" diye bağırmaya başladım. Kolumu tutan eli ağzıma tuttu ve boğazdan bir ses çıkardım ve ağzımı tutan eline vurmaya başladım korkuyordum ne yapacağımı şaşırmıştım. "Sakin ol seni bırakıcam bağırma " dedi arkamdaki manda. Kafamı salladım ve bekledim. Elini çekince ani bir hareketle dizimi karnına geçirdim eğilince onu ittirip merdivenlerden çıkmaya başladım. Evimin önüne geldiğimde anahtarımın çantamda olmasına lanet okuyarak hızlıca aramaya başladım. Sanırım bayılacaktım. Çok fazla adrenalin dolmuştum.
Anahtarı deliğe sokup kapıyı açtığımda bir anda yere bir güç tarafından kapaklandım. Ayağıyla beni ittirip kapıyı kapattı. Suratım nasıl bir haldeydi bilmiyorum ama öküz herif'in suratında şaşkın bir ifade vardı. Hemen düz bir ifade yapıp yanıma eğilidi. "Üzgünüm, seni korkutmak istemezdim şu anda nasıl bir durumda olduğumuzun farkındayım." Dedi yavaş yavaş toparlanmaya başlamıştım. Ayağa kalktığımda geriye doğru gitmeye başladım. " Lütfen dur " dinlemiyodum. " Yaklaşma bana pis sapık ne yapmaya çalıştığını biliyorum defol git evimden " diye böğürdüm. "Bak yardıma ihtiyacım var şuanda beni arıyorlar"
"kim ? " diye sordum bi anda ah şu çenemi niye kapatamıyorum. Sapığa soru mu sorulur kızım.
" Boşver orasını sadece bir süre burada kalmam lazım sana kaldığım süre kadar para veririm tek istediğim yardım etmen."
Çocuğun dedikleri bana mantıklı gelmiyodu. Neden benim evim ya bana birşey yaparsa onu tanımıyorum ya begüm abla gelir ve yanlış anlarsa beni hem bu elimdeki sızı da ne ya " ahhh" elim kanıyordu. Hemen banyoya koşup elimi suyun altına soktum. " öküz gibi ittirirse düşerim böyle al işte soyulmuş."
Ben kendi kendime söylenirken manda yavrusunu kapının orda gördüm. " iyi misin " diye yanıma yaklaştığında kanlı elimle " yaklaşma" diye uyarıda bulundum. Elimi tekrar suya sokacakken elimi tutup bakmaya başladı. Elimi çekmeme izin vermiyordu. Yine kendi kendime kıvranıyordum yine boşuna uğraş veriyordum. "Bırak" dedim en sakin sesimle hareketlerimin tersine.

Gözlerimin içine baktı ve elimi bıraktı. Ona bir bakış attıktan sonra elimi suyun altına tekrardan soktum. Arada sızladığından gözüm  kısılıyodu. Tekrar gözümü ona çevirdiğimde üst dudağını emiyordu. Bu yaptığı hareket küçük kardeşim Murat'ın dudaklarını yalamayı tik halini getirmesi ve kıpkırmızı yapıp korkması gelmişti. Ne kadar süredir yüzüne bakıyodum bilmiyorum ama yüzünde çarpık bi gülümseme oluştuğunda aynada kendime baktığım ve yüzümdeki gülümsemeyi hemen silip suyu ani bir hareketle kapattım.
"Ellerini yıka" diye emir verdim. Daha önce hiç tanımadığım birine emir vermediğim için kendimi tuhaf hissedip toparlama gereği duydum. "Sonrada evimden çıkarsın seni tanımıyorum" diyerek ecza dolabına yöneldim.

Annemin hep bana yaptığı şeyi uygulayarak en son olarak elimi sardım. İçeri geçtiğimde ise çocuğu görememiştim. "Hey!" Diye bağırdım ama ses gelmiyordu. Bende tüm odalara bakmaya başladım en son mutfağa girdiğimde elinde muz kabuğu olan ve ağzını tıka basa doldurmuş angusla karşılaştım. Elindekini masaya fırlatıp ağzındakileri sesli bir şekilde yuttu. Bu ne tuhaf çocuk ya
"Biraz açtımda bende ilk bulduğum şeyi yedim" diyip gülümsedi. Bende
"Hııı gördüm " diyerek sandalye çekip oturdum. Oda yanımdaki sandalyeye oturup bana bakmaya başladı. Kaş göz işaretiyle ne var demeye çalıştım ama komiğine gitmiş olacakki erkeksi bir şekilde kıkırdadı. Nasıl oluyor bilmiyorum ana öyle bir sesti işte. Sonra bir anda ciddileşip elimi avcuna aldı.
"Bak üzgünüm bir anlık refleksle oldu yani şuanki bu durumu inan bende tuhaf buluyorum ama birkaç saatlik kalmam gerekiyor. Çünkü..
" devamını getirmesi için kafamı salladım ama sustu. Dayanamayıp " Çünkü ? " diye sordum. "Ah boşver diyerek saçını karıştırdı. Sanırım benim evimde olduğunu unutuyordu. " Yalnız senin bu havaların bana sökmez baştan anlaşalım şunda. Yardımsever bir insan olduğum için burda kalmana izin vericem ama bana nedenini anlatıcaksın yoksa tutarım yakandan dışarı atarım duydun mu beni ?" Diye kaşlarımı çatarak sordum. Ciddi halinden kurtulup yüzüne sinir edici bir gülümseme yerleştirdi. Ya insan biraz mahçup olur demi bu evde misafir bile değilsin.
"Bak kızım ağzın iyi laf yapıyo okey güzelde işleve gelince yapabilecek misin ?"
İşte beklediğim o söz. Hızlıca oturduğum yerden kalkıp saçından tuttum. Saçları ele gelir olduğundan çekiştirmem kolay olmuştu. "Ah ah ah ah ya ya bıraksana manyak napıyosun" onu dinlemeden mutfaktan tam çıkarıyodum ki ellerini karnıma koyarak belimden havaya kaldırdı beni. Bi an neye uğradığımı şaşırdığım için ellerim saçlarında donakalmıştım. Beni hızlı birşekilde yere indirdikten sonra ellerimi saçlarında yavaşça çektim.

Yüzünü buruşturmayı unutmamıştı bu arada. " Ne yırtık çıktın kızım sende tamam birşey demedim say "  Zafer gülüşümü atarken salona geçerken arkamdan geldiğini gördüğümde ona kısa bir bakış atıp kendimi 3 lü koltuğa fırlatıp ayaklarımı kendime çektim.

Oda ikili koltuğa oturarak aslında oturmaktan çok yayılmıştı koltuğa suratıma bakmaya başladı. Birkaç dakika boyunca hiç konuşmadan beni izledi. Rahatsız hissederek kıpırdanmaya başladım ama istifini bozmadı en son boğazımı temizleyerek
"Adın ne kaçak çocuk ? " diye sordum. Suratıma bir kaç saniye bakıp omzunu silkti. Bende sırıtıp tam tipine uyan bi isim biliyorum diyeceğim sırada kapı çaldı. Bi anda ayağa fırladım işte şimdi sıçtım. "Begüm abla geldi "ona ne açıklayacağım elimle kalk kalk işareti yaptım ama yine omzunu silkti. Sinirle kolundan tutup kaldırmaya çalıştım ama kımıldatamadım. Bende küfür edip kapıya doğru yöneldim. Arkamdan güldüğünü işittim hayvan herifin.
Kapının deliğinden baktığımda begüm abla elinde laptopu ağzında sakızı kapıya doğru bakıyodu. Dudağımı ısırdım ve kapıyı yavaşça araladım.

KAÇAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin