[12]

13.9K 1.5K 787
                                    


Uyanır uyanmaz pencereye koşup perdeleri açtım. Güneş yeni yeni kendini gösteriyordu. Kafamı dışarı çıkarıp derin derin nefes aldım. Soğuk havayı içime çekmem sersemliğimi gidermişti. Hızlıca üzerimi değiştirip çıktım.
Ne yapacaktım? Iseul'ün yanına gidebilirdim ama o da bu saatte uyuyordur. Herkes gibi.

Yoongi'yi görmek istiyordum. Her ne kadar deli gibi bağırmış olsa da, ruh hali yüzünden görmezden gelebilirdim. Üstelik onu kandırdığımı düşünüyordu. Kim olsa tepki gösterirdi. Hem bana da çok kırılmış gibi gelmişti. Ona sarılmak istiyordum. Her geçen dakika bu isteğim kat kat artıyordu.

Aniden gelen cesaretle üst kata, odasının bulunduğu kata çıktım. Kapısının önünde ne kadar bekledim bilmiyorum.

Tam vazgeçip geri dönecekken birinin seslenmesiyle durdum.

''Jimin.''

Bu Yoongi'ydi. Bu saatte dışarıda ne arıyordu? Arkamı dönüp yüzünü görmek istiyordum.

''Ne arıyorsun bu saatte burada?''

Sesi yorgun çıkıyordu. Gece uyumamış olmalıydı. Nasıl uyuyabilirdi ki? Hayatı bir günde değişmişti.

''B-ben..''

Dönüp yere bakarak konuşmaya çalıştım. Kalp atışlarım gitgide hızlanıyordu.
Dünkü  yakınlaşmamız aklıma gelince titrememe engel olmadım.

''Evet sen?''

Birkaç adım attım ona doğru. Geri çekilmesini bekliyordum ama hareket etmedi.

''Ben seni görmek istedim.''

Kaşlarını çattı.

''Neden?''

Nasıl bu kadar sakin kalabiliyordu? Düşüp bayılmam an meselesiyken nasıl tepki vermeden benimle konuşabiliyordu?

''Ü-Üzgünüm.''

Hayır, şimdi değil.

Bu kadar sulu göz olmama lanet ettim. Tam şu anda ağlamamam gerekiyordu. Kendimi acındırmış gibi gözükmek istemiyordum.

Yaklaşıp çenemi kaldırdı.

''Jimin.''

Bileğini tuttum.

''B-Ben seni kandırmadım! Yemi-''

Dudaklarımda sıcaklığını hissettiğim anda başım dönmeye başladı. Vücudum karıncalanıyordu. Sendelediğimde belimden tutup beni kendine bastırdı.

''Mghm.''

Nefessiz kalıncaya kadar beni öptü. Acemice olsa ona karşılık vermeye çalıştım.

''Aklımın bana oyun oynadığını düşünmüştüm. Yanılmışım.''

''Ha?!''

''Tadın...''

Belimdeki ellerinden birini yüzüme çıkarıp yanağımı okşadı.

''Tadın enfes, Jimin-ah.''

Tanrım.

Mutsuzluktan ölürken mutluluktan havalara uçmama sebep oluyordu.

Kendime daha fazla hakim olmanın artık saçma olduğunu düşünüp bir anda boynuna atladım. Ne kadar dengesini sağlamaya çalışsa da başaramadı, ikimiz de yerdeydik.
Ve ben onun üzerindeydim.
Kollarımı çözmedim. Kokusunu doya doya içime çekmek istiyordum. Şaşırması bittikten sonra o da kollarını bana doladı.

''Y-Yemin ederim seninle oynamıyordum!''

Cevap vermedi.

Clan - YoonminWhere stories live. Discover now