Sakin ve güzel bir müzikle okumanızı tavsiye ederim. Umarım seversiniz^^
-----
"Hadi gidelim!" diye bağırdım Jimin'e doğru neşeyle ilerlerken.
Hoon Na ile olan aklımda ki her şeyi söylemiş ve bu konuyu bugün burada bitirmiş olmanın verdiği rahatlıkla kuş gibi hafiflemiştim.
Bunun sevinciyle de biricik sevgilimin yanına koşarak gittim. Bir an önce kavuşup güzel bir hayata yeni bir başlangıç yapmak için.
Jimin asık suratlı ve keyifsiz bir Young Jae beklerken, benim böylesine mutlu olman onu şaşırtmıştı.
Ona emanet ettiğim eşyalarımı arabasına yerleştirip beni bekliyordu. Beklediğinden çabuk çıktığım için de fazla beklememişti.
"Seni gülerken görmeyi çok özlemişim." dedi buruk bir ifadeyle yüzüme bakarken.
"Artık bundan sonra hergün göreceksin merak etme." dedim kocaman gülüp.
"Ee nereye gidiyoruz?" diye sordu.
"Ah tabi ya! Ben onu unuttum! Sen beni arabada bekle ben bir şey alıp geliyorum." dedim ve Jimin'in cevabını beklemeden koşar adımlarla hastanenin yanında ki küçük parka gittim.
Parkta beni bekleyen amcadan emanetimi alıp teşekkür ettim ve Jimin'in yanına gittim. Arabaya, Jimin'in yanında ki koltuğa bindiğimde Jimin şüpheci bakışlarıyla sordu.
"O adam kim?"
"A o mu? O babamın a-" Jimin'in şüpheci tavrını fark edince cümlemi yarıda kesip onun bakışlarına eşlik edecek derecede garip bakarak devam ettim. "-Evet Jimin. Senin gibi müthiş yakışıklı sevgilimi, babam yaşında ki kel ve şişman bir amcayla aldatıyorum. Ne yaparsın bu da benim değişik fantazim."
Jimin zaten dolgun olan yanaklarını, ağzının içine doldurduğu havayla daha çok şişirip geri verdi.
"Haklısın. Aptalca bir soruydu." dedi ve direksiyona dönerek arabayı çalıştırdı.
"E tabi bunu kabullenmekte bir gelişme." dedim duymaması için mırıldanarak
Jimin hastaneden uzaklaşınca sordu.
"Bu arada nereye gidiyoruz?"
Bu sorusuna karşı gideceğimiz yeri tarif etmeye başladım. Tarif ettiğim yere iyice yaklaştığımızda sordu.
"Yurda mı gidiyoruz?"
"Hayır. Ah geldik!" dedim arabayı durdurmasını isteyerek.
Jimin arabayı kaldırıma yakın bir yere park ettiğinde arabadan indim. Jimin'de arabayı kilitleyip ardımdan indiğinde sekerek arkasına geçtim ve parmak uçlarıma çıkarak gözlerini ellerimle kapattım.
"Ne yapıyorsun?" dedi bu hareketi ani bir şekilde yapmamın üzerine.
"Sadece yürü." dedim ayrıntılı cevap vermek yerine.
Biraz ilerledikten sonra Jimin'i durdurdum ve mutlulukla bağırarak ellerimi gözünden çektim.
"Ta-daa!"
Jimin gözlerini açmamla birlikte karşısında gördüğü tek katlı sevimli eve anlamsızca bakarken sordu.
"Burası neresi? Neden buradayız?"
Jimin'in arkasından, yanına doğru geçtim ve cevabını verdim.
"Yeni evim."
"Nasıl yani? Evden mi ayrıldın?"
YOU ARE READING
WINGS | pjm
FanfictionMeleğim olduğunu sandığım kişilerin, siyah kanatlarını saklayan birer şeytan olduğunu öğrendiğimde güvenim milyonlarca parçalara ayrıldı. Peki onların buna açıklaması ne oldu? 'Zaten şeytanda bir melek değil midir?' Park Jimin... Beyaz kanatların...