Medyada ki müzigi şiddetle önerim. Keyifli okumalar~---
Verdiğin sözleri tutamamanın oluşturduğu pişmanlık duygusu, kalbini kavurup canını yaksa da , hiçbir faydası yoktu dediğin 'keşke'lerin yerini doldurmaya.
Daha güzel vakitler geçirmeye fırsatım olmayan, ya da elime geçen fırsatı değerlendiremediğim hayatımda o kadar keşke dedim ki, artık bu kelime her kurduğum cümlenin içerisinde ki değişmeyen yerini almıştı.
Tutmaya doyamadığım, ama bir o kadar da değerini bilemediğim, o kalbindeki sıcaklığı ellerine vuran Jimin'e tekrar ve tekrar, gitmemesi için sıkıca sarılmak istedim.
Ama başaramadım.
Gözlerinde ki sönmek bilmeyen ve beni çılgına çeviren ışıltıların, şimdi yavaş yavaş kayboluyor oluşunu görmek, dünyaya gelmiş olmama binlerce lanet etmeme sebep olmuştu.
Onunla yaşadığım her şey, iyi veya kötü, ayırmaksızın, benim için verilen en büyük nimetken, bunları fark edememiş olmam, aptallıktan başka nedir ki?
Zordur birini sevmek.
Yanan canına rağmen vazgeçmemek, kanayan ellerine aldırış etmeden onu tutmak, nefesini kesen o adımlarına ve daha fazla güç bulamamana rağmen peşinden gidebilmek,,, bu kadar zor olabileceğini tahmin etmemiştim sevmenin.
Peki, eğer ya bilseydim her şeyi?
Bir şans verilirse ve onu tanımadan önceki hayatıma dönebilecek olsam, yinede bile bile bunu seçer miydim?
Cevabını 1 saniye bile olsun düşünmem, kendimi yanan ateşlerin içine atmaya razıymışım gibi, pişmanlık verici olurdu. O yüzden, her şeye rağmen, ve en azından bunu yapabiliyor olmama sevinerek söyledim. Binlerce kez söylesemde, nidası kaybolmayacağını ve kendimden emin oluşumun tek bir zerre azalmayacağını bilerek söyledim.
Hayır.
Yasak elmayı ısırmak, Adem'in hayatında yapabileceği en büyük hatayken, ve geriye gitmesi için bir şans daha verilseydi, sizce kabul eder miydi?
Bence etmezdi.
İnsan nefsi öyle büyüleyici ve bir o kadar da korkutucu ki, ne olacağını kafanızda kestirsenizde, sizi hiç olmayacak kadar şaşırtabilir.
Yasaklanmış oluşu, tadının lezzetini milyonlara çıkarırken, aksine, bir ısırık daha alırdı.
Tıpkı benim gibi.
Jimin'in tadına bakma şansını bir kere elde ettiğim için, bir daha vazgeçmem imkansızlık kelimesiyle eş değerdi.
Aksine, tadını bildikçe daha fazla arzuluyorum. Hiç bitmemesini dileyerek, her tadışımda daha fazla haz alıyorum. Ama hayatın artık nokta koyduğu yerden sonra, ne kadar öteye gidebilirim ki?
***
Bugün 156. gün. Sessiz ve derin uykuma gireli, tam 156 gün olmuştu. Tüm sevdiklerime göz yumalı, benim için söyledikleri güzel sözlere yanıt veremeyeli, onların bana olan sıcacık temaslarına karşın kocaman ve içten bir gülüş veremeyeli, tam tamına 156 gün olmuştu.
Komada ki bir insan nasıl bilebilir ki gün kavramını?
Pekala her ne kadar komada da olsa insan, duyuları bağlantı kurabilirmiş kendi dış dünyasıyla. Dizilerde gördüğüm de hiç inanmaz, akıl erdiremezdim bu ilginç olaya. Keşke yaşayarak öğrenmeseydim, fakat artık biliyorum. Belki de bu, farkına varmadığımız ve bize verilmiş olan bir şanstır. Tamamen ayrılmadan önce, onların bu sevgileriyle ruhumuzu tazeleyip, mutlu bir gidiş için verilmiş bir ayrıcalıktır belki de.
YOU ARE READING
WINGS | pjm
FanfictionMeleğim olduğunu sandığım kişilerin, siyah kanatlarını saklayan birer şeytan olduğunu öğrendiğimde güvenim milyonlarca parçalara ayrıldı. Peki onların buna açıklaması ne oldu? 'Zaten şeytanda bir melek değil midir?' Park Jimin... Beyaz kanatların...