Herkes Ölümü Tadar.

15 1 1
                                    

Elsa kendi defin yöntemleriyle ilk önce beyaz kurdu yakmış, sonra da küllerini büyücüler için kutsal bulunan ormanın içine gömmüştü. Anne kurdun yakılışını, defnedilişini izleyen İom Lupo ağlmaktan beftaraf düşüp, bayılmıştı. Gözlerini açtığın da ise kendini izleyen genç, yaşlı, kadın, erkek büyücülerden biraz ürkmüş olacak ki kendini geri, geri yürüyerek Elsa'nın kollarına atmıştı. Elsa'dan oldukça etkilenen İom Lupo siyah gözleri ve masumsu çocuk görünüşüyle gençleri etkilemiş, yaşlılar ise büyük kızkardeşlerden duyduklarıyla çocuğun felaket getireceğini düşünmüşlerdi. Çünkü hem insan, hem kurt olan daha varlık yoktu. Akıllarına ilk gelen ise görüntülerini hiç görmediği lakin kurtlarla iç içe yaşayan Karanlıktakiler gelmişti. Ya çocuk bir tür Çaşıtsa*, ya kendileri hakkında bilgi almak için gönderilmişse. Büyücüler Konseyi Lideri ve tüm büyücülerin yaşayan efendisi Zirconia, ki kendisi Elsa ve ablalarının babası bu kurt çocuğun kafese tıkılmasını emretmişti. Elsa'nın kucağından almaya çalaşan Büyücü savaşcılar Elsa'nın hışmına uğradı. Elsa'ya göre o daha çocuk, bebekti ne çaşıtlığı eğer yaralı annesi ve onu bulmasalardı o Güney Ormanlarının gece ayazında donup ölecekler di. Bunları dile getirerek anlatmaya çalışsada ablaları ve savaşcılar tarafından el konulmuştu İom Lupo'ya...

O gece Kral Thug'un yemeğinde olağanüstü olaylar gelişmiş bunların sonucunda Kral Thug Ölüm döşeğine düşmüştü. O gece yemek yerken Light'ın büyük abilerinden Roy, önündeki çok pişmiş kuzu etini parçalara ayırırken, bıçakla kesmiş ve elini kanatmıştı. Herkes parmağının kesilmesiyle inleyen Roy'a dikkat kesildi. Kral Thug'un yanında ki masada oturan Light ayaklanmış abisinin yanına geçmişti. Parmağını incelerken öper gibi yapmış, abisinin kanını emmeye başlamıştı ki kimse buna anlam veremeden saniyeler içinde abisinin ilk önce parmakları sonrasında ise elleri kurumuştu. Şoka giren Roy, kurumuş elinden dikkatini çekerek kardeşini ittirdi. Aniden hırçınlaşan Light, mavi gözlerinin kırmızıya çalmasıyla, abisinin üzerine zıplayarak saldırmış yüzünü tanınmaz hale getirmişti. Olayın şokunu ilk atlatan En büyük abi Janiel, Light'ı abisinin üzerinden alarak ve bakıcılarına vermişti. Roy, Tüm yakışıklılığını kaybederek, Kral ailesinin 2. Oğlu tüm zerafeti sönmüştü. Acilen sağlık odalarından birisine kaldırılmış lakin, tüm yapılan müdahalelere rağmen fazla kan kaybından ölmüştü.
Krallık yasta, Kral ise Roy'un ölümü ama daha çok en küçük oğlu Light'ın canavarvari davranışları onu düşünceden, düşünceye boğmuş fazla gelen düşünceler kendisini yatağa düşürmüştü. Light ise bir Kral ailesinden olmasına rağmen, Kraliyet mahzeninde elleri ve ayaklarından zincirlenmişti en büyük abisinin emriyle.
Aradan 2 hafta geçmemişti ki Krallıkta Çanlar 4 kez çalınıyor du tüm Krallık kedere boğulmuştu. İlk önce Roy sonrada Büyük İnsan Kral Thug ölmüştü. 120 yılı aşkın yaşam, 100 den fazla savaş. İnsanları, diğer ırklardan koruyarak yüksek refah yaşam düzeyine getirmişti. 10 gün boyunca yas ilan edilmişti Kralın ölümünden sonra. Bu süre zarfında hiç bir dükkan, pazaryeri çalışmayacak, Halk yalnızca dua edip, dinlecekti.
Yeni Kral gözlerini Light'a dikerek sen yalnızca bir canavarsın demekle yetinmişti...

Kral'ın ölümü diğer ırkları'da etkilemişti özellikle orkları. Bir yandan üzülürken, bir yandan da seviniyorlardı. Ne de olsa Onurlu, Cesaretli bir Kraldı. İlk Atalarından Sonra bu denli güçlendirmişti insanları. Tabi sevinenler daha çoktu, baltalarını, kalkanlarına vuruyorlar "Gırc, Gırc, Gırc" diye çıkan seslerde dans edip, eğleniyorlardı. Aralarında boyu üç buçuk metreye varan Orkların en güçlü savaşcılarından Lycor, eğlenlecelerini fazla uzatmamasını, fazla içmemelerini tembihlemişti. Savaş yakındı, kafasında bu düşünce gelip, gidiyordu. Kral Thug ölmüştü daha sı, Roy'da ölmüş ve 1 yaşlarında ki Çocuğu zindana tıkmışlardı. Berilerden bir ses kendisine sesleniyor duymuyordu, sesin şiddeti artınca irkilip kendine gelmişti bu birliğinin en sevdiği kendinden bir kaç kademe altında ki Orucon'du. Liderlerinin kendisini çağırdığını, elinde ki ne iş varsa yanına gitmesini dillendiriyodu. Orucon'un bu telaşlı, ve tedirgin hali Lycor'uda telaşlandırmıştı. Elinde bir iş olmadığından alalede bir şeklinde liderlerin Çadırına koşturmuştu.
    Lider Tyron tahtalı tahtına oturmuş, dirseğini tahtın dayamasına dayayıp çağırttığı askerini bekliyordu.  Çok geçmeden Lycor gelmiş diz çökmüştü. El hareketiyle kaldırdıktan sonra söze başladı lider;

    Tyron; İnsan Kral öldü, oğlu Roy öldü ve bir yaşında ki bebek soylu mahzene kilitlendi ne düşünürsün bu olaylara Lycor?
 
Lycor; Efendim düşünmek haddimize değil ama duyumlarımız hiç iç açıcı değil o bir yaşında ki bebek. İlk önce abisinin elinin kurutmuş, sonrada yüzünü parçalamış.

Tyron yüzünü öfke bürüyerek: Bu 1. Vaka diğer vakayı biliyor musun peki. Büyücüler adasına gönderdiğimiz çaşıtlarımız. Gördükleri karşısında donup kalmışlar. Bir Beyaz Kurt Güney Ormanlarında, üstünde bebek. Buraya kadar tek şaşıracağın şey Beyaz Kurt Güney Ormanlarında ne işi olabilir dimi ama Lycor, Bebek büyücülerin saldırı formuna geçince Kendiside Kurt şekline bürünmüş. Uluyarak kulakları yırtan, dağları titreten bir ses çıkarmış. Lycor afallamıştı gözleri 20 cm yırtılırcasına açılmış, soğuk soğuk terlemeye başlamıştı. Lider tekrar söze girerek.

Tyron; Biliyorum çok zor görev olacak ama Lycor ilk önce kurt çocuğu, sonrada Kral'ın çocuğunu kaçırıp getirmeni istiyorum. Bu ölüme atlamak gibi olacak ama 2 bebek Dünya'nın dengesini bozacak. Onlardan kurtulmalıyız. Lycor diz vurarak emin olun efendim Emrinizi yerine getireceğim...
Lycor, dışarı çıktığında ay tepen üzerine vuruyordu. İlk önce çadırına uğradı yolluk birşeyler hazırlayarak yola koyuldu.

     Büyücü efendi Zirconia kendice mahkeme kurdurmuş, İom Lupo'yu Çaşıt ilan etmişti. Çaşıtlığı yapan kim olursa olsun idamla cezalandırıldı. Elsa ağlıyor, sızlanıyor,  dövünüyordu. Bebek kurda kanı çok kaynamıştı. Açık alan zindanda olan İom'a ziyarete gitmeye karar vermişti. İom Lupo duvara asılmış, elleri ve ayakları zincirlemişti. İom Lupo'yu böyle göre Elsa iyice üzülmüştü. Gardiyanlık yapan askere kapıyı açmasını emrederek içeri gireceği söylemişti.
Askere istifini bozmadan: Efendi Zirconia'nın kesin talimatı var Prensesim, kendisinden başka kimsenin girme yetkisi yok. Zorluk çıkartmadan çekilin lütfen.
Elsa sinirlenmişti, kendisiyle böyle konuşan askere bakarak tehditler savurmuştu. Zirconia'dan emir alan asker kendini saldırı pozisyonuna sokarak, tam saldırcakken. İom Lupo ilk önce kurt formuna dönüşmüş, zincilerden kurtulmuştu. Sert bir ısırış darbesi yapmış zindanın demirkapısını kırarak askerini yüzüne saldırmıştı. Askere saniyeler sonrasında akan kanıyla ölmüştü. Elsa biraz korku, heyacan ve mutlulukla İom'u kucaklayıp saklamıştı. Ölüm firmanı vardı, İom Lupo'nun onu bir an önce krallığından kaçırmalıydı. Ormanın derinliklerine bırakarak, onu doğanın kucağına bırakmalıydı, her ne kadar yapmak istemesede.
Kapşonunu geçirmiş ormanın derinliklerine gece vakti yol almıştı...

*Çaşıt=Eski Türkçe Casus demektir

Vous avez atteint le dernier des chapitres publiés.

⏰ Dernière mise à jour : Dec 08, 2016 ⏰

Ajoutez cette histoire à votre Bibliothèque pour être informé des nouveaux chapitres !

Irklar Savaşı©Où les histoires vivent. Découvrez maintenant