Bölüm 13: Deli

3.1K 142 30
                                    

2 gündür hareketsizce yatakta yatıyordum. Birçok insan başıma geliyor hakkımda bir şeyler söylüyorlar ve sonra da gidiyorlar. Biri dışında. Finnick dışında.

Suyun soğukluğu hala tenimdeymiş gibiydi. Lilth’in ve James’in yardım çığlıkları hala o kadar gerçekti ki.

Tüm bu düşünceler zihnimi bulandırırken Finnick elimi tutarak beni doğrulttu. Gözlerime bakarak, ‘’ Caesar’la bugün konuşma yapmak zorudasın.. Snow’u ikna etmeye çalıştım Annie üzgünüm elimden hiçbir şey gelmedi.’’ diyerek başını eğdi.

Anlamsız bakışlarımın arasından başımı salladım. Eimi çekmek istediğimde gözlerime baktı,  yatağa elimi bastırarak ayağa kalktım. Oyunlardan döndüğümden beri tek kelime bile etmemiştim. Zihnimdeki seslerle konuşmayı tercih ediyordum.

Kapı açıldı ve Mercus içeriye daldı. ‘’ Annie, tatlım. Buraya gel.’’

Bana sarılmak için yaklaştığında Finnick’in arkasına geçtim. Beni koruyacağı iç güdüsüyle hareket etmiştim. Küçük bir kız çocuğu gibi arkasına saklanmış korkuyla odaya girenlere bakıyordum. Finnick, Mercus’un yanına yürüdü. Kısa bir konuşmanın ardından yanıma geri döndü. Mercus elindeki yeşil elbiseyi sandalyeye bırakıp çıktı.

‘’ Elbise.. seni rahatsız edecek bir şey değil, Mercus’la bilhassa konuştum. Sana giydirmeme izin verir misin?’’

Başımı sallayarak söylediğini onayladım. Tek yapabildiğim şey buydu.

Üzerimdeki beyaz bol olan hastane elbisesini çıkardı. Tüm Capitol’ün bunlardan giymesi gerekiyor. Hızlı hareket ederek, elbiseyi üzerime geçirdi.

Tekrar gözlerimiz buluştuğunda saçlarımı geriye attı, ‘’ Hazırsın. Saçlarını toplamamı ister misin?’’  diye sordu.

Bir şey söylemek zorunda değildim, nasılsa toplayacaktı. Arkamı döndüm dağılmış kızıl saçlarımı arkadan bir tokayla tutturdu ve elimi tutarak beni dışarıya çıkarttı.  

Yürürken kulaklarımda yardım çığlıkları yankılanıyordu, gözlerimi kapattım. Lütfen, durun diye fısıldadım zihnime. Gözlerimi açtığımda çoktan gelmiştik, tam 1 hafta önce burada 23 kişi vardı ve şimdi sadece ben vardım.

Zihnim bulanıyordu, Capitol’ün ilaçlarından mı yoksa yaşadığım olaylardan mıydı kestirebilmiş değildim. Ürpertici, soğuk bir korku kalbimi sararken korkuyla yüzümden çekilen kanım titrememe neden oluyordu.

‘’ Annie?’’

James’in sesiyle gözlerim doldu ve gitmek için arkamı döndüğümde Finnick beni tutarak kendine çekti. Bana sarıldı. ‘’ Biliyorum.. o hissin ne demek olduğunu biliyorum. Hepsi geçecek sana söz veriyorum.’'

Gerçekten geçecek miydi? Bir daha gülümseyebilecek ve yaşamak isteyecek miydim?

Kapıda duran Barış Muhafızı işaret edince Finnick’le birbirimizden ayrıldık. Merdivenleri çıkarken, panikle sıkışan nefesimi yatıştırmaya çalışıyordum.

Ve sahneye geldiğimde nefesim tıkandı, kalbim kanımın kulaklarımda zonkladığını duyabileceğim kadar hızlı çarpmaya başladı.

Caesar elimden tutarak beni yanında durmaya zorladı. ‘’ Bayanlar ve Baylar 70. Açlık Oyunlar’ının galibi Annie Cresta!’’

İnsanlar alkışlarken benim tek duyduğum şey korkuyla atan kalbimdi. Caesar beni oturtmuş daha sonra da karşıma geçmişti.

‘’ Annie..’’ diyerek başladı cümleye. ‘’ Hepimiz.. mıntıkadaki arkadaşın için çok üzüldük. Bu gerçekten çok acı vericiydi.’’ elini kalbine götürdü. Kalabalık derin bir üzüntüye boğuldu.

Life of Annie Cresta.Where stories live. Discover now