"I want your eyes always on me."

2.1K 267 279
                                    


Kafamızı sesin geldiği yere çevirdiğimizde gelen kişiye baktık. Küçük kedi arkama saklandığında suratımda oluşan gülüşü son anda engelledim ve yüzüme vuran ışık ile ellerimi önümde siper ettim.

"Tamam ahbap, bizi yakaladın."

Kıçıma cimcik atan kediye hışımla döndüm.

"Hey!"

O bana kızgın bir şekilde bakıyordu.

"Ne saçmalıyorsun sen?"

Omuz silkip önüme döndüm. Adam hala bizim olduğumuz yere fener tutuyordu. Ve sanırsam bu bir gece bekçisiydi.

"Sizin gibi ergenlerin evi yok mu. Ne diye dışarıda böyle ahlaksızca davranabiliyorsunuz?"

Ciddi bir durumdu ama benim ciddi olduğum nerede görülmüş.

"Sokak fantezisi yapıyorduk."

Adam yüzünü buruşturup söylenmeye başladı.

"Sizin iğrenç fanteziniz benim umurumda değil. Sadece sizin sokakları kirletmenizi istemiyorum. Şimdi gidin buradan."

Bu adam ciddi mi? Ya da acaba madde mi kullanıyordu? Eğer öyleyse baya uçucu bir şey almış.

Arkada rahat durmayan kedi adama bağırdı.

"Burada iğrenç bir şey varsa o da senin saç stilindir!"

Arkamı dönüp kediye şaşkınca bakarken, o ise sanki normal bir şeymiş gibi omuz silkti.
Adama baktığımda oda aynı şekilde bakıyordu. Tekrar kediye döndüm ve,

"Adam kel."

Kedi anlamsızca bana bakarken ağzını açtı.

"Oh... Eğer saçı olsaydı kesin iğrenç olurdu."

Ben kahkaha atmaya başladığım sırada, bekçi lanet okuyarak gitti. Kedi olan bana tuhaf bir şekilde bakması beni daha çok güldürmüştü.

"Ne! İri cüssen yüzünden adamı göremedim. Nereden bilebilirdim kel olduğunu. Ayrıca hiç komik değil. Neden öyle ağzını at gibi açmış kişniyorsun? Sen gülmeye deva-"

Cümlesi onu öpmemle kesilmişti.

"Güzel susturma yöntemi kıvırcık ama tam bir klişesin." Deyip güldü.
Alnımı alnına yaslayıp nefesimi yüzüne üfledim.

"Klişeleri severim."

Kedi dudaklarını yalarken dili benim dudağımada değmişti. Dayanamayıp dudaklarımı gereğinden fazla sert bir şekilde dudaklarına yasladım.  Hazırlıksız yakalandığı için geriye doğru hafif sendeledi. Onun ince belini tutup kendime yasladım ve öpüşmemizi daha da ateşlendirdim. Boş sokakta öpüşme seslerimizin yankılanması gerçekten fazla tahrik ediciydi. Ve bu ileri gitmemi sağlıyordu. Ellerimi belinden o güzel dolgun kalçalarına indirdim ve sıktım. İnce inlemesini duymak beni daha çok tahrik etti.
Kedi bacağını sertliğime bastırınca onun bacağına sürtmeye başladım. Artık durmuyorduk. Gerçekten bu olay ani olmuştu. Ama birbirimizi istiyorduk. Gerçi ben daha yeni onu arzulamaya başlamıştım. Bu bir engel değildi. Onu istiyordum.

Birkaç dakika daha buna devam ettikten sonra kedi, beni duvara yasladı ve önümde diz çöktü. Hadi canım!
Pantolonumun düğmesini ve fermuarını hızlıca çözdü ve aşağı indirdi. Tenha bir sokakta olduğumuz için bizi göremezdiler o yüzden rahattım. Ama belki o bekçi gelebilirdi. Ona dünyada görebileceği en güzel canlı pornoyu sunabilirdik.

Düşüncelerimi bölen şey soğuk ellerinin sertliğimini kavramasıyla iki büklüm oldum. Elleriyle beni hızla çekerken inlememek için kendimi zor tutuyordum. Bir anda beni ağzına alınca bu sefer inlememi tutamadım.

"Ah."

Dudaklarını o kadar iyi kullanıyordu ki...
Alamadığı kısmı parmaklarıyla telafi ediyordu ve ellerinin soğukluğu beni daha çok delirtiyordu.
Kendimi fazlasıyla kasıyordum.

Zirvedeydim. Fazlasıyla. Ama kendimi
hemen bırakmak istemiyordum. 

"Kendini kasma bebeğim." Duyduğum tahrik edici sesle beraber tüm çabam boşa gitmiş, kendimi sertçe bırakmıştım.
Aşağı baktığımda kedinin beni temizlediğini görünce daha sesli inledim.

"B-bu-"

"Bir şey söylemene gerek yok. Bu harikaydı. Biliyorum." Dedi kedi şımarıkça gülümseyerek.

"Evet harikaydı. Sokakta kedi fantezisini beğendim. Bunu sıkça yapalım kedicik." Deyip göz kırptım.

Gözlerini devirip dudaklarımı hızlı bir şekilde öptü.

"Bunun daha iyilerinide yapacağız, emin ol."

-----------------------------

O gözlere baktıkça ihaneti hissediyordum. Ona yaptığım ihaneti. Biliyorum aramızda bir şey yok ama sanki ona ihanet etmişim gibi hissediyorum.

Ona bakıyordum, o da bana bakıyordu. Sanki gözlerimle ona herşeyi anlatıyordum. O da gözleriyle beni yargılıyordu. Bir anda yanıma gelmeye başlamasıyla gözlerimi ondan çekip okulun dolaplarına bakmaya başladım. Sanki ilginç bir şeymiş gibi dolapları inceliyordum.

"Gözlerini benden alamıyorsun galiba Styles."

Louis alayla gülerken bende ona vereceğim cevabı düşünüyordum. Huh! Bu garip, çünkü ben hep hazır cevaptım. Düşünmeme gerek bile yoktu. Bu çocuk cidden bana bir şeyler yapıyordu.
Gözlerimi hala dolapta tutarken sallanmaya başladım. Dün gece yaşadığım olaydan ötürü onun yüzüne bakamıyordum.

"Ben sana bakmıyorum."

Soğuk bir şekilde söylendim.

"Gözlerin öyle demiyor ama."

Ona dönüp yüzüme alayla bir ifade ekleyip söylendim.

"Ne diyor peki?"

Louis sesini kalınlaştırarak,

"'Hemen Louis'in yakışıklılığına bakmam lazım' diyor."

Alayla kahkaha atıp bir anda ağzımdan çıkanları engelleyemedim.

"Evet, doğru bildin."

İlkten hafif duraklasada kendini topladı.

"Her neyse."

Onun olayı savurmaya çalışmasına güldüm ve aniden gelen cesaretle konuşmaya başladım.

"Ne o, rahatsız mı oldun?"

Louis bana baktı bir süre. Sonra dudağının kenarı hafif kıvrıldı. Kollarını göğüsünde bağlayıp yavaş bir şekilde bana yaklaşıp dudaklarını yaladı. Ve tüm bu süreçte gözlerini benden ayırmamıştı. Bir süre yüzümü inceledikten sonra boğuk çıkan sesiyle bana cevap verdi.

"Gözlerinin her zaman üzerimde olmasını istiyorum."

Cat boy || Larry Stylinson Where stories live. Discover now