18. BÖLÜM

2.5K 335 148
                                    

|18|Kollarını başının altında birleştirerek, gökyüzünün muhteşem manzarasını göz kapaklarına kaydetti, gözlerini her kırptığında tekrar tekrar izleyebilmek için...

|18.|

Caddenin sonuna doğru yaklaştığımda Deniz'in peşimden koştuğunu fark edince adımları iyice hızlandırdım. Onun yüzünü görmek istemiyordum. İzimi kaybettirmek için karşıma çıkan ilk sokaktan içeriye doğru daldığımda, koluma aniden dokunan elle irkildim. Beni adım adım takip eden bu yüzleri daha önce bir yerden gördüğümü anımsayarak kaşlarımı çattım.

"Merhaba güzelim! Bizden kaçacağını mı sandın?"

"Abi baksana yavru ceylana sen. Nasıl da ürkek. Korktun mu güzelim? O aptal sevgilin peşinden gelmedi mi?"

Korkudan dilim damağım kurumuştu. Kolumu olanca kuvvetiyle sıkan karanlık suratlı adamlardı. Evet, onları hatırladım. Kolumu kavrayan iğrenç ellerine bakarak:

"Çeksene be elini." diyerek adamı ittim.

Aralarında iğrenç bir kahkaha attıktan sonra bir diğer adam elleriyle saçlarımı sevmeye başladı. Korkuyla bakışlarımla etrafı gezdiriyordum. O anda kalbim sanki ağzımda atmaya başlamıştı. Bütün cesaretimi toplayarak karanlık suratlı adamın karın boşluğuna tekme attım.

"Çekil üzerimden pis herif!"

"Amma da ürkek çıktın kızım sen! Kes sesini!" diyerek karın boşluğunu acıyla tuttu.

Ardından, iyice yaklaşmaya başladılar. Bileklerimi sıkıca tutarak beni etkisiz hale getirmeye çalıştı. Kısa boylu olanı ise iğrenç elleriyle bana dokunmaya çalışıyordu. Göz göze geldiğimiz an yüzüne bütün gücümle tükürdüm. Bu hareketim onları iyice sinirlendirmişti.

"Bak küçük kevaşe tehlikeli hareketler yapıyorsun?"

Eliyle ağzımı sıkarak: "Senin sonun da belli kevaşe" diyerek sinsice sırıttı.

Cesaretimi, korkumu onlara teslim etmeyecektim. Karanlık suratlı adamın yüzüne bir yumruk indirdiğimde herhalde sonumu kendi ellerimle hazırlamıştım. Ardından, ellerini saçlarıma geçirdi ve beni yerde sürüklemeye başladı büyük bir hınçla. Çığlıklar ata ata asfalt zeminde sürükleniyordum. İşin tuhafı yanımızdan geçip giden insanların umursamaz bakışlarıydı. Korku ve acıyla avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım.

"İmdaaat! Polisss!"

Eliyle ağzımı kapatan karanlık suratlı adam arabalarına doğru beni sürüklemeye başladıkları anda sokağın başında Deniz görünce ister istemez gülümsedim.

"Bırakın lan kızı o benim sevgilim!"

"Oooo Deniz Efendi! Yine karşılaşmak ne güzel bir duygu!"

"Bırakın lan dedim. Sizin sorununuz benimle."

"Anneni elimizden aldın. Kim bilir hangi bok çukuruna soktun! Nerede lan annen?"

"Annemin nerede olduğunu bilmiyorum. Sevgilimden ne istiyorsunuz?"

"Annenden ne istiyorsak onu istiyoruz. Annenin işini devam ettirmesini." dedi hınzırca bir gülüş atarak.

Çaresizce olduğum yerde çırpınıyordum. Nasıl bir bataklığa düşmüştüm. Ellerimle yüzümü kapatarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Yanımıza yaklaşan uzun boylu, esmer tenli olan kadın kimliğini göstererek "Ben polis" dedi ciddiyetle. Karanlık suratlı adamlar kadın polisin üzerine hamle yapmaya çalıştıkları zaman Deniz kısa boylu karanlık adamın üzerine atladı. Kadın polis ise diğer adamı yere yatırıp ellerini kelepçelemeye çalışıyordu. Bacaklarım zangır zangır titreyerek ayağa kalkmaya çalışıyordum. Deniz ise adamın boğazını sıkarak:

EN ACI AŞK (BİTTİ)Where stories live. Discover now