《KURTARICI 》

4.2K 335 86
                                    

Bir yıl önce yaşananlar

Bugün hepimiz mutlu bir sabah uyanmıştık çünkü Seul'un ilk karı nihayet yağmıştı.. Ancak kar biz çalışanlar için gidip oynayın işe gelmeyin demek değildi. Sıkıcı bir iş günü için her zaman ki gibi hazırlanmıştım Jungkook , Taehyung ve Jimin bu işten kârlı çıkanlar olmuş ve okula gitmemişlerdi.  Bir şeyler yedikten sonra biz büyükler evden çıktık. Şoför koltuğunda yerimi alırken, Namjoon yanıma Hoseok ve Yoongi de arkada yerini aldı. Onları iş yerlerine bıraktıktan sonra oyunculuk eğitimi verdiğim okuluma geldim.

Dersten sonra eve gitmek üzere çıktım binanın hemen önündeki sokak lambası bir anda patladığında irkilmiştim. Arabaya doğru ilerleyip kilidi açtıktan sonra kapının kolunu tutup geri çektim ancak kapı açılmıyordu. Bu duruma şaşırsam da soğuktan dolayı kapının yapışmış olabileceğini düşündüm diğer kapıya yönelip orayı da denediğimde yine açılmamıştı. Kilidi açtığımdan emindim neden bu lanet kapılar açılmıyordu!

Derin bir nefes alıp verdikten sonra gözlerimi kapatıp bir süre ne yapmam gerektiği konusunda düşündüm. Durumu diğerlerine anlatmaktan başka çarem yok gibi görünüyordu gözlerimi açtığımda önüme çıkan kötü görünümlü kızla. Korkuyla geri adım attım kız da geri çekilip"Seni korkuttuğum  için özür dilerim ama biz ölü ruhlar böyle görünürüz  " deyip surat asarken, söylediği şeyi idrak etmeye çalışıyordum. Ölü ruh! Sinirle kahkaha atmaya başladığımda kız ciddiyete bürünüp gözlerini bana dikti bunun iyi bir hareket olmadığını düşünerek sustuktan sonra ciddi bir tavırla,

"Ölü ruhları göremem ben" dedim.  Bu sefer benim yerime kahkaha atan oydu "Sana ölü ruhum diyorum ve sen göremem diyorsun ? Ayrıca ben buraya seni eğlendirmek için değil görevim için geldim. "

"N..ne görevi?" Diye sorduğumda yeniden bana yaklaşmaya başladı.  "Sen ölü ruhlar tarafından seçilen,kehanete mahkum olacak kişisin tebrikler " deyip elindeki konfetiyi patlattığında bu işin iyice saçmaladığını düşünmeye başladım.

"Ne saçmalıyorsun sen!" Diye bağırdığımda çoktan kaybolmuştu. Bir kaç saniye öylece kaldıktan sonra sesleyen araba kilidiyle irkilip bakışlarımı arabama çevirdim. Sakin olmaya çalışarak kapının kolunu tutup kapıyı açtım az önce yaşadığım dilimin  yaşanmamış olduğunu düşünerek arabama binip çalıştırdım.

Eve dönerken diğerleri şarkılara eşlik edip eğleniyordu, benim ise az önceki olay aklımdan bir an olsun çıkmıyordu. "Jin hyung dikkat et !" Diye bağıran Hoseok  ile düşüncelerimden çıkıp arabayı kenara çektim.

"Ne yapıyorsun sen ? Az kalsın yandaki arabaya çarpıyordun şeritte bile duramıyorsun iyi misin " Diye sordu Namjoon, doğruca iyi misin diye soramazdı sanki illa söylenecekti."Arabayı sen kullan ben biraz yürüyeceğim" deyip kemerimi çözdüm."Hyung ! Sorun ne ?" Diye sordu Hoseok elini omzuma koyarken "Bir şey yok merak etmeyin. Biraz yürüyüp geleceğim " deyip arabadan indim.

Ellerimi cebime koyup kaldırıma çıktıktan yavaş adımlarla yürümeye başladım.  Bu olanların yaşanmış olmadığını her ne kadar kendime söylesem de olmuyordu bir türlü bunu başaramıyordum çünkü olanlar ben gerçeğim diye bağırıyordu ve ben bu konuda ne yapacaktım bilmiyordum. Adımlarıma  odaklanmış yürümeye devam ederken, bağırtılara  kulak kesildim. Biraz ötede bir adamın kadına bağırarak onu hırpaladığını  görmüştüm bu duruma elbette sinirlenmiştim ama karışıp karışmamak  konusunda şüpheliydim. Karışmasam insanlığın yok mu derlerdi? Karışsam suçlu olurdum.

Kadın yere düştüğünde ona tekmeler attığını gördüm buna daha fazla sessiz kalamazdım. Adımlarımı hızlandırıp adamı ceketinden  tutup kendime çevirdikten sonra yüzüne yumruk attım ancak beklemediğim bir şekilde adam ötedeki arabanın yanına kadar uçmuştu. Gözlerimi şaşkınlık içinde açarken, kadına baktım. Yerden güçlükle kalkıp

"Teşekkürler " dediğinde. Kadına yardım edip onu yoldan neyse ki geçmekte olan bir taksiye bindirdim. Az önce uçurduğum adam ise gözden kaybolmuştu bunun da hiç yaşanmadığını var saymak isteyerek adımlarımı hızlandırıp  ilerlemeye devam ettim.

Bir anda  önümde duran  kızla adımımı durdurduğumda"Merhaba Jin. Ben Na Ri ve artık senin kurtarıcın  oluyorum" dedi. Ne demek istediğini anlamayarak ona baktım,"Kurtarıcı mı? " Diye sorduğumda başını sallayıp"Biz birbirimize mühürlendik bundan sonra yanından ayrılmazsam hem güçlerini kontrol edebilirsin hem de kötü ruhlar seni rahatsız etmez. Ben senin için varım artık " deyip koluma girdiğinde hala olayı anlamamıştım.

O günden sonra da hayatım hiç ama hiç normal değildi. Geceleri uyuyamayıp sürekli acı çekerek ölen insanları görüyordum Na Ri bana her ne kadar yardım etse de bazı zamanlar yanımda olmadığında ölü ruhlar beni rahat bırakmıyordu. Ben acı çektiğimde ancak bir geceliğine bu dünya da vakit geçirebiliyorlardı , onlar için bu bir ödüldü ancak onların ölürken çektiği acıları ve psikolojiyi  yaşayan bendim ve bir zaman sonra uyumamaya  başlamıştım.

Zamanla gücümü kontrol etmeye başlamış ve duruma içten içe alışmaya başlamıştım.  Na Rİ varken her şey iyiydi ancak bir gece diğer kötü ruhlar Na Ri'yi  yüksek bir yerden itekleyip onu öldürmüşlerdi . Bir süre bunun suçluluk duygusuyla yaşarken, bu işkencenin bitmesi için dua etmekten başka hiçbir şey elimden gelmez olmuştu. Ancak Na Ri'nin söylediğine göre kurtarcıma  aşık olana kadar bu ruhlar benimle uğraşmaya devam edecekti.

Günümüz

Dışarı çıkıp yürüdüğüm akşamlardan  biriydi. Haberci ruh olan kötü görünümlü kız - ki ben ona artık alışmıştım- yeni bir kurtarıcımın  olduğunu söylemişti ve birazdan önüme çıkacağını da eklemişti. Etrafa bakınarak  onunla ilerlerken,"İşte orada " dediğinde kızın elindeki taşa baktığını gördüm. Adımlarımı hızlandırıp yanına ulaştığımda, başını kaldırıp bana baktı.

"Sonunda Na Ri geldin" deyip onu kollarımın arasına aldım. Çok geçmeden elleriyle beni itekleyip,"Sende kimsin ? Na Ri de kim? " Diye sorduğunda şaşırmamıştım. "Ben Kim Seok Jin ve sen de artık benim kurtarıcımsın" dediğimde kahkaha atmaya başladı. Ona tüm ciddiyetimle  bakarken komik olanın ne olduğunu merak etmiştim.  "Ne diyorsun sen ? Şaka mı bu?" Diye sorup gülmesine ara vermeden devam etti.

"Komik olan ne ?" Diye sorduğumda. Gülmesini durdurup"Bu saçmalığa  inanmayacağım yoksa Gri Na palavralarına inanmam için mi böyle bir şey yaptı. Hani kamera nerede? Bu şaka cidden uzadı " deyip aksi yönde yürümeye devam etti bunun farkına varması gerekirdi. Yoksa o da ben de zarar görecektik. Henüz adımını atalı çok olmadan yukarıdan aşağıya düşen saksıyı  gördüğümde. Hızlı bir şekilde yanına gidip onu kendime çektikten sonra kollarımın arasına aldım. Saksı yanımıza düşüp parçalara ayrıldığında, şimdi yüzünde ciddi bir ifade oluşmuştu.

"Eğer yanımda olmazsan sen de ben de tehlikedeyiz. Biliyorum şuan sana da saçma geliyor ama bunların hepsi gerçek"

[BTS]PROPHECY ✔ Onde histórias criam vida. Descubra agora