1.Bölüm

1.3K 27 4
                                    

Yaşamak daha da zor geliyordu artık. Daha çok kendime zarar veriyordum. Mutlu olmak bu kadar mı zordu? Benim için Mutluluk diye bir kelime annem ölünce hayatıma bir daha hiç uğramadı. Ne zaman her şey iyi olsa ertesi gün hüzünle bitiyordu. Annem gittikten sonra yapayalnız kalmıştım. Aynı evde kaldığım babam denilen şerefsiz her gün annemin yatağında bir başka kadınla ilişkiye giriyordu. Orda benim annemin kokusu vardı ama şuan... Ve yine karşımda tanımadığım bir kadın. Artık kendime dur demiyecektim. Mutfaktan aldığım bir bardak suyu kadına fırlattım. Kadın çığlıkla ayağa kalkarken saçından tutup kapıya kadar sürükledim.
   
  "Evimde kimseyi istemiyorum DEFOL"

Kapıyı kapatıp içeriye girdim. Karşımda durmuş bana bakıyordu. Ona karşılık bende gülmeyi tercih ettim.

    "Gülme!"

Yüzüme atılan tokatla sağa döndüm. Acımıştı ama kalbim. Ben sadece yıllardır ondan sevgi bekledim. Beni kızıymış gibi önceden sevsin istedim ama şuan sevmesini istemiyorum sadece evimden gitsin.

     "Bana bak pis iğrenç adam bana asla vuramazsın ! Artık seni istemiyorum seni her gün bir başka kadının yanında görmeyi istemiyorum. Hani sen annemi seviyordun hani ona zarar gelsin istemiyordun. Şimdi senin yaptığına ihanet derler. Senin yerine ben utanıyorum. Artık sen benim babam değilsin bende senin kızın. Şimdi çık git evimden"

Kolundan tutup sürüklemeye başladım. Kapıyı suratına kapatıp yere oturdum. Kapıyı açmaya çalışsada sonunda vazgeçip gitti. Gözümü kapattığımda firar eden gözyaşlarım kendilerine yol çizmeye başladılar. Bir süre sadece ağladım. İçimdeki acıyı akıtmak umuduyla ağladım. Sonunda sakinleşince odama gidip annemin fotoğrafına sıkıca sarıldım. Benim için bu olanlar çok fazlaydı. Kaldıramıyordum artık. Kafamı dağıtmak için kliniğe gittim Pati yanıma geldiğinde sıkıca sarıldım. Pati annemin bana hediyesiydi. O benim için çok değerli ve en yakın arkadaşım.

   Kliniği temizlediğimde saat fazlasıyla geç olmuştu. Dışarıya baktığım da yağmur şiddetle yağıyordu. Şimşek çakmadan sadece eve gitmek istiyordum. Şimşekten çok korkardım. Herkesin bir korkusu vardır benim de korkum buydu. Dükkanı kapatıp eve doğru yürümeye başladım. Havanın aydınlanmasıyla şimşek çakacağını anladım. Kulağımı kapatıp şarkı söylemeye başladım. Neyse ki yol boştu.

  -Şimşek ten kokmam ki ben . Şimşekten korkmam ben. Ben cesurumdur asla korkmam._

Tekrar şimşeğin çakmasıyla şarkının sözleride değişmişti.

-şimşekten korkarım. Şimşekten korkarım-

"Aaaaaa"

  Çığlıklarım boş sokağa yayılırken yaralı adamın yanına geldim. Uyanması için tokatlamaya başladım. 

   "Bayım iyi misiniz?"

Uyandığında telefonu çıkarıp 112 yi aradım. Bileğimden tutup başını sağa sola salladı. Telefonu alıp aramayı durdurdu. "Yapma". Zar zor kurduğu cümleden sonra bayıldı. Elim ayağım titriyordu. Derin derin nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. Adamı kaldırdığımda neyse ki kliniğe yakındık. Zar zorda olsa gelebilmiştik. Adamın tekrar uyanması dileğiyle tokatlamaya başladım. Gözlerini açtığında sorular sormaya başladım.

   "Adınız?"

  "Tuna"

  "Soyadınız"

  "Demir"

  "Şimdi Tuna bey  ilk başta söylemeliyim ki ben doktor değil veterinerim. Şimdi yaranıza bakmak için gömleğinizi yırtmalıyım."

Gömleği yırtıp yaraya baktım bıçaklanmıştı. Yoksa kötü birisi miydi? Şuan bunları düşünemeyecek durumdaydım. Yara fazla derin olmadığı için şanslıydı. Yarayı temizleyip dikiş atmam gerekirdi. Adamın ağzına bir parça kumaş koyup " Biraz dişinizi sıkmanız lazım" dedim.
  Sonunda bitirmiştim. Acayip derecede çok terlemiş olduğum için yüzümü yıkayıp bir bardak su içtim. Bir insanın hayatını kurtarmıştım. Daha çok hayvanların hayatını kurtarabiliyordum ama böyle bir yeteneğimin olduğunu farketmemiştim. 

  Merhaba arkadaşlar bu bölümü uzun tutmak istemedim. Ama diğerki bölümler biraz daha uzun olacak hiç merak etmeyin. 😉

SözleşmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin