~1

22.2K 466 143
                                    

   "Hiç utanman yok mu aptal herif." derken ayağının altında kıvranan oğlana bir tekme daha attı. "Ah bu sıcak havada bir de seninle uğraşıyorum!" Yanındaki kız arkadaşının göğüslerine gözlerini dikmiş hiç utanmadan bakan bu adama dersini verdiği için çok mutluydu.

   "Deniz, bunu ona yapmak zorunda değildin..."

   Özel üretim barbie bebek modellerine benzeyen arkadaşına baktı, bu kızla yolda yürümek gerçekten zordu. Ona yapılan her hareketi kendine yapılmış bir başkaldırı sayıyordu çünkü kendisini yok sayarak kıza göz koyuyorlardı! Gerçi kendisi de bir kızdı ama içinde yer edinen bu aşırı koruyuculuk halinden kurtulamıyordu.

   "Üzülme kalbimin kıyısında yetişen ender çiçeğim, bunun gibiler dövülmeyi her zaman hak ediyorlar..."

   Kız tek eliyle ağzını kapatırken, gözlerini kocaman açarak baktı ona "Bana öyle seslenme millet bizi lezbiyen sanacak!" kızlardan hoşlandığı falan yoktu ama diğerinin ona bu şekilde seslenmesi eğlenceli oluyordu.

   Omuzlarını kaldırdı ve gözleriyle etrafını taradı, aslında hiç umurunda bile değildi, erkekler gibi kızlar da ondan korktuğu için yanına yaklaşabilen pek az kişi vardı ve lezbiyenliği ahlaksızlık olarak görüyordu ama oğlanlarda da ilgisini çeken hiçbir şey yoktu, kas desen onda bol bol vardı, sert bir yapıya sahipti, bir kaç erkeği birden kolayca yere yıkabilecek bir kızdı ve erkeklerin onu istediğini de sanmıyordu zaten. Geniş omuzları vardı ve bir erkek gibi keskin yüz hatlarına sahipti. Ayrıca ağzı bozuk olduğu gibi bir kadının sahip olduğu kıvrımlardan da yoksundu. Erkek kıyafetleri giymeyi seviyordu, zaten kadınlara özgü o kıyafetler üzerinde emanet gibi duruyordu. Bir kere makyaj yapmayı denemişti arkadaşları ona ama bir travestiye benzemekten öteye gidememişti. Aslında bir erkek olarak doğsaydı gerçekten yakışıklı olabilirdi. Onun kız olduğunu ele veren tek şeyse beline kadar uzanan düz saçlarıydı.

   "Beni erkek sanarlar sen merak etme."

   İkisi de gülümserken beraber okula doğru yürümeye devam ettiler. İki kızın evleri yan yanaydı ve kendilerini bildiklerinden beri beraberlerdi. Okulları evlerine yürüme mesafesindeydi. Aslında çok yakın sayılmazdı neredeyse yarım saat kadar yürüyorlardı ve kötülükleriyle ünlü bazı mahallelerden geçmek zorundaydılar ama bu onlar için hiçbir zaman sorun olmamıştı. 

   "Artık eskisi kadar laf atan olmuyor." dedi arkadaşı ona bakarak "Sanırım artık yaşlandığım için eski güzelliğimi kaybediyorum."

   "Hayır tatlım, artık benimle uğraşırlarsa başlarına ne geleceğini biliyorlar." Yüzüne kondurduğu çapraz gülümsemeyle baktı. O sırada tam karşılarında yürüyen bir kız vardı, bu gülümsemeye takılmıştı gözleri, kendisine bakıldığını fark edince utangaçça gözlerini kaçırdı ve yanlarından geçerken göz ucuyla süzdü onu.

   "Ağına takılan bir kız daha..." diye iç geçirdi arkadaşı. "Gerçekten erkek olarak doğsaydın bütün kızları elden geçirirdin sen."

   "Kızlara ilgi duymuyorum güzelim." Arkadaşının yüzünde beliren vahşi ifadeyle anladı ki yine o meşhur konuya değinecekti. 

   "Biliyorum ama hiç bir erkekle de çıkmadın."

   Telefonunu çıkarıp saate baktı, sonra onu arkadaşına gösterdi. Az önceki kavga yüzünden vakit kaybetmişlerdi ve böyle sallanmaya devam ederlerse okula geç kalacaklardı. Adımlarını hızlandırdıklarında arkadaşının soru gibi görünmemesine rağmen aslında bir soru soran cümlesine yanıt verdi.

   "Eğer beni yenebilen bir erkek bulursam ve o da benden hoşlanırsa neden olmasın." 

   Arkadaşı gözlerini devirirken çok söylenmekten yıpranmış olan o cümleyi kullandı yine . " Yani sonsuza kadar evlenmeyeceksin."

Ters AşkWhere stories live. Discover now