32. Bölüm- AŞK

4.5K 334 80
                                    


Jordan atından inip yanlarındaki askerlere selam vererek çadırına ilerlerken Arthur'un yanına gelmesiyle "Bir haber var mı?" dedi.

"Kraliçemizden bir mektup geldi."

Jordan Arthur'a elini uzattığında Arthur mektubu verdi. Jordan "Tamamdır. Diğer haberler için bir kaç dakika sonra gel." dedikten sonra çadırına girdi.

Nefesini yorgun bir şekilde dışarı verip omzundaki ağır kürklü pelerinin önündeki kilidini açıp kenara attıktan sonra tacınıda çıkarıp pelerinin üstüne fırlattı.

Sonra ise kendini kenardaki yün koltuğa atıp ayaklarını koltuğun üstüne uzattı. Mektubu kabından çıkartıp eline aldıktan sonra kabı öylesine kenara fırlattı. Mektubu açıp bir kolunu başının altına yerleştirdikten sonra ilk satırdaki cümleye baktı.

Alex'in mektuba nasıl başladığını tahmin ediyordu ancak düşündüğü ile elinde duran aynı şey değildi.

"Sevgili Jordan, eminim ki cümlelerime çok sevgilim kralım ve sevgili eşim olarak başlayacağımı düşünüyordun. Ancak bu kadın yanında ne eşini bulabiliyor ne de kralını. Gittiğinden beri ne zaman döneceğini düşünmekten başka bir şey yapmıyorum. Lütfen artık dön. Sen gittiğinden beri burada çok şey oldu. Yeğenin Marcus'un eşi Leydi Charlotte doğum yaptı. Bir yeğenin oldu. Adını tahmin edebileceğin şekilde Beatriz koydular. Ve evet. Marcus'un bebeği bir kız ve onu ben doğurttum. Gerçekten sevgili karın gittiğinden beri yeni şeyler öğreniyor. Ebelikte bunlardan biri."

Jordan bu kısma gülmeden edemedi.

"Basilisklere iyi bakıyorum. Simba ile Kimba'da bana iyi bir dost oldu. Ama Griffen konusunda sana kızgınım. Griffen'ı alıp saray dışına uçacağımı düşündüğün için benim Griffen'ın yanına girmemi yasaklamışsın. Döndüğünde eminim bu konuda büyük bir kavga edeceğiz. Birde şu basilisklere bir isim vermeliyiz bence. Çünkü hangisine nasıl sesleneceğimi bilmiyorum. Ve basilisklerin yanına gidip geldikçe fark ettim ki basilisklerin kanatları var ve kanatları vücutlarına yapışık halde. Belki bunu fark etmemişsindir ama bunu görmek bana efsaneyi düşündürttü. Basilisklerin ejderhalardan geldiği düşüncesini... Herneyse. Eminim bunları döndüğünde konuşacağız. O yüzden sana söylemek istediğim başka bir şey var. Burada olsan kesin bu konudada kavga ederdik ama ilk defa bir konuda burada olmadığın için çok mutluyum."

Jordan bunu okuduktan sonra kaşlarını çattı ve yattığı yerden doğruldu.

"Yine ne yaptın Alex?"

"Ben günlerdir kılık değiştirip gizli gizli saraydan çıkıyorum ve şehre iniyorum. Bu sıra kütüphanene kafayı takmış durumdayım. Bitirdiğim kitapların haddi hesabı yok. Tiyatro oyunlarıda çok ilgimi çekti. Bu yüzden şehre inip tiyatro oyunlarını izlemeye gidiyorum. Buraya gelene kadar sinirinin geçeceğini bildiğimden bunları yazarken oldukça rahatım. Ve söylemek isterim ki biri gelip Kral Jordan aşk kitapları okuyor dese asla inanmazdım. Kitaplarını okurken altını çizdiğin cümlelerde defalarca aynı fikirdeydik. Bu yüzden benim tekrar çizmeme gerek kalmadı. Bu arada tiyatrolar konusunda fikrimi değiştiremezsin. Hatta bir gün sana birlikte gitmeyi teklif edeceğim. Beni kıracağını düşünmüyorum :) .

Ve artık lütfen geri dön. Seni çok özledim. Buralarda sensiz çok yalnız hissediyorum.

Seni çok seven sevgilin Alexandra MALERMAN."

Jordan yüzündeki gülümseme ile bıraktı mektubu kenara. Sonra kıkırdayıp başını iki yana salladı.

"Rahat durmadan yapamıyorsun değil mi Alex?" diye söylendi kendi kendine.

DELTAWhere stories live. Discover now