İÇİMDEKİ YANGIN (ARA VERİLDİ)

2- Bölüm

Uykumun içinde biri " Berfin kalk " diyordu. Onu hiç tınlamadan yastığıma daha çok sarılıp uyumaya devam ettim. Yüzüme dökülen suyla yataktan fırladım. Sevgili ablacığım elini karnına koymuş şu an eminim ki panda yavrusuna benziyorum- kahkahalarla halime gülüyordu.

Sinirle yatağımın üzerinden yastığı alıp ona fırlattım. Ayakta dengede duramadığından sevgili poposu yerle buluştu. İçimden kötü kadın müzeyyen kahkasını attım. Hatta hızı mı alamayıp dışından da güldüm.

Ablam gözlerini kısıp " şimdi yaktım çıranı" bakışı attı.

Odamın kapısını açıp hızlıca koşmaya başladım. Merdivenin son basamağında ayağım geceliğe takılınca yere düştüm. Ablam yukarıdan kuzum diye bağırıyordu. Elimi yere bastırıp ayağa  kalktım. Avcumun içi sıyrılmıştı. Geceliğimi   hafif kaldırıp diz kapağıma  baktım. Orada sadece biraz çizik vardı.  O sırada ablam yanıma gelmiş,endişeli gözleriyle vücudumu baştan aşağı süzdü.

" Ah Berfin Ah niye dikkat etmiyorsun."

"Of, abla merak etme bir şey olmaz. Ben lavaboya gidip elimi yüzümü yıkayım" dedim.

----------------

Ailecek sofraya oturmuş, ablam ile babam benim geleceğim hakkında konuşuyorlardı. 18 yaşına gelmeme rağmen hala kararlarımı kendim veremiyordum. Babam " size afiyet olsun" diyip ayağa kalkınca bizde ayağa kalktık.

Biraz sonra büyükdedem ve büyükbabaannem gelecekti. Muhtemelen onlar gelecek diye kahvaltıyı erken bitirdik.

Sedirin üzerine koyduğum sırt çantamı alıp taktım.  Sağ cebime koyduğum telefonum titreyince telefonu cebimden çıkardım. Özel bir numaradan mesaj gelmişti.

Kaşlarımı çatıp mesajı açtım.

Yakında benim olacaksın bebeğim. Ya seve seve ya zorla.

Mesajı okurken tüylerim diken diken oldu. Hangi ruh hastası böyle bir mesaj atardı.

Telefonu hemen cebime soktum. Kalbim çok hızlı atıyordu.

Koluma biri dokununca yerimde sıçradım.

" Berfin iyimisin ablam?"  Ablamın gözlerinin içine bakıp " iyi değilim. Çilek reçeli yedim mideme dokundu" dedim.

" Koluma gir. Betin benzin attı. Kaç kere diyoruz şu reçeli yeme diye." dedi.

Ablamın yardımıyla  sedire oturdum. Masada çilek reçeli olmasaydı, başka yalan uyduramazdım. Bu sefer de ablam yalanımı anlardı. Onu kandırmak istemezdim. Telaş yapması şuan boşaydı.

Konağın kapısı açılmıştı. Dedem, babaanbemin elinden tutmuş geliyordu. Yaşları 85 olmasına rağmen hala dimdik ve hala asildiler. Aşkları, birbirine olan saygıları hiç bitmemişti. Dedem bazen sinirlenince babaanneme kızıyordu. Sonra babaannem ona küsüp gidince hemen gönlünü almak için dedemde peşinden gidiyordu. Bende böyle bir aşk istiyorum işte. Kızsa da üzse de gelip benim gönlümü alsın.

-----------------

Berfin sinsi sinsi sırıtıp " abla bak şimdi dedi ve ayağa kalktı. Yüzüne renk gelmişti.

" Oo çifte kumrular,  hoş geldiniz. Mavişim nasılsın."dedi.

Babaannem sinirli bir şekilde kardeşime bakıyordu. Bu konakta bir kural vardı. Babaannemden başka biri dedeme mavişim diyemezdi. Derse sonuçlarına katlanırdı. Tıpkı benim manyak kardeşimin biraz sonra poposuna bastonla inecek darbe gibi.

Vesile Sultan, bastonunun ucu ile kardeşimin poposuna vurdu.

" Kız, ben sana kaç kere diyeceğim. O, benim mavişim"