Bölüm 12

13.8K 1.4K 245
                                    


Merhaba arkadaşlar. Geç kaldım biliyorum ama duvarıma kısa bir göz atan arkadaşlarım neden geç kaldığımı biliyorlar. Ama ben bilmeyenler için yine de kısaca anlatayım.

Erkek kardeşim ağır bir trafik kazası geçirdi. Ölümden döndü resmen. Çok şükür şimdi sağlığı iyi ve kazayı onun geçirmesine rağmen biz hala etkisinden kurtulamadık. Daha yeni yeni kendime geliyorum. Allah kimseye yaşatmasın bize de bir daha kaza bela göstermesin Rabbim.

Soran tüm dostlarıma bir kez daha teşekkür ediyor hepinizi kocaman öpüyorum :)

Geçmiş bölümdeki yorumları cevaplamak üzere sizi yeni bölümle baş başa bırakıyorum. 

İyi okumalar :)

***

Kör edici bir ışık gözlerimi alınca zorlukla açmayı başardığım gözlerimi tekrar sımsıkı kapattım. Bulunduğum oda o kadar beyazdı ki tavanda ikili şeritler halinde dizilmiş florasan lambaların ışığını daha da keskinleştirmişti.

Rahatsız bir yatakta uzanıyordum. Boğazım kupkuru olmuştu ve olanları kafamda toparlamaya çalışırken kendimi garip bir şekilde ağırlaşmış hissettim.

"Selam," diyerek üzerime eğildi Dex "Kendini nasıl hissediyorsun, güzelim?"

Gözlerimi kırpıştırarak parlak ışığa alışmaya çalıştım. "Ne... ne oldu?"

Dex derin bir nefes alarak kendini desteklemek için elini kalçamın kenarındaki boşluğa yasladı. Endişeyle bana bakıyordu. Gözlerinin altı mosmordu ve tamamen bitik görünüyordu.

"Bir kaza oldu!" boştaki elini saçından geçirdi. "Polislerden biri kargaşada silahını ateşledi. Bir bakalım kurşunun yolunda kim vardı?"

"Ne?" dedim kaşlarımı çatarak ama hemen sonra aklıma gelen anılarla nefesimi tuttum. Polisler gelmiş bizi tutuklamaya çalışmıştı. Archer tutuklanmamak için direnip ortalığı birbirine katmıştı.

En son hatırladığım şey korkmuş bir polisin silahını Archer'a çevirmesi ve gözlerimi diktiğim namlunun ateş atmasıydı.

Panikle yerimden doğrulmaya çalıştım.

"Archer! Archer nerede?"

Dex omuzlarıma yapışıp hareket etmemi engelledi.

"Yavaş ol bakalım o iyi... Daha yeni uyandın, Savi!" Ona ters ters bakıp tekrar hamlede bulununca içini çekti. "Tamam. İyi. İzin ver de sana yardım edeyim!"

Başımla onaylayınca bir elini sol kolumun altına diğerini belime koyup beni doğrulttu. Sırtımı yatağın başlığına yaslarken kolumdaki bandaja baktım.

"Şanslısın ki sadece sıyırmış!" dedi Dex ben soramadan bacaklarımın kenarına otururken. Gözleri azarlar gibi kısıldı. "Ödümü patlattın sana ayağa kalkmamanı söylemiştim."

"Acıdığını bile hatırlamıyorum!" diye söylendim şaşkınca.

Buruk bir şekilde gülümsedi. "Her zaman ki gibi kan görür görmez bayıldın!"

"Ha," vereceği cevaptan korkarak gözlerine baktım. "Peki, başka kimse..."

Başını iki yana sallayınca sustum. "Senden başka kimse yaralanmadı." Kısa bir an duraksadı. "En azından kurşundan!"

Gözlerimi kıstım. "Ne demek istiyorsun?"

Sertçe nefesini verdi. "O herif..."

"Archer!"

Geçmişten GelenWhere stories live. Discover now