Adsız Bölüm 1

25.4K 250 16
                                    


'' Bay ukala tarikatınız, kurallarınız ve o çok paranız zerre kadar umurumda değil. Seninle ölsem de evlenmeyeceğim. Neden babanla evlenmiyorsun? Nasılsa kendisi benim adıma sana söz vermiş.''

Mesajı okumamla elimdeki telefonu duvara fırlattım. Gözlerim sinirden kıpkırmızı olmuş halde yanağımdan bir damla yaş süzüldü. Gururum aşkımın önüne geçtiğinde yumruğumu sıkıp bir yemin ettim. İntikamım alınacaktı.

Yeni bir hayat beni bekliyor şimdi. Artık 18 yaşında üniversiteli bir genç kız oldum. Canım annemin prensesler gibi büyüttüğü bu evde her şeye sahibim ve şimdi en çok istediğim şey yani üniversite hallerimin gerçekleşmesiyle mutluluğum tam oldu. Hayatımın dönüm noktası olacağı bu okul beni mecburiyetlerimden kurtaracak istediğim hayatı ve aşkı yaşamama sebep olacaktı. Bana göre büyük ve gösterişten uzak odamda ve pembe çiçekli örtülerimin arasında uzanıp hayaller kurarken telefonumun mesaj sesi ile komedine uzanıp gelen mesajı okumaya başladım.

'' Günaydın, yeni okulunun ilk günü umarım güzel geçer prenses. Çok yakında görüşmek dileğiyle...''

Mesajı okuduğumda sinirimden iliklerime kadar titredim.

'' ukala züppe Türkiye' nin en zenginlerinden olman sana nasıl bu hakkı veriyor. Salak bir konsey lideri oğlu olmakla insan olduğunu zanneden gerizekalı utanmadan birde mesaj atmış'' diye söylenirken örtüyü başıma kadar çekip derin derin nefes aldım ama sinsice beni takip eden bu hadsize olan hiçbir güzel şey sinirimin geçmesine engel olmuyordu. Elime tekrar telefonumu aldığım gibi tüm sinirimi yazılara boşalttım.

'' Bay ukala kurallarınız ve o çok paranız zerre kadar umurumda değil. Seninle ölsem de evlenmektense sokaktaki köpekle evlenmeyi tercih ederim. Neden babamla evlenmiyorsun? Nasılsa kendisi benim adıma sana söz vermiş.''

Üzerimdeki yük kalkmış gibi hafiflemiştim artık. Kibarlık ve hanımefendilik de bir yere kadardı. Yataktan kalkıp gardırobumun önünde parmağım ağzımda ne giysem diye düşünürken odamın kapısı çalındı. Annem solgun yüzüyle kapının pervazından beni izliyordu. Hemen yanına koşup endişeyle elini tuttum.

'' Annecim iyi misin? İlaçlarını aldın mı?''

Yüzüme şefkatle bakıp sadece başını salladı. Her şeye çare bulan tıp neden annemin bilinmez hastalığına çare bulamıyordu. Bana anlatılan kronik bir şey olduğu ve endişelenmem gerektiğiydi ama kalbimin en derinliklerinde bir terslik olduğunu hissediyordum. Elimden tutup benimle gardırobumun önüne kadar yürüdü ve parmağıyla kırmızı hafif küloş ip askılı dize kadar olan elbisemi işaret ederek '' bence bunu giymelisin'' dedi. Elbiseyi askıdan alıp üzerime tuttum.

'' Okulun ilk günü için fazla abartılı değil mi? Hem bu elbisenin bana yakışacağından da emin değilim''

'' Hayır tatlım bence çok güzel olacaksın hem zaten üniversitede ki kızların giydikleri kıyafetleri görünce abartılı olmadığını da göreceksin'' deyip göz kırptı. Annemin geçmiş üniversite deneyimi olduğu için sözünü dinleyip elbiseyi giymeye karar verdim. Elbiseyi giyip aynaya baktığımda gözlerime inanamadım. Bu kadar yakışacağını bilseydim daha önce giyerdim diye hayıflandım. Kahverengi saçlarımın doğal buklelerini ellerimle açıp hafif bir makyaj yaptıktan sonra aşağıya indim. Babam gözlüğün üstünden otoriter bakışını atıp tekrar gazetesini okumaya devam etti. Bana hala kızgın olması umurumda değil, babamın değil kendi istediğim hayatı yaşayacak aşık olacağım adamla evlenecektim. Kahvaltımızı sessiz sedasız bitirdikten sonra müsaade isteyip tam kalkacakken babam otur diye emir etti. Tekrar sandalyeme oturduğumda dikkatle beni izleyip peçetesiyle ağzını sildi.

tehlikeli oyun (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin