Inevitable fate

63 5 3
                                    

"Güle güle akşam mesaj atarım sana"

Sehunun seslenmesiyle arkama dönmeden kafa sallayıp kafeden çıktım. Gece olmuştu muhtemelen, hava iyice soğumaya yüz tutmuş şapkamın kapatamadığı kulaklarımdan soğuğu hissetmeme neden olmuştu.

Bir elimde çantam bir elimde değneğimle kaldırımda durmuş babamın adamlarının beni almasını bekliyordum.Rüzgarın kulaklarımda uğuldaması ve yaprakların yoldan geçen hışırtıları sonbaharın kokusu hoşuma gitmişti . Yerimde dururken o güzel havanın kokusunu içime çekmek birazcık olsun tebessüm etmeme yetmişti. Önümden geçen arabalardan çok bu küçük ayrıntıları fark etmek çok güzeldi. Hayatımın karanlık derin kuyusunu güzel yapan tek şeylerdi bunlar benim için.

Az sonra önümde duran arabayla ve şöförün binmem için açtığı kapının sesiyle doğa ile aramdaki olan iletişim kesilmişti. Şöför binmeme yardım ederken eve gidip kahvemi alıp balkonda oturup bana özel hazırlanan kitapları okumayı planlıyordum.

Pek dışarı çıkmaz genelde evde eğitim alır, kahvemle beraber kitap okurdum. Canım sıkılırsa Sehunu ziyaret etmek için çalıştığı kafeye gelirdim. Bunun dışında karanlık dünyamı dolduran ise seslerdi. Her sesin benim için bir değeri vardı.Sesler hayatımın notasıydı bana yön veren özel bir güçtü.

Arabanın ani bir manevrayla durmasıyla neden durduğunu sormak için tam şoföre soracak iken şoför kapısının hızla açıldığını duydum ve bir anda şoförün "Ne yapıyorsun be adam? " diye bağırması ve bir kaç sarsıntıdan sonra şoför koltuğuna birinin hızla oturmasını ve ardından kilit sesini. Bu bizim şoför değildi. Bizim şoförün dışardan bağırma sesi geliyordu. Şoför koltuğundaki her kimse hızlı hızlı soluk alıyor sanki birileri onu kovalıyormuş gibiydi . Ben ise arkada tepki veremeyecek kadar şok olmuştum.

Birden "Kahretsin hemen gitmeliyim! " diye ön koltuktan bir bağırma sesi geldi. Şoförün hala kapıyı açmaya çalışması boşa gitmişti çünkü aniden gaza basmasıyla geriye savrulmuş yüreğim ağzıma gelmişti. O son gaz giderken arkada tutunacak bir yer arıyordum kapının üst tarafındaki tutunma kolunu elimde hissettiğim gibi kola yapıştım . Araba o kadar ani manevralarla ilerliyordu ki attığım ani çığlık bile adamın kulağına gitmeden ağlayan tekerleklerin arasında kaybolmuştu.

Arkadan duyduğum silah sesleriyle korkudan olduğum yerden koltuğumdan aşağıya doğru kaydım ve ellerimi başıma siper aldım. Artık iyice korku damalarımda dolaşmaya, yanaklarımdan gözyaşları süzülmeye başlamıştı.

" Kahretsin hemen atlatmalıyım bu gerzekleri" o kadar korkmuştum ki ne yaptığımı bilmeden sadece çığlık atmakla yetinip hızlı hızlı soluk alıyor ve bu hızda ölmemek için dua ediyordum.

Bu Adam kim? Neden kaçıyor? vs. bunun gibi sorularla dolu olan aklım ve kaza yapma düşüncesiyle adrenali son safhada yaşamamla birden midemin acı bir şekilde kasılması ve nefesimin bana yetememesiyle gözümün önüne gelen kareler krizimin tuttuğunu anlamama yetmişti. Korku, geçirdiğim krizi tetikledikçe nefes almak zorlaşmıştı.

"Ah bu salaklar beni yakalaya bileceklerini mi sanıyorlar? Yanılıyorlar ahmak herifler." Önden durduğum sesle korku ve öfke birleşimiyle alabildiğim nefesim kadar bağırmaya başladım

"Yeter! Dur artık yoksa öleceğiz." Bağırmamla onun bağırması bir oldu.

"Kes sesini bu ahmaklardan kurtulduğum zaman senden de kurtulacağım"

Demek ki baştan beri orda olduğumu biliyordu. Zaten nasıl görmesin bende salaklık.

"Nefes alamıyorum dur artık ikizimizde öldüreceksin"

"Ölmeyeceğiz kurtulmak üzereyim bu adamlardan"

Bilincimi kaybetmeme ramak kalmıştı hızımız o kadar fazlaydı ki kaza yapmamız an meselesiydi. İçimden tanrıya ölmemek için dua etmekten başka çarem yoktu. Belli belirsiz bir adamın bana yaşattığı bu adrenalin ve korku bana önceden geçirdiğim kazayı hatırlatırken, gözlerimin önünde beliren kareler benim son görüntülerimdi. Aynı bu hızda giden bir araba arabada ve ben ve bir çocuk el ele tutuşmuş bize sarılan bir kadın ve direksiyonu kullanan bir annem vardı. Korkuyu had safhada yaşarken bizi takip eden bir araba ve gelen silah sesleri bu sahneyi tekrar yaşıyormuş gibi hissettirmiş nefes almamı daha da güçleştirmişti. Bir an önce araba dursun ve nefes alabileyim istiyordum. Gittikçe başım dönüyor ve midem bulanıyordu.

"Atlatmak üzereyim sakinleş"

Önden gelen sese ne kadar dikkatimi vermek istesemde zordu nefes alamıyor göğsüm sık aralıklarla inip kalkıyordu. Bu durumda sakin olmak ne kadar mantıklıydı hele ki bir yabancı bunu söylüyorken, işte bu tartışılırdı.

Bir kaç ani manevradan sonra önden bir rahatlama sesi geldi. Onları atlatmıştık sanırım. Araba normal hızına dönerken ecel terleri veren ben rahat rahat nefes almaya bir yandan da kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.Bilincim kaybolmak üzereyken duyduğum en son şey öndeki yabancının derin ve sakin sesiydi.

"Atlattık onları... Baekhyun... "

Ve bilincimi kaybetmemle hayatımın tam ortasına düşen bu kişiyle herşeyin daha karmaşık bir hal alacağını o gün o arabada ismimi söylemesiyle anlamıştım....

Selamm uzun zamandır aklımda olan bir fic bu ve yazmaya karar verdiğimden beri bölüm yazmaya pek vaktim olmadı sadece tanıtım olarak buraya bırakmak istiyorum yeni bölümü vaktim olduğu zaman yazacağım taslaklarda bölümlerim birikince yavaş yavaş yayınlayacağım sizden tek isteğim ficime önem vermeniz benim için çok değerlisiniz:*

Hate Me Love Me //ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin