Çalıştığın kafeye doğru giderken acele ediyordun çünkü geç kalmıştın. Patronun sana mesaj atmış ve eğer 5 dakika içinde orada olmazsan seni işten atacağını söylemişti.
Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
*Kıyafetlerin*
Sen adımlarını dahada hızlandırıp köşeyi dönecekken birine çarpıp yere düştün. Sinirlendin ve adama:
-Ay hoşt be angut,dedin. *Bu da benim müko cümlelerimden biri*
Adam sana baktı ve yürümeye devam etti. Adama pis bakışlar atarken yerden kalktın ve yürümeye devam ettin. Adamın suratını tam olarak görememiştin çünkü maske takıyordu.
Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
*Ahanda böyle.-Ahanda ne beğğ?-*
Ama adam tarz giyinmişti. Sen içinden adama sayıştırarak giderken sonunda çalıştığın kafeye varmıştın. Tam bir dakika kala orada olduğun için hemen önlüklerin olduğu bölüme gittin ve önlüğünü giyip mutfağa geçtin. Senin işin kafede pasta gibi şeyleri yapmaktı. Sen pastaları yaparken kasada duran arkadaşın geldi ve patronun onu alışverişe gönderdiğini senin de kasada durman gerektiğini söyledi.
Kasaya geçtin ve sırada bekleyen müşterileri gönderdin. Sırada bekleyen müşteriler bittikten sonra arkanda duran dekorları düzenlemeye başladın. Sen işine daldığın için gelen müşteriyi fark etmedin. Müşteri bir süre bekledikten sonra ''Bakar mısınız?'' dedi. Sende saçlarını savurarak müşteriye doğru döndün ve gelen adamı görünce şaşırdın. Gelen adam yolda sana çarpan ve seni kaldırmayan adamdı. Tabi adamda seni görünce şaşırdı. İkinizde birbirinize bakmayı kesince adam:
-Bana bir kahve ve bir dilim çikolatalı pasta verir misiniz?,dedi.
Sen özür dilemesini beklediğin için önce biraz bozuldun. Fakat sonra istediklerini hazırladın. Tekrar kasaya doğru döndüğünde adam orada yoktu. Sadece kasaya yapıştırılmış bir not ve istediklerini karşılayacak kadar para vardı. Notu eline aldın ve okumaya başladın.
Öncelikle senden özür dilerim (adın). Sana çarptığımda seni kaldırmam gerekirdi biliyorum ama hemen gitmem gerekti. Bu kahve ve pastayı küçük bir özür olarak görmeni istiyorum. Ama merak etme. Yaptığım kabalığı böyle küçük bir şeyle bırakmayacağım. Akşam kafenin önünde ol. Birlikte sahile gideriz. Bu arada adını yaka kartından gördüm.
Angut Jaebum (Got7'dan)
Notu okuduğunda gözlerin faltaşı gibi açılmıştı. Sana çarpan adam Got7'ın lideriydi. *Yok bendim ssjsks-komik değildi-* O notu okuduktan sonra zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştın. İşlerini hemen bitirip kafeden çıktın. Hemen eve gittin ve hazırlanmaya başladın. Gösterişi sevmemen ve havanın sıcak olması nedeni ile rahat giyindin. Son bir kere daha aynaya baktın ve güzel göründüğünden emin olduktan sonra evden çıktın.
Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
*Şapkayı görmeyiverin*
Kafenin önüne geldin ve beklemeye başladın. 2-3 dakika sonra Jaebum'da geldi. Birlikte yürümeye başladınız. İkinizde sessizdiniz. Jaebum arada konuşmak için ağzını açsada bir şey söylemeden tekrar önüne döndü. Sahil kenarına geldiniz ve bir banka oturdunuz. Jaebum sana burada beklemeni söyleyip gitti. Geldiğinde elinde iki tane dondurma vardı. Dondurmanı aldın ve yemeye başladın. Yerken denizi izliyordun. Jaebum'un seni izlediğini hissettiğin zaman ona doğru döndün. Jaebum'da utandığı için kafasını çevirdi. Sonra tekrar sana doğru döndü ve:
-Senden tekrar özür dilerim. Senin gibi güzel bir kıza bunu yapmam kabalıktı. Lütfen beni affet.
Jaebum'un gözlerinin içine bakıyordun ve gözleri seni büyülemişti. Sanki sana çok şey anlatıyorlardı. Sende zaten ona fazla kızmamıştın. *Hı tabi tabi.Onun için angut dedin.* Daha fazla uzatmadın ve:
-Önemli değil. Hatta biliyor musun bu saçma neden yüzünden akşamını benimle öldürmene gerek yoktu.
Siz konuşurken dondurmalarınız bitmişti ve tekrar kalkıp yürümeye başlamıştınız. Bir süre sonra Jaebum iki elinden tutup seni kendisine çevirdi. Utandığın için yanakların kızarmıştı. Jaebum bunu gördüğü için bir elini yanağına götürdü ve:
-Öncelikle zamanımı öldürmedim. Aksine hiç olmadığım kadar güzel hissettim. *Youngjae üzgün,Youngjae'nin gözleri yaşlı.*Ayrıca sana bir şey söylemeliyim.Biliyorum daha birbirimizi tanımıyoruz bile ama galiba ben sana aşık oldum. Sevgilin ayrıca angutun olmama izin verir misin (adın)?
Bu cümlelerden sonra hiçbir tepki vermeden sadece Jaebum'a bakıyordun. Ve gözlerinin içine baktığın bu süre zarfında sende ondan hoşlandığını anladın. Konuşacak durumda olmadığın için sadece kafanı sallamakla yetindin. Zaten bu Jaebum'a yetmişti. Seni belinden kavradı ve sımsıkı sardı. Ardından kulağına doğru fısıldadı.
-Seni seviyorum.
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Bence çoksel oldu. Tamam alkışa gerek yok. Beğenmeyi unutmayın. Ayrıca isteklerinizi de yorum olarak veya mesaj olarak atabilirsiniz. Saranghaeyo!!
