"Come on benim yaramaz kızlarım"

34 4 2
                                    

Jade:
Yanımda yatan Perrie'yi uyandırmamaya çalışarak yerimden kalktım. Karşı odamızda Leigh ile sevgilisi yan odamızda ise Jesy kalıyordu. Mutfağa indim. Onlara güzel bir kahvaltı hazırlamanın vakti gelmişti. Fakat buzdolabında dişe dokunur hiçbir şey yoktu. Dudaklarımı büzdüm. Ne yani yine mi aç kalacaktık? Aslında markete gidebilirdim ama burası merkeze yeterince uzaktı. Ayrıca dışarı çıkmam güvenli değildi. Leigh hepimize sıkı sıkı tembihlemişti. Odama geri çıktım. Perrie kafasını yastığın altına sokmuş yorganı üstüne çekmişti. Bir an nefes aldığından şüphe ederek yanına gittim ve yorganı üzerinden çektim. Mırıldanarak pozisyonunu değiştirdi. Kıkırdadım. Tanrım çok tatlıydı.

Leigh bir süre bu evde kalmamızı önerdi. Dışarısının tehlikesi geçinceye kadar kalmayı kabul ettik. Ortalık sakinleyince Liverpool'dan ev kiralayacaktık. Leigh ve Jordan ise evlenmeyi ve Londra'da yaşamayı düşünüyorlardı.

Saat birazdan 12 olacaktı, daha kimse uyanmamıştı ve ben sıkıntıdan patlamak üzereydim. Odanın içerisinde birazcık daha dolaşıp üzerimi değiştirdim. Sanırım Perrie'yi uyandırsam iyi olcaktı. Yavaşça yanına gidip kulağının arkasını üfledim. Mırıldanıp diğer tarafa döndü. Dayanamayıp yorganının açıkta bıraktığı poposunu cimdikledim. Gözlerini aralayıp etrafını inceledi. Beni görünce "Ah yaramaz Jade" diye fısıldayıp kalktı. Bu haliyle çok daha tatlıydı. Perrie üstünü değiştireceğini söyleyince odadan dışarı çıktım ve Leigh'nin odasının kapısını çaldım. Boğuk bir geliyorum sesi gelince biraz bekledim. Leigh duş almıştı.
Leigh: Jordan kahvaltılık birşeyler almaya gitti. Siz içeriyi ayarlayın isterseniz ben giyinip geleceğim.

Tamam anlamında başımı salladım. Demek yemek yiyecektik, yaşasın! Günlerdir pek bir şey yiyememiştik. Benim gibi yemek düşkünü için bu ölüm gibi bir şeydi.

Leigh: Perrie alt çekmeceden bana tavayı uzatır mısın? Omlet yapacağım.
Kahvaltı hazırlama süreci gayet iyi gidiyordu. Mutfak biraz(!) dağılsa da ortaya çıkan sonuçlar güzel olacağa benziyordu.
Jesy: Ah tanrım. Benim küçük kızlarıma bakın. Annelerini uyandırmadan kahvaltı hazırlıyorlar.
Jesy'nin söylediği şey üzerine hepimiz gülmeye başladık. Jesy çok eğlenceliydi. Aslında şuan farkettim hepimiz birbirimizin eksik özelliklerini tamamlıyorduk. 2 gün önce tanışmamıza rağmen çok yakın arkadaş gibiydik.

Jade: Tanrım Jesy! Bu krepler çok lezzetli.
Leigh:Tanrım! Kimse omletlerime iltifat etmiyor. Oysaki çok güzeller.
Perrie gözlerini devirip çatalıyla omletten bir parça aldı ve ağzına attı. Kıkırdadım. Jordan çatalına kocaman bir parça omlet alıp Leigh'ye yedirdi.
Jade: Ah! Buralar buram buram aşk koktu. Gözlerim kanıyor. Daha fazla bakamayacağım.
Leigh elindeki peçeteyi bana fırlatıp dil çıkardı ve sevgilisinin yanağına sulu bir öpücük kondurdu.
Jesy: Perrie önündeki beyaz peyniri uzatır mısın tatlım? Bu omlet beyaz peynirle harika oluyor.
Leigh kocaman sırıttı. Perrie'den önce beyaz peynire uzanarak Jesy'ye uzattı. Jesy ise teşekkür manasında Leigh'ye öpücük attı.
Jordan: Hey sevgilimden uzak dur küçük şeytan. O benim.
Jesy gözlerini devirerek tabağını bitirmeye koyuldu. Ben mi? Ben ise tabağımı çoktan bitirmiştim. Onları izlemek çok daha eğlenceliydi.
Perrie: Eğer biraz daha yersem patlayacağım. Hadi kaldırın koca kıçlarınızı burayı toplayıp biraz alışveriş yapmalıyız. Üstümdeki kıyafetleri biraz daha giymeye devam edersem fosil olarak toprağa karışacağım.
Jade: Ah benim küçük kızım. Paran var mı da kendine kıyafet alacaksın.
Perrie:Alacağımızı kim söyledi?
Jesy: Çalmayacağız değil mi?
Perrie: Saçmalama Jesy. Bizim eve gidiyoruz.
Ağzım O şeklini alırken Perrie'ye bunun şaka olup olmadığını sordum. Tanrım lütfen ciddi olmadığını söyle. Perrie kahvaltı masasını toparlamaya başladığında ciddi olduğunu anlamıştım.
Leigh: Perrie emin misin? Şehre inmek şuan güvenli olmayabilir.
Perrie: Merak etme Leigh. Çiftliği benden iyi bilen hiç kimse yok. Gece girersek hiç bir sorun olmaz siz sadece bana güvenin.

Little Mix's Story Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin