6-Git ki, kalbim daha fazla bana ihanet etmesin. "🌙

1.5K 87 9
                                    

Bölüm 6: Git ki, kalbim daha fazla bana ihanet etmesin. "

Bölüm şarkısı: Lara Fabrian- Je-Taime

✳✳✳

Bu kadar içmene sebep olan şey ne?"

Mırıltısı Leon'un kulağını doldurdu ve bir an rüyada olduğunu sandı. Hilal'in burada ne işi vardı ki?

"Hilal?.." diye umutsuzca ve kıvranarak mırıldandı. Ve devam etti, "Sen gerçek misin yoksa rüyalarımdan mı? Eğer ki rüya isen lütfen git...Git ki, kalbim daha fazla bana ihanet etmesin. "

Hilal yutkundu ve gözlerinin dolmasına engel olmadı, olamadı. Bu kadar mı çok kırmıştı onu, kelimeleriyle. Peki ama niye? Niye bu kadar kırılmıştı Teğmen Leon, bu isyancı Türk kızının gerçekleri söylemesine...Yoksa—ablası haklı olabilir miydi? Hayır hayır. Saçmalıktı.

"Kendinizi nasıl hissediyorsunuz, Teğmen?"

"Başım ağrıyor ve üşüyorum...Pencereyi kapatın, lütfen..."

"Pencereler kapalı. Ateşiniz olduğu için üşüyorsunuz. Baş ağrınız da içmenizden muhtemel. Sahi, niye içtiniz Teğmen?"

Hıh, dedi Leon. Ne kadar da saf diye düşündü. Ya da anlamazlıktan mı geliyordu.

"İçmek bize yasak mı? Ya da ağlamak?"

"Hayır, lâkin...Siz ki gözünüzü bile kırpmadan nice Türk'ü öldürmüş, siz ki kendinizden başka her millete neredeyse barbar diyen askerler...Şaşırıyor insan, duygularınız olduğunu görmek güzel."

"...Asker ağlamaz,

Asker sevmez..." Diye mırıldandı Leon. Aralık gözleri Hilal'in yatağın kenarında duran ellerine takıldı ve elleri ile ona ulaşmaya çalıştı lâkin Hilal, hemencecik ellerini geri çevirmişti, Leon'un maksadını kavrayınca çok geç olmadan. O sırada Kirya odaya girdi.

"Ah, Leonidas! Beni çok korkuttun oğlum. İyi misin?"

"Evet, mittera. Hemşire çok iyi bakıyor."

"Ah, bilirim. Hilal küçük hanim, bu gece bir sakıncası yoksa eğer sizin için de, burada kalabilir misiniz? Oğlumun tekrar ateşi çıkabilirmiş. Azize öyle demişti bir ara. Biz ailene haber veririz."

Hilal bir süre düşündü lâkin uygun kaçmazdı.

"Sağolun Kirya lâkin gitsem iyi olacak..."

"Rica ediyorum. Bu gece sadece."

"Bir daha ateşinin çıkacağını tasavvur etmem."

Kirya kararlıydı ancak.

"Hilal, bu gece burada kalıyorsun. İtiraz istemiyorum, lütfen. Biliyorum bizlerden pek haz etmiyorzun, lâkin o senin hastan. Onun sağlığından emin olmadan onu bırakmazsın. "

Haklıydı Kirya. Her ne kadar Hilal kabul etmek istemese de istese de haklıydı. Leon onun şu anlık hastası sayılırdı ve aslında daha ateşi de düşmemişti.

Bir ikilemle boğuşuyordu Hilal. Kalırsa eğer, tüm bir gece boyunca Teğmen'e bakacak ve onun ile bu odanın içinde tabiri caizse cehennemi yaşayacaktı.

Giderse eğer, tüm bir gece boyunca merak duygusu ve kuşku ile uyuyamayacağını gayet iyi biliyordu .

Leon ise burada kalabileceğini tasavvur etmiyordu, kalbini şimdiden teselli etmeye başlamıştı lâkin bir yanı da kalabileceği ihtimali ile seviniyordu.

"Tamam, kalacağım."

Duyduklarına inanmak istemedi, inanıp da hayal kırıklığına uğramak istemedi Leon lâkin doğru duymuştu. Hilal dudaklarından çıkan kelimelerde emindi. Kalacaktı. Neden bu kararı vermişti? Tam olarak sebebi neydi?

Bilmiyordu.

Tek bildiği şey, kalmayı istiyordu. Bilemediği ise o kadar çok şey vardı ki!

----------------------------------------~~~

Gece ani bir nöbete tutuldu Leon. Bu kadar çok içmenin ona bu kadar zararının dokunacağına ihtimal vermezdi.

Hilal korkuyla büzüldüğü koltuktan fırladı. Aslında Kirya ona bir oda vermeyi düşünmüştü lâkin Hilal endişelenmekten uyuyamayacağını bildiği için burada kalmayı tahmin etmişti. Ayrıca oldukça rahattı da, Leon'un kokusu ile karışmış mürekkep ve ahşap mobilya kokusu ona ilginç bir şekilde iyi geliyordu. Bunu kendine itiraf etmek ise çok, çok zordu.

Leon'un yanına gitti ve onu sakinleştirmek istedi. Hala ateşi bir miktar vardı, yani Hilal'in tahmini haksız çıkmıştı. İyi ki eve gitmemişti.

"Teğmen...Lütfen sakin olun." Diye fısıldadı endişe ile.

"Ah...Hemşire..."

Ve Leon'un sol gözünden birdenbire bir damla yaş düştü lakin bunu Hilal görmemişti. Çünkü o sırada Leon'un sırtına dokunuyordu, terlemiş mi diye. Şanslıydı ki terlememişti.

Leon yatışmıyordu. Hilal çok çaresizdi. O an aklına esen fikir ile ezbere bildiği ninniyi söylemeye karar verdi.

O söyledikçe Leon sakinleşiyordu. Derin bir nefes aldı Hilal. Sonunda Leon uyuduğunda o da içi rahat, kanepeye geri döndü.

Tabii Leon'u seyretmekten uyuyamayacağını iyi biliyordu.

------------------------------------------~~~

Hilal ani gürültü ile uyandı lâkin ellerini sıkı sıkıya tutan bir el beklemiyordu. Leon onun elini tutmuştu ve sayıklıyordu. Hilal ellerini onun saçlarına çıkardı ve sakin olmasını fısıldadı.

Lakin hala gürültünün sebebini öğrenememişti. Kapıya çıktı ve aşağıdan gelen sesleri dinledi.

"Sözlümü almadan şuradan şuraya gitmiyorum!"

Bu Mehmet'in sesiydi. Yüreği hop etti lakin bu aşktan mıydı yoksa korkudan mı odası meçhul.

Eşyalarını alıp sessizce gitmemem en  iyisi olduğunu biliyordu bu yüzden tekrar odaya girdi. O an şaşırdı çünkü Leon uyanmıştı ve ona bakıyordu.

"Gidezek misiniz?"

"Evet..."Diye mırıldandı Hilal lâkin kendi bile duyduğundan emin değildi.

"Ben...müteşekkirim, Hemşire."

Burukça gülümsediler birbirlerine. Leon'un içi açıyordu. Hilal ise tarif edilemez duyguların esiri olmuştu.

Çareyi hemen buradan uzaklaşmakta buldu. Arada tökezleyerek giderken arkasında gülümsemesi gibi gönlü de buruk bir Leon bıraktı...

✳✳✳

Dilhun |Ateşten Gömlek| HileonWhere stories live. Discover now