NOTHING LIKE US✔ (Jeon Jungkook)

İLK SARILIŞ

Revirden çıktıktan sonra sınıfa gitmek yerine üzerimizi değişip bugün okulu kırmıştık.

Hayatında hiç okuldan kaçmayan ben bugün seninle bunu başarmıştım.

Kendime bir özgüven gelmişti bir anda. Seninle yanyana denizin kenarında yürürken,mutluluğun hayata geçirilmiş hali bu gibi hissediyordum.

Denizin dalgaları kıyıya vururken çıkardığı sesler adeta bu huzurlu ortama ayak uyduruyordu.

"Çok mu mutlusun?" Diye sorduğunda. Yüzümdeki aptal ifadeyi silip

"Çok mu belli oluyor?" Diyebildim kızarırken. Gülümsedin ve

"Ben de çok mutluyum " dedin. Gözlerimin kocaman açıldığına eminken.

"Hiç belli etmiyorsun. İyi oyuncusun" deyip ortamın o garip havasını dağıtmaya çalıştım.

"İyi oyuncuyumdur" dediğinde başımı sallarken kaşlarımı kaldırıp indirdim. Anladım der gibi.

Oyuncak tutulan aleti gördüğümde. Gülümseyerek

"Hadi gidip deneyelim" dediğimde. Gösterdiğim yere bakıp tekrar bana baktın, ardından başını salladığında kolundan çekip heyecanla makinenin önüne geldik.

Çantamdan cüzdanımı alırken, cebinden bozukluk çıkarıp makineye attın ardından bana bakıp

"Hadi başla bakalım " dediğinde. Kolu tutup hareket ettirmeye başladım. Ardından olacağını düşündüğüm bir noktada kırmızı tuşa bastım. Kıskaçlı ağız oyuncağa doğru inip yakalandığında. Heyecanla yerimde zıplayıp beklemeye başladım. Ancak tam boşluğa düşecekken. Oyuncak yeniden yere düşmüştü.

Suratımı asıp sana baktığımda.

"Çekil ve gör " Deyip artistik tavırla makinenin önüne geçtin. Kenardan seni izlerken. Makineyi harekete geçirdin pembe bir ayıcık yakaladın ama makine henüz havalanırken oyuncak çoktan yere düşmüştü. Ben kahkahalar atarken bana kötü kötü baktın.

"Hadi çekil şimdi gör bak kazanacağım " deyip makinenin önüne geçtim, bu sırada sen parayı yeniden makineye atmıştın.

Bu sefer aynı ayıcığı tuttuğumda, makine boşluğa doğru ilerlemeye başladı. Ve tam isabet!

Ayıcık boşluktan aşağıya düştüğünde eğilip oyuncağı aldım.

Havalı bakışlar eşliğinde oyuncağı sana uzattığımda.

"Bak bak hareketlere!" Deyip gıcık bakışlar atarken, gülerek

"Hadi ama al bunu. Benden bir hatıra olarak "

"Pembe ayıcığı mı alacağım? Havalı bana yakışır mı sence bu?"

"Yesinler havanı iyi be ! Vermiyorum. " deyip ilerlerken. Kucağımdan ayıcığı hızlı bir şekilde çekip,

"Aslında şekermiş" dedikten sonra önden önden yürümeye başladın. Peşinden gülerek sana yetiştikten sonra, yanında adımlarımı yavaşlatarak yürümeye başladım.

Yeniden yürüme yerine inip denizin dalgalarını izleyerek yürürken,

"Bana neden aşık oldun ?" Diye sorduğunda. Kalbimin hızlanması bir olmuştu.

Soru şuan bana saçma geliyordu ama merak da edebilirdi tabi.

"İnsan aşık olmak için neden aramaz ki . O kişi o an kalbine girmeye başarır ve dünyada ondan daha iyisi yokmuş gibi gelir. Her zaman aklındadır, onda sevecek şeyler de bulmaya başlarsın Herkes bunun geçici olduğunu düşünür ama sana göre geçici falan değildir. Aksine onu sevdiğin için mutlu olursun. Senin hakkında iyi şeyler duymadım aramızda büyük fark vardı aslında. Sen tanınan biriydin bense kendi dünyam da yaşayan kimsenin farkında olmadığı Hana. Beni seveceğini düşünmedim aslında. Hatta bu durumda olmamız bile şaşırtıcı. Ama itiraf etmeliyim ki mutluyum sen beni sevsen de sevmesen de ben ilk gün ki gibiyim ve duygularım hep aynı kalacak. "

Gözünü kırpmadan şekilden şekile girmiş yüzünle bana bakarken. Gerçekten çok iyi konuştuğumu düşünmüştüm.

Ama sana bakmak daha da utanmama neden oluyordu.

"Hana " dediğinde bakışlarımı tekrar sana çevirebilmiştim.

Bana bir kaç adım atıp yüzüme doğru eğildiğinde. Refleks olarak biraz geri durdum.

"Hayatımda ilk kez bu kadar güzel kelimeler duydum. Bana çok iyi geliyorsun ve böylesine özel hissettirdiğin için teşekkürler" deyip beni kollarının arasına aldığında öylece kalmıştım.