Kendimi bir kuyunun dibine atılmış ve üzerine sayamadığım kadar kovalarca su dökülüp. Orda hapsedilmeye ve öldürülmeye çalışılıyor gibi hissederken.
Bu kuyudan kendimi çıkarmam gerektiğini düşünerek. Min Gyu'yu var gücümle ittim.
Sana baktığımda. Gözlerindeki öfkeyi okuyabiliyordum. Bir şey yapmamıştım ama utancımdan yerin dibine girmek istiyordum. Yanımıza geldiğinde bileğimden kavrayıp
"Geçmiş meseleleri açıp benim canımı yakmana izin vermem Min Gyu. Bunu bana kullanma anladın mı! Senin sevgilini elinden ben almadım. O bana deli oluyordu sadece. Bir kez olsun ona ilgi duymadım, sen ise kendine olmayan güveninle beni suçladın. Ama aynı şeyin bana olmasını izin vermem ki aynı şey olmaz çünkü Hana senin bildiğin kızlara benzemez " deyip beni peşinden sürüklerken.
"Bu durum farklı Jungkook. Olay geçmiş mesele değil tamamiyle Hana. Seni buraya çağırma sebebim buydu ve senin şuan içten içe kudurduğunun farkındayım. Hana'yı seviyorum ve bir gün o kollarımı kendi isteğiyle gelicek "
"Yaa şerefsiz!!" Diye çemkirirken. Beni susturmak isteyerek.
"Kafandaki hayallerine inanmaya devam et Min Gyu. Seni izlerken çok zevk alacağım" dedi. Cümlesini kurarken ona bakma tenezzülünde bile bulunmadı.
Dışarı çıktığımızda hiçbir kelime etmiyordun ama ben sana kendimi açıklamak istiyordum
"Üzgünüm böyle olacağını bilseydim en başından yapmazdım. Ama beni rahat bırakmıyordu, onu başımdan atmak istemiştim. "
YOU ARE READING
NOTHING LIKE US✔ (Jeon Jungkook)
FanfictionAşkına karşılık alamayacağını düşünen Hana bir anda Jungkook'dan karşılık alır. Ansızın başlayan ilişkileri Hana'yı şaşırtacak gerçeklerle karşılaştırır. Ancak aşk her zaman galip gelir.
