AZAP-14 MARDİN...

13.9K 1.2K 130
                                    

14. BÖLÜM

Bedirhan, sinirden kaskatı kesilirken derin derin nefes alıp sakinleşmeye çalıştı. Sıktığı yumruklarını gevşetti ve Asya'ya bir şey belli etmemeye çalıştı. Asya, kadının yaralarını temizledikten sonra koluna girip odasına götürdü ve bir evladın titizliği ile onu yatırdı.

Annesine muamele eder gibi davranıyordu ve o an odadan çıkmadan anladı annesini ne kadar özlediğini. O hiç özlemiyor muydu yavrusunu? Bu kadar mı taştı bir annenin kalbi? Asya, kendi kendince bu soruları sorarken belki de babamdan korkuyordur diye düşündü. Ardından odadan çıktı.

Salona geçtiğinde Bedirhan'ın bahçede olduğunu gördü. Hararetli bir şekilde adamlarına emirler yağdırıyor ve parmağını sallıyordu. Siyah takım elbisesinin içinde tehdit vaat eden dudakları ve gözleri Asya'yı ürpertti. Ne söylediğini duymasa da adamların hepsi sırayla karşısına geçmişti ve gözlerinde korku çemberi kurulmuştu. Arkasını dönüp kapıya ilerledi. O çıkar çıkmaz Bedirhan havadaki parmağını indirdi ve sustu. Adamlara başı ile dağılmalarını işaret ettikten sonra hızla karısına doğru yürüdü.

"Sana çık dedim mi Asya!"

"Ne oluyor Bedirhan?"

"Sana bir soru sordum!"

"Çıkarken izin almam gerektiğini bilmiyordum tamam mı!"

"İyi bundan sonra biliyorsun gir içeri!"

Bedirhan, pek nazik olmayacak bir şekilde Asya'yı eve soktuğunda genç kadın kolunu kaşlarını çatarak çekti. Ve babaannesinin kucağında sessizce oturan kızına yaklaştı. Çarpıştığı kırık gözler Bedirhan'ın kendine gelmesini sağlamıştı. Kaş yapıyım derken göz çıkarıyordu. Onlara bir şey olacak korkusu ters tepiyor ve karısının kalbini zedeliyordu.

Gergin geçen birkaç saatin ardından Asya, Bedirhan ile hiç göz göze gelmedi. Bedirhan ne yaptığının farkındaydı ama üstelemedi. Babaannesini yolcu etmesi gerekiyordu artık. Yaşlı kurt hepsi ile vedalaştıktan sonra arabaya bindi. Önünde ve arkasında, Mardin'e kadar koruma amaçlı ona eşlik edecek iki araç daha vardı. Yadenin gitmesinin ardından Bedirhan içeri girmeden doğruca evden ayrıldı. Cansu'nun katilini bulan adamlarından birini arayıp otele gelmesini söyledi. O otele gittiğinde adam odasında hazır bir şekilde bekliyordu.

"Buyurun efendim!"

"Kim bu adamlar Mehmet! Kim uğraşıyor benimle!"

"Bilmiyorum efendim."

Bedirhan camın önünde elleri cebinde bekliyordu. Tek elini çıkararak yavaşça adamına yaklaştı. Sakin tavrı saniyeyle toz bulutu oldu ve öfkeyle adamı yakasından tutup duvara yapıştırdı.

"Bilmiyorum değil Mehmet! Bulacaksın... Her kimse ve ne istiyorsa bulacaksın! Önce işime sabotaj yapıyor sonra evimdeki yardımcıyı dövdürüyor. Ve durmadan tehdit ediyor. Beni tehdit ediyor!"

Nefessizlikten kıp kırmızı kesilen adamın boğazından ellerini çekip öfkeyle nefes almaya devam etti.

"Kimse Bedirhan Pehlivan'ı tehdit edemez!"

Adam öksürerek başını salladı ve önünü ilikleyerek odadan ayrıldı. Tam o sırada içeri ortağı Mert Sancak girdi. Fakat hiç sırası olmadığını o an anladı.

"Pardon ben müsaitsin sanıyordum. Sonra uğrarım."

Bedirhan sakinleşerek masasına geçerken adama başını salladı.

"Gel Mert gel. Biz de işler hep böyle."

Mert gülmeye çalıştı. Anlayışla başını salladı.

AZAP (Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin