Gelinlik

1.5K 51 4
                                    

"buyur patron"

"oğlum nasıl varmı bir sorun? "

" hayır patron tam emrettiğiniz gibi onlara fark ettirmeden iki araba dolusu koruma yolladım "

" afferim Yücel... Bazen diyorum ki iyiki seni toprağın yanına vermişim. "

" sağolun Akif bey ben kendimi bildim bileli toprak beyi korumak için görevlendirildim "

" biliyorum Yücel sen dikkat et sakın ne oğluma ne de gelinime zarar gelsin sana güveniyorum Yücel "

" hiç şüpheniz olmasın Akif bey beni siz yetiştirdiniz "

Günler günleri kovalarken düğün tarihi yaklaşıyordu.
Güneşi bir heyecana kapılmıştı.
Sevdiği adama artık kocam eşim yuvam diyecekti.
Okul bitince gelinlik arama telaşına girdi bizim güneş.

" offf yaa hiç bir yerde isteğim gibi bir gelinlik yok "

" ya kardeşim niye böyle karamsar oluyorsun. "

Ebru sabahtan beri ne dediyse bir türlü güneşi ikna edememişti.

Akşam yemeğinde herkes sofrada idi.
Hatta denizi bile davet etmişlerdi.
Sofrada herkes yemeğini yerken sadece üç kişi yemiyordu.
Onların birisi güneş... Sırf gelinlik bulamadığı için günlerdir bunalıma girmişti.
Bora Ve aras güneş evleneceği için biraz mutsuz idi.
Ne kadarda tanıdıkları bir insanla evlensede güneş onlar için hala bir kız kardeşti.

"baylar bayanlar neden yemek yemiyorsunuz "

" yoo yiyoruz "

Diye cevap verdi üçü aynı anda toprağa.
Toprak zaten hallerini çoktan anlamıştı ve güneş güzel bir süprizi bile vardı.
Ona günlerdir arayıp bulamadığı gelinliği diktirmişti.
Ama Bora ve aras için laf söylemek istemiyordu çünkü neden böyle olduğunu gayet ikisini de biliyordu.

Sofra tüm sessizlik ihtişamı ile bittiğinde Yücel toprağın yanına geldi.

"abi bir mevzu var beş dakika gelebilir misin. "

Toprak kafasını yana çevirip Yücele baktı. Sonra bunu duyan denize otur işareti yapıp bahçeye çıktılar.

" evet dinliyorum seni Yücel nedir mevzu "

" abi hani sen birini araştırmamı istemiştin ya işte o mevzu "

" baştan söylesene lan... Eee ne buldun bakalım "

" abi hiç iyi şeyler bulmadım... Kadın intihar etmiş "

" neee emin misin lan dogru bilgi aldığına?.

"evet abi kaynak çok sağlam... Anlayacağınız başınız sağolsun "

"ben bunu güneşe boraya nasılsın söylerim... Bana bak sakın ne boraya ne güneşe nede evden birine söylüyorsun anladın mı beni"

"tamam patron anladım"

Toprak hüzünler eve girdi ama salona girerken yüzündeki üzüntüyü silerek.

Güneşin yanına oturunca saçını kollayıp öptü.
Güneş kafasını toprağa çevirip endişeli bir şekilde baktı.

"ne oldu toprak neyin var? "

" Birşeyim yok bitanem sadece biraz  bugün çok yoruldum iş yerinde "

" yorma kendini bu kadar kıyamam sana ben "

Toprak yine güneşin başıma öpücük bıraktı.

" ulan kim derdi ki deniz bizim çamurun abisi çıkacak duyda inanma "

Aras söyledikleriyle herkesi güldürürken toprağın attığı yastıkla koltuğa serilmişti.

" aras olum senin benle uğraşmaktan başka işin yokmu?"

"yok ulan deli gibi seviyorum seni bulaşmasam olmaz "

Toprak" ya sabır " diyerek kafasını sağa yatırdı.

Deniz olanı biteni izlerken gözleri abisine takılmıştı.
Aslında aras doğru söylüyordu.
Kim derdi ki ezeli düşman deniz sarey ile toprak karaca kardeş çıkacak.
Bundan kaç ay önceye kadar onu kendi canı pahasına öldürmek isterken şimdi onu canı pahasına koruyordu. Aynı şekilde toprakta öyle.

Toprak kafasını sola çevirdiğinde denizin dalmış gözleri ile karşılaştı birbirlerine küçük bir gülümseme yolladılar.
Anlamıştı oda denizin ne düşündüğünü.

Akşam kazasız belasız bitmiş herkes odasına dağılmıştı.

Güneş odasına girdiğinde yatağının üstündeki gördüğü kocaman kutuyla şaşırmıştı.
Kutunun yanına gidip kapağını açtı ve gördüğü manzara ile çığlık atarak yerinde zıpladı.

Kimse ne olduğunu anlamadan odaya koştu ve gördüğü manzarayla büyülendi.
Aras ve Bora karşısında melekler gibi  bembeyazlar içinde gördüğü güneşle bir kez daha buruk bir gülümseme taktılar yüzüne.

"nasıl olmuş kızlar tam isteğim gibi "
 
Ebru şaşkınlıkla ve hayranlıkla güneşe bakıp

" iyi de bu gelinliği gece gece nerden buldun "

"bilmiyorum geldiğimde odamdaydı"

Bütün gözler birbirine bakarken sadece şuan orda bir kişi yoktu oda toprak.
Herkes anlamıştı toprağın bu gelinliği aldığını.

Güneşin mutluluk kahkahaları odayı çınlatırken toprak yatağında yüzünde mutlulukta gülümseyen bir ifade ile tavana bakarak uzanıyordu.
Güneşi mutlu etmek ve onu güldürmek çok hoşuna gidiyordu toprağın.

İMKANSIZ AŞK Where stories live. Discover now