KURBAN-13

79 4 0
                                    

Multi: Baran
Bölüm şarkısı: The Emperor's New Clothes - Panic! At the Disco

Haydi bölüme geçelim...

.              .            .

Işıl'dan
Birazdan kaçacaktık.Kaçacaktık, çünkü Baran tahmin etmiş olmalı ki, Kapıyı gözetlesin diye bir adam göndermişti.

Dikişlere bir şey olmamasını umuyorum. Dikişlerin acımaması için ilaç almam gerekiyordu. Ancak doktora bunu sorduğumda, bir yere gidemeyeceğimi, serumların yeterli olacağını söyledi.

Bende Baran'ın adamının kapıda olması sebebiyle,başımı sallamıştım. Eda ise benim için 'Patron' dediği adamla konuşmuş, yarın benimle konuşacağını söylemişti.

Üstüme siyah kapüşonlumu geçirince, hazırdım. Eda ile korumanın sesiyle kapıyı yavaşça açtım. Koruma arkasını döndüğünde, Eda dirseğini korumanın ensesine geçirip, yere düşmesini sağlamıştı. Adam tam olarak bayılmamıştı, ama şu anki hâli bile bizim kaçmamız için bize fırsat veriyordu. Koşarak alt kata indik. Bu sırada da merdivenleri duydukları sesten ötürü olsa gerek hızla çıkan güvenlik görevlilerini gördüm.

Eda önde olmak üzere hızla yürüyorduk. Dikişlerime baskı uygulamama rağmen, şu an acımıyordu. "Şuradaki taksiye binelim hemen." demesiyle Eda'ya döndüm. Hızlı yürümemizden dolayı nefes nefese konuşmuştu.

Taksiye varınca ben öne, Eda arkaya binmişti. Eda şöföre bir bankanın adresini vermişti. Bankaya gidiyorduk, çünkü yurt dışına gidecektik. Tahminlerime göre uzun zaman dönmeyecektik.Bu yüzden, orada zorluk çekmeyelim diye Eda bankadaki hesabından bir miktar para çekecekti. Sonra bir geceliğine bir otelde kalacaktık.

Şu an yaşadığım tedirginliği ve korkuyu açıklayabilecek bir sözcük varmıdır bilemiyorum. Benim lugatımda, ki bu iki duyguyu hayatında defalarca yüksek dozda tatmış olan birisi olarak, o sözcüğü bulamıyorsam, yoktur. Bu kadar emindim. Diken üstündeydik. Hem Eda hem ben. Eda daha önceden Baran'ın işkencelerine maruz kalmış ve ölüm ile karşılaşmış birisiydi. Ben ise daha Eda'nın kaderini paylaşmaya hazır değildim.

Baran'ı bana silahı doğrulturken görmeye hazır değildim. Tetiği çekerken görmeye...

Eda'ya sorduğumda bana yarım yamalak bir şeyler anlatmıştı. Daldığımı fark edince gözlerimi kırpıştırarak kendime geldim. Zaten
yaklaşık iki dakika sonra varmıştık. Şöförü, eğer ki bizi soran olursa, burda indirdiğini söylememesi için tembihledik.Zaten sonra da ücreti ödedikten sonra taksiden indik.

Eda, görevlilerin yanına giderken, ben ise bulduğum bir köşede düşünmeye başladım.

Acaba, ben neden kaçak gibi gizli gizli hareket ediyordum? Bir yere gitmek en büyük hakkımken,özgürlük, hakkım iken...

Kendi kafamın içimdeki bu soruların cevaplarını bulamıyordum. Ya bilinmezlik içindeydim, asla cevap bulamayacaktım, ya da ; çok saçma sorular uyduruyordum, asla cevap bulamayacaktım.

Arkamda birini hisseder gibi oldum. Ancak arkamı dönmedim. Bir nefesi ensemde hissetmemle bir sözcük işittim. "Cennet," demişti. Bu lafı duymamla arkamı döndüm. Baran, duygusuz bir şekilde bana bakıyordu.

Onu görmemle gözlerim büyümüştü. Kalp atış hızım düzensizleşmişti. O günkü gibi bakıyordu gözleri. Bilmişlik akıyordu. Ama, çok güçlü biri olduğunu desteklercesine bakıyordu. Bu gözleri görmemle geriye doğru bir adım attım. Ancak bastığım yere dikkat etmediğim için yere düşmüştüm.

Baran ise bunu bir fırsata dönüştürerek enseme dirseğini geçirdi. Zaten koşmaktan yorgun olan bedenim, bu hareketiyle dayanamadı. Siyah noktaların gözümün önüne firar etmesiyle gözlerimi kapattım. Baran'ın kulağıma fısıldadığı sözlerle, her ne kadar direnmek istesemde, gözlerim direnmemişti, kapanmıştı.

KURBANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin