Fuat komiserle hasb-ı hal

3.6K 109 22
                                    

 Eve geldiğimde vakit akşama yaklaşmıştı. İlk iş müziği açmak oldu. Kurdurduğum ses sistemiyle tüm odalardaki hoparlörden yine Loreena Mckennit çalıyordu. Rüya sesli kadın. Beni dinlendiren kadın.

Belimdeki Asuman'ı çıkarıp kitaplık rafına bıraktım. Bu arada sizi Asuman'la tanıştırayım. Tabancam oluyor kendisi. Asuman ismini ben taktım ona. Nereden geldiğini bilmiyorum ama bu ismin ona çok yakıştığı kesin. Ara sıra istediğim atışları yapamayınca "Orospu Asuman" diye hitap ettiğim oluyor ama yine de kendisiyle çok iyi anlaşıyoruz ve o benim tek aşkım.

Ilık bir duş aldıktan sonra kendimi kanepeye attım. Bir müddet hiçbir şey düşünmeden zihnimi müziğin dinlendirici etkisine bıraktım... Fakat sonra yine içimdeki sıkıntının farkına varıp huzursuz olmaya başladım. Kaç zamandır sürüyordu bu huzursuzluk. İçimde açıklayamadığım, rahatsız edici bir şeyler vardı. Bugünkü berbat operasyondan sonra iyice artmıştı bu durum. Evet günlerdir hazırlandığımız operasyon berbat geçmişti. Günlerdir hatta haftalardır şerefsizin biri kafasına sıksın diye mi hazırlanıyorduk? Tabancama baktım göz ucuyla:

"Başaramadın Asuman. Orospu Asuman!"

                             *

Acıktığımı farkettiğimde saat 18.30'a geliyordu. Üstüme ince hırkamı ve belime Asuman'ı alıp bir şeyler yemek için aşağıya indim. Evde kolay kolay kendim yemek yapmam. Doğrusunu isterseniz evde hiçbir şey yapmam. Dinlenmek ve rahatlamak için kullanırım genelde. Ve tabi ki uyumak için. Ah uyumak, Asuman'dan sonra ikinci aşkım.

Yemeği dışarıda yerim çoğunlukla. Yakınlarda günde 3 öğün yesem de bıkmayacağım bir çorbacı var ki üçüncü aşkım diyebilirim. Özellikle tavuk ve mercimek vazgeçilmezlerim.

Çorbacıya geldiğimde yol kenarındaki her zamanki yerime oturdum. Sakin bir lokanta burası. Bu kadar güzel yemek yapmasına rağmen genelde tenha olmasına hiç anlam verememişimdir.

Ömer geldi yanıma.

"Hoşgeldin Yiğit abi. Tavuk mu mercimek mi?"

Dedi gülümseyerek. Ömer burada çalışan 11 yaşındaki bir ufaklık. Beni çok sever. Ara sıra muhabbet ederiz. Bu yüzden ne zaman geldiğimi görse diğer çalışanlara fırsat vermeden sipariş almak için koşar yanıma.

"Gel bakalım fırlama" diyerek ensesinden tutup çektim yanıma.

"Ahh.. abi elin buz gibi ya" deyip zorla kurtuldu gülerek. Tekrar uzanıp yakalayacakken telefonum çaldı.

Tim reis arıyordu. Fuat komiser yani. Bu saatte aradığına göre vardı bir şeyler. Hayırdır inşallah diyerek açtım.

"Nerdesin?"

"Hayırdır komiserim"

"Nerdesin evde yoksun"

"Yemek yiyorum komiserim dışarıdayım, bana mı geldiniz?"

"Tamam, ye çabuk gel. Evin önünde arabada bekliyorum."

"Hayırdır komiserim önemli bir şey varsa geleyim hemen çok aç değilim zaten"

"Yok önemli bir şey. Ye gel, bekliyorum ben acele etme"

Tamam bile dememi beklemeden kapattı telefonu. Bu saatlerde gelmezdi bana. Öyle alışkanlığı yoktu. Meraklanmıştım doğrusu.

Evin önüne geldiğimde arabası duruyordu. Aynadan beni görmüş olacak ki indi arabadan.

"Komiserini bekletmeye utanmıyor musun evin önünde"

Bir Özel Harekat Polisinin GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin