boss | yoonmin

12

Yoongi ceketini üzerine geçirip odanın kapısı ardından çekmişti. Asansöre doğru yürürken Jimin'e çıktığını haber vermesinin nasıl olacağını düşündü ama saçma olabilirdi. O sırada Jimin odasından çıktı.

"Sekretere sen çıkarken haber vermesini söylemiştim. Bende çıkacağım. İşin yoksa bir yemek yiyelim mi ?"

Yoongi Jimin'in bu kadar üzerine düşmesini garipsemişti ama düşündüğünden fazla hoşuna gidiyordu.

"Olur, bende yemek yemeye gidecektim."

"Bekle ceketimi alayım."

Yoongi kafasıyla onayladığında Jimin odaya girip ceketini üzerine giydi. Çekmeceden çıkardığı parfümü üzerine sıktıktan sonra iki düğmesini açtı. Odadan çıkıp Yoongi'ye doğru yürüdü ve elini onun beline koyup asansörün düğmesine bastı.

Yoongi kalp ritminin hızlandığını hissedebiliyordu. Beraber aşağı indiklerinde Jimin onu kendi arabasına doğru çekti, Yoongi soran gözlerle baktığında Jimin konuştu.

"Yarın sabah seni ben alırım, ayrı ayrı gitmeyelim ?"

"Yük olmak istemem."

"Sorun değil."

Jimin samimi bir şekilde konuştuğunda Yoongi de gülümsedi. Onun yanındayken iyi hissediyordu, ne isterse onu yapacaktı.

Jimin şoförünede izin verdiğinde arabayı o kullandı ve Yoongi yanına oturdu. Gidecekleri restorana ulaştıklarına Jimin inerken Yoongi de indi. Arabanın anahtarını valeye verip içeri girmek için Yoongi'nin yanına gelmesini bekledi. Geldiğinde onu belinden kavradı ve içeri girdiler.

"Hoşgeldiniz efendim."

"Balkon."

"Buyrun."

Jimin konuştuktan sonra garson balkona doğru yürüdü ve boş bir masaya onları yerleştirdi.

"Ne yiyeceksin Yoongi-ah ?"

"Kuzu şiş."

Yoongi tereddüt etmeden konuştuğunda Jimin gülümsedi ve garsona kaş göz yaptı. Daha sonra bir şarap açmasını söyledi.

"Kırmızı, beyaz ?"

"Beyaz."

Garson uzaklaştığında Jimin yaslandığı sandalyede doğrulup dirseklerini masaya koydu.

"Balkona oturmamız sorun olmamıştır umarım, üşümeni istemiyorum."

"Hayır üşümüyorum. Hava güzel."

"Güzel."

Jimin Yoongi'yi izlerken birden gülmeye başladığında başını öne eğdi. Ama hala omuzları sallanıyordu ve güldüğü anlaşılıyordu. Yoongi anlamamıştı ve cebinden telefonunu çıkarıp kameradan kendine baktı. Bir şey görememişti.

"Neye gülüyorsun ?"

Jimin kendini toparlayıp konuştu.

"Saçın, alnın açılıyor."

"O kadar komik mi cidden ?"