-İZMİR-

101 57 74
                                    

Multimedya: İzmir

Bölüm Şarkısı: Yalnızlığa Döndüm Yüzümü- Çağan Şengül

Arabadan inip evime doğru yürüdüm. Evim dediysem, bir gecekonduydu. Yıkık dökük bir gecekondu. Aynı benim gibi. Bana kalsa bir evde kalmazdım. Sokakta da yaşardım. Nasıl olsa alışkındım ben buna. Fakat şehirdeki ortam buna pek müsait değildi, iki gün bile sağ kalamazdım dışarıda.

  Cebimden çıkardığım anahtarla kapıyı açtım. Kapının hemen yanındaki sehpaya attım anahtarı. Sıkı bağlamaktan saç diplerimi acıtmış olan tokayı çıkarttım, onu da koltuğun üzerine fırlattım.Bir duşa ihtiyacım vardı kesinlikle.

 Neler yaşamıştım ben bir günde, kaçırılmış, üstüne üstlük beni kurtarmaya gelen kişiyle kavga etmiştim. Ne kadar saçma biriydim ben. Kişi saçma olunca benim yaşadığım olaylarda saçma oluyordu haliyle.

Kafam çok doluydu. Birbirine karışmış, bir sürü sorun vardı kafamda. Derin bir nefes aldım. Ruhum soluksuz kalmıştı, çok uzun zamandır bu böyleydi. Eğer yakında nefes alamazsam ölecektim... Ben, nasıl nefes alacaktım?

***********

Şortumu da giydikten sonra banyodan saç havlusunu almaya gittim. Yaz mevsimi olduğu için hafif şeyler giyiyordum. Havluyu elime aldım, bir taraftan saçıma havluyu dolarken bir taraftan da oturma odasıyla iç içe olan mutfağa gittim. Eski buzdolabını açıp bir şeyler aradım içinde, sadece zeytin ve süt vardı. Parası olmayan birinin dolabı da dolu olmazdı zaten değil mi? Mısır gevreği bulma umuduyla dolapları aradım, ve evet vardı, sütle beraber mısır gevreğini kaseye koyarken zil çaldı.

Acele etmeden kapıya baktım. Karşımda Defne vardı. Ah, onu o kadar özlemiştim ki. Benim hayatta tek güvendiğim kişiydi o. Sırdaşımdı, kardeşimdi. Spor salonunda tanışmıştık onunla. İlk başta hoca ile öğrenci olmuştuk. Daha sonra kardeş olmuştuk birbirimize. Defne benim bu soğukluğuma rağmen bana nasıl dayanabilmişti, yanıma yaklaşabilmişti de kardeş olmuştuk bilmiyordum. Ama olmuştuk işte, hem de öyle güzel olmuştuk ki...

-"Neredesin kızım sen? Dün geceden beri arıyorum, açmıyorsun. Merak ettim." Bana sarıldı. Hemen içeriye girdi. Oturma odasına geçtik. Koltuğun üstüne attı kendini. Defne benim zıttımdı, genelde hareketli biriydi. Çok konuşmaz, ama benim gibi hiç konuşmamazlık da yapmazdı. Ortadaydı yani Defne, dengeyi sağlayabiliyordu. Benim aksime.
"Kaçırıldım", dedim en sakin ses tonumla.

-"Ben de bir şey var san.. Ne? Kaçırıldın mı?" Hiç duraksamadan, "Kemik yaptı değil mi sana bunu, başka birinin başının altından çıkmaz "dedi.
Evet anlamında başımı salladım, anlatmaya başladım, o yağmurlu  geceden itibaren... Yağız'ı da anlatmıştım. Ama bende bıraktığı etkiden bahsetmemiştim. Sadece beni iki seferdir kurtaran bir kahramandı o Defne'nin gözünde.

"O şerefsiz Kemik sana ne kadar taktı öyle, adam iki yıldır peşinde senin, hala anlamadı boşuna koştuğunu." 
-"Yavşak",dedi göz devirerek.
-"Evet, ama yapacak bir şeyim yok."deyip omuz silktim.

Benim çıkmam gerekiyor, Atlas'a gidip paramı almam gerek, tabi verirse...Tamam dercesine başını salladı. "Bende Mert ile buluşacağım zaten"dedi. 

Ah şu Defne ve erkekleri... Sürekli erkeklerle takılıyordu ama onlara hiç bir zaman güvenmiyordu, sevmiyordu, onlara karşı bir şey hissetmiyordu... Çok güzel bir kızdı,kahverengi saçları, kahverengi gözleri, güzel bir fiziği vardı. Ve güzelliğinin farkındaydı, bunu kullanmaktan hiçbir zaman çekinmemişti.

  Defne evden çıktıktan sonra üstümü değiştirdim, ben de evden çıktım.

  İzmir'in yakıcı sıcağı boğuyordu beni, nemi zaten nefes alamayan ciğerlerime bir kat daha zincir atıyordu, ve daha fazla engelliyordu nefes almamı... Ama bu şehirden gidemiyordum işte, ne olursa olsun gidemiyordum, hayatımın en kötü seneleri burada geçmiş olsa da bırakıp gidemiyordum. Çünkü aynı zamanda en güzel senelerimi de, bu şehir bahşetmişti bana... Ailemle beraber olduğum seneleri... 

NOCTİS(GECE)Where stories live. Discover now