BÖLÜM 3

40 7 2
                                    

Merhabalarrr... Geri dönebildim çok şükür ki bu dönüşün uzun süreli olacağından bile emin değilim. İnşallah uzun süreli olur. Her neyse çok meraklandırdım daha fazla merak ettirmeden hemen başlamak istiyorumm İyi okumalar... 😘
Medyada: 1-Nehir'in partiye giderken giydikleri
2-Hayal'in partiye giderken giydikleri
-------------------------------------------------------

"E-Efendim"

"Ya apar topar çıkıp gittin sınıftakilerle konuştuk ama sana söyleyemedim. Malum artık çoğumuz okula gelmeyecek son bir haftamız kaldı. Bir daha göremeyiz falan birbirimizi vedalaşmadan gitmeyeyim dedim."

"Anlayamadım bir yere mi gidiyorsun?"

"Evet. Son seneyi İstanbulda okumaya karar verdim. Sıkıldım buralardan, benim için daha iyi olacağını düşünüyorum."

Ve hayaller yıkılışa geçer...

İnşallah yanlış duymuşumdur diye düşünerek söylediklerini bir kez daha tarttım aklımda. Malesef ki doğruyu söylüyordu. Ege gidiyordu. Gitme diyemez miydim? Yapamazdım. 

Nasıl gidebilirdi? Çok kolay. Çünkü o ben değildi ki. Onu buraya bağlayan hiçbir şey yoktu. Çok da kolay gidebilirdi ardına bakmaksızın.

Peki geride kalan ben? Aynı şehirde,aynı okulda ve aynı sınıftayken bile bana o kadar uzakken, başka bir şehre gitmekten bahsediyordu. Nasıl yapardım?

Aklımdaki düşüncelerden sıyrılıp Ege'nin en son ne dediğini hatırlamaya çalışıyordum.

Evet. Veda falan diyordu.

"Hoşçakal o zaman" dedim buruk bir sesle.

Yavaşça yaklaşıp bana sarıldı. (Kendi abartmam olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz çünkü cidden sarıldı. Ege bana sarıldı. Ama öyle içten bir sarılma değildi tabiikide sarılıp iki yanağından öpcek şekilde sarıldı)

İyice psikolojim bozulmaya başlamıştı. Sabah yaptıkları. Şimdi düşünüp yanıma SADECE BENİM İÇİN vedalaşmaya gelmesi..

İkilemde kalmıştım ama yanlış ikilemdeydim. Bu konunun ikilemde kalıncak bir yanı yoktu. Belliydi işte. İnsan gibi vedalaşmaya gelmişti. Bir anlam veya umut çıkarmaya gerek yoktu.

Ama ben tabiikide asla böyle düşünemezdim çünkü ben Ege'yi seven Nehir'dim. Her hareketinden bir anlam çıkarmaya çalışan kızdım. Yapamazdım.

"Görüşürüz" deyip kalktı yanımdan.

Arkasından bakarken. Saniyesi geçmeden Hayal gelip oturdu hemen yanıma.

"Nehiirrr"
"Efendiiim"
"Bir şey dicem bak çok önemli"
"Ha az önce öğrendim gidiyomuş Ege"
"Ya ne Ege'si, Ne gitmesi. İyi dinle beni bu anlatacağım daha önemli. Tabii eğer dinlemeyeceksen de senin kararın. Sevdiğin elden gidiyo."
"Giden gitmiş zaten Hayal. Neyse, söyle hadi merak ettim. Hatta dur söyleme. Derse girmeyelim, kendimi gircek gibi hissetmiyorum zaten. En iyisi kantine çıkalım. Orda konuşuruz"
"Olur o zaman"
Kalktığım sıramdan uzaklaştım ve birlikte kantine çıktık. Kendime bir Nescafe aldım Hayal'de Limonata. Karşılıklı otururken aramızda sessizlik hakimdi. Bozmam gerektiğini düşünüp

"E,hadi. Önemliymiş madem anlat,dinliyorum merak ettirme."

"Ya o önemli de. Ege sana ne dedi."

"Ne desin,hoşçakal dedi."

"Oo, sana özel ha? Gelip yanına söylemeler falan?"

Aptalca sırıttım. Keşke öyle olsaydı diye geçirdim içimden.

"Platonik Aşk'ım"Where stories live. Discover now