+46+Final

275 19 19
                                    

(Mora)

Mavi maskesi yüzünden hafifçe kaymış Mora içten içe acı çekiyordu. Yürümekte zorlanırken kendisini takip eden takipçilerine tutunmamak için büyük bir savaş veriyordu.

"Nasıl olurdu sevmek birini delicesine uğuruna ölecek kadar belki de hep böyle sevmeyi istedim, ama sevmemedim sonra ama bir gün o çıktı karşıma bir bakıma tanrı gülümsedi,  bana seni sundu, 
savaşmamı emretti, hasta da olsam senin için canımı veririm izaya. Sana herşeyimi veririm mirasımı canımı bedenimi herşeyimi..."

Mora izaya nin figürünü  yaptırdığı heykelin önünren titrek bacaklarını kaldırdı. Bir defa daha saygıyla eğildi defalarca yaptığı gibi... Adamları onu kaldırdığı zaman gözü dönmüş bir aşığın olabileceği kadar tehlikeliydi.
Adımlarını hızlandırıp diğerlerden uzağa olabildiğince kaçtı. Göğsüne sakladığı bıçağa dokunduğu zaman aklına izaya nın ona bunu verdiği zaman gelmişti. O bıçağın sapında parmaklarını gezdirirken içinde oluşan dürtüler birkez daha gün yüzüne çıkmıştı.
Adamlardan biri Mora yı tutup;

-"Kaçırdığımız rus kadını bağlayıp bölgeye götürdük" diyebilmişti.

M-" Güzel... Kendisini ziyaret etmenin vakti geldi. "

Mora adamlarını da alıp  Rus kadını tuttukları yere doğru yola çıktılar.
Kadın sinirli ifadeleri hariç iyi görünüyordu. Mora demirle kaplı parmaklarını kadının yüzünde gezdirip aniden bastırdı. Kadından çıkan acı dolu sesten onun uyandığı anlaşılıyordu.

M-"Buraya gelmeniz ne hoş Rusyadan kaçırmakta sıkıntı yaşasakta şimdi neden burdayız biliyor musunuz ?"

-"Sizce ordan biliyor gibi mi duruyorum derdiniz nedir benle bakın ben İkebukuro yu geçmişte bıraktım kendime yeni bir sayfa açtım  beni bırakın lanet olasıcalar"

M-"Hahahah Ikebukuro hala Varona adını tanıyor değil mi ? "

Varona bağlı olduğu koltukta çırpınırken kendini çarpan  elektrikle mücadele etmekten vazgeçti konuşarak kaçabileceğini düşünüyordu.

V-"Kimsiniz siz ?"

M-"Tanımanın olasılığı dahi olamaz"

V-"Amacınız ne peki..."

Mora sorularından sıkıldığını belli edercesine bağırarak konuşmaya başlamıştı;

M-"Çok konuşuyorsun burda anında kafanı uçurabilirim ardından çok sevdiğin nişanlın Vladimir e postalarım...Söylesene aşık olduğun adam şuanda güvende mi ?"

Varona yerinden kurtulmaya çalışırken pas tutmuş sandalyenin demirleri kollarını kesmeye başlamıştı. Gözleri yaşarmıştı kendini hiç bu kadar çaresiz hissettiğini hatırlamıyordu. Ilk defa birine aşık olmuştu o kişide Rusyada bir keskin nişancı tarafından hedef alınmıştı.
Varona istemesede Mora nın dediklerini yapacağını belirtmek için kafasıyla onaylamıştı.

Mora İzayayı arayıp buluşmak istediğini söyledikten sonra Shizuo nun nerde olduğunu kontrol ettirdi. Sıra en kritik kısma gelmişti. Elindeki izayanın bıçağını göğsünün üstündeki araya sıkıştırdıktan sonra harekete geçti.  Şirket binasının önüne geldiginde siyah kapşonunu çekip içeriye koştu. Gelen adamlardan birine sert bir tekme attıktan sonra silah çeken diğer adama yumruğunu atmakta gecikmedi. Merdivenler görüş alanını girdiğinde oraya doğru koşmuş ve peşlerinden gelen adamları geride bırakarak Bay Kao nun odasına girmişti.

Kao içeriden gelen seslere bakmak için gittiği sırada sırtına saplanan bıçakla yere yığılmıştı. Yüzü görünmeyen  adama bakıp nedenini öğrenmek istesede kalbine giren bıçak darbesiyle nefes almayı bırakarak yere yığılmıştı.
Mora şirketi ateşe verdikten sonra camdan zamanından çıkmayı başardı.

Sadece Yalnızlıktan (Shizaya)TextingDonde viven las historias. Descúbrelo ahora